Suriye’deki demografik yapıyı değiştirmeye yönelik hazırlanan planda, MİT, Şam yönetiminin İçişleri Bakanı ve Heyet Tahrir el-Şam’ın istihbarat sorumlusu Enes Hattab’a, Türk destekli çete gruplarının kontrolü altındaki bölgelerin demografik yapısını değiştirmeye yönelik yeni talimatlar gönderdi.
Bu plan; çoğunluğu yabancı uyruklu (Arap, Özbek, Tacik, Afgan, Çeçen, Uygur, Mısırlı ve Tunuslu) 8 bin çetenin kimliklerini Suriyeli isimlerle değiştirerek sivil kayıtlara ve dijital arşivlere entegre etmeyi içeriyor. Bu hamle, bu savaşçıların Suriyelileştirilerek ve vatandaşı haline getirilerek Suriye devlet kurumlarına entegre edilmesini amaçlıyor.
ÇETELERİN SİVİL KAYITLARA EKLENMESİ
Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre MİT gönderdiği talimatlarda, bu yabancı çetelerin Suriye sivil kayıtlarına, isimleri yerel Suriye isimleriyle değiştirilerek kaydedilecek. Bu işlem, ilerleyen aşamalarda bu çetelerin Suriye devlet kurumlarına entegre edilmesi için zemin hazırlamayı hedefliyor.
İşgalci Türk devleti, bu kişileri Suriyeli vatandaşlar olarak göstererek, bu grupların aslında yabancı çeteler olduğu gerçeğini gizlemeye çalışıyor.
EFRİN’DE ARAZİ DAĞITIMI
Edinilen bilgilere göre bu isimlerin Suriye sivil kayıtlarına eklenmesinin ardından planın ikinci ayağı uygulanacak. Planın bir diğer ayağında, bu çetelere ve ailelerine Efrin, Cinderese ve Raco gibi bölgelerde Türk ve Katar destekli kuruluşlar aracılığıyla arazi ve mülk sağlanacak.
Araziler bu çeteler tarafından sözde yasal olarak satın almış gibi gösterilecek. Bu kirli plan, tarihsel olarak Kürt çoğunluğa sahip olan Efrin gibi bölgelerde demografik yapıyı değiştirmeyi hedefleyen geniş kapsamlı bir stratejinin parçası.
Bilindiği üzere 2018 yılından bu yana Efrin bölgesi, özellikle işgalci Türk devletinin yeni yerleşim yerleri inşa etmesiyle önemli demografik dönüşümler yaşadı. Bu yerleşimler, Türkiye’ye sadık çete grupları ve ailelerinin yerleştirilmesi yoluyla bölgenin demografik yapısını değiştirdi. Katar tarafından desteklenen örgütler aracılığıyla bu yerleşimler finanse ediliyor; bu kapsamda araziler ve mülkler satın alınarak yeni yabancı çetelere dağıtılıyor.
Yine edindiğimiz bilgilere göre MİT; Çeçen, Özbek, Uygur, Tacik, Mısırlı ve Tunuslu çetelerden oluşan tabur ve tugayların, yeni kıyafetler ve Suriyeli kimliklerle donatılana kadar kamplarından çıkmamaları talimatı verdi. Bu çetelerin, gruplar halinde farklı kamplara nakledilmeye başlandığı ve sürecin devam ettiği öğrenildi.
Nakledilen çetelerin yerleştirildiği kamplar ise şunlar: Kiteyfe Kampı, Dumer’deki eski Cumhuriyet Muhafızları Kampı, Humus’taki 8. Tugay Kampı, Kisve’deki 1. Tugay Kampı, Halep İkarda’daki Savunma Bakanlığı Kampı, Tartus’taki su gücüne bağlı kamp.
TÜRK VE KATAR İSTİHBARATI ARASINDAKİ KOORDİNASYON
Bu plan, Katar istihbaratı tarafından geliştirildi ve MİT’e planın hedefleri ve uygulama detayları bildirildi. Türk ve Katar istihbarat birimleri arasındaki koordinasyonla, bu silahlı çete gruplarının özellikle Türkiye için stratejik öneme sahip bölgelerde Suriye topraklarına yerleştirilmesi yönünde adımlar atılıyor.
ULUSLARARASI KAMUOYUNU YANILTMA
Bu hamlenin bir diğer stratejik amacı, uluslararası toplumu Suriye’deki yabancı varlığı konusunda yanıltmak. Özellikle ABD ve AB, Colani liderliğindeki Şam yönetiminin meşruiyetini, bu yabancı çetelerin varlığı nedeniyle kabul etmiyor.
Geçtiğimiz gün ABD BM Temsilcisi Vekili Büyükelçi Dorothy Shea’nın yaptığı açıklamada Şam hükümetinin terörizm, yabancı savaşçılar ve kitle imha silahları konusunda yakından izlenildiğini bir kez daha belirtti.
Bu çetelere Suriye vatandaşlığı verilerek, Türkiye ve Katar, onları Suriye toplumunun bir parçası olarak sunmayı planlıyor. Bu, Şam yönetiminin yabancı unsurlarla ilgili uluslararası baskılardan kaçmasına olanak tanıyabilir.
Bu plan, yalnızca demografik yapıyı değiştirmekle sınırlı değil, aynı zamanda Şam yönetiminin uluslararası toplum nezdinde meşruiyetini güçlendirme hedefini de içeriyor. Bu çeteler Suriye vatandaşlığına geçtikten sonra, Suriye iktidarı kendisini egemen bir devlet olarak sunabilecek ve uluslararası baskılarla daha kolay başa çıkabilecek. Ayrıca, Türkiye ve Katar, bu planla Şam’a uygulanan ve büyük ölçüde bu yabancı silahlı çete gruplarının varlığına odaklanan uluslararası yaptırımların kaldırılmasını amaçlıyor.
Türk-Katar planı sadece Suriye ile sınırlı değil, iki ülkenin gelecekte bölgesel nüfuzunu genişletmeyi de kapsıyor. Yabancı çeteler Suriye vatandaşlığına geçirildikten sonra, Türk devleti ve Katar’ın bulunduğu diğer bölgelerde, siyasi ve askeri müdahale projelerini desteklemek için kullanılabilir. Bu taktik, bölge halklarını koruma veya DAIŞ ile mücadele kisvesi altında, 2011’deki Suriye krizinin başlangıcından beri iki ülkenin kullandığı yöntemlerin bir uzantısıdır.
Özcesi; Suriye’deki Türk-Katar planı, Efrin gibi stratejik bölgelerde demografik ve nüfus yapısını değiştirerek Türkiye ve Katar’ın bölgesel nüfuzunu genişletmeyi hedefleyen uzun vadeli bir stratejinin parçası. Bu plan, yabancı çetelere vatandaşlık verilmesinin ötesine geçerek, Suriye toplumunun yapısını iki ülkenin stratejik hedefleriyle uyumlu hale getirecek geniş çaplı değişiklikleri içeriyor. Bu planın uygulanması, Suriye’nin bazı bölgelerindeki demografik durumu kökten değiştirebilir.
Militan RÊHAT