MİT, Beşar Esad Hükümetinin düşürülmesinde, HTŞ öncülüğünde Suriye Hükümetinin kurulmasında aynı zamanda “DAİŞ’in Yeniden Dirilmesinde” önemli bir rol oynamıştır. Türk MİT’i Suriye’deki çetelerin maaşını Suriye rejiminin düşüşünden sonra kesmişti, çeteler üzerinden Suriye’deki varlığını kalıcılaştırmak için çetelere tekrardan maaş dağıtacak. Türkiye, Suriye’deki savaşta DAIŞ ve Cihadist çete örgütlerine büyük destekler sunmuştur. 10 bin Irak-Suriyeli DAİŞ çetesini ve yaklaşık 5-6 bin yabancı çeteleyi silahlandırıp ve örgütlendirip savaştırmıştır.
Özgürlük Hareketi ve Kürt halkına karşı savaşta, Türk işgalinin ekonomisi çöktü ve bu nedenle çetelere maaş ödeyemez hale geldi. Özellikle Suriye rejiminin çöküşünden sonra, Türk işgali altındaki bölgelerde maaş alamayan çeteler, Türk devletine karşı sert tepkiler gösterdi. Bu nedenle, işgalci Türk devleti çeteleri kontrol altında tutmak ve bu çete grupları aracılığıyla Suriye’deki varlığını kalıcı hale getirmek için yeniden maaş dağıtımına başlayacak.
ÇETELERİN FİNANSMANI KİM OLACAK?
İşgalci Türk devleti çeteleri finanse ederek Suriye’deki kalıcığını korumaya çalışacak. Fakat bu kadar ekonomik kriz içerisinde olan Türk devleti çetelerin fonlarını nasıl verecek? Daha önce olduğu gibi Katar üzerinden bu finansmanı sağlamaya çalışacağı söyleniyor, ancak Türkiye ile Katar arasında son tartışmalarda, Katar’ın uluslararası güçler tarafından cihatçıları birçok ülkede finanse ettiği gerekçesiyle sürekli uyarılması, bu yükü tekrar üstlenip üstlenemeyeceği konusunda belirsizlik yaratıyor.
AKP-MHP iktidarı, Türkiye’de ekonomik kriz içindeyken, ekonomiyi bu çete gruplarına dağıtması muhalefet tarafından tartışılıyor.
İşgalci Türk devleti, yeni ve eski çete gruplarına fon ve maaş dağıtımı için sorumlular belirledi. İdlib’den olan bu sorumlular şunlar:
Ahmed Mustafa Kada, Hüseyin Cuma Abdullah, Zuheyr Mustafa Esved, Yasir Mohammed Khair Bazbuz, Muhammed Abdullah Qais, Emir Muhammed Şekip Hacı Hamid, Abdulqahar Muhyiddin El-Hac Said Sukar.
Huras El-Din ve El-Kaide’ye bağlı olanlar, çoğunlukla Bab’dan gelenler ise şunlar:
Muhammed Zafer Ahmed Mandil, Ekrem Abdo Es-Sayed, Hasan Ahmed Atto, Muhammed Zuheyr Esma, Ghaffar Muhammed Reda Taher Ağa.
AKP-MHP rejimi, “İdlib bize sorulur” diyerek, kontrolü altındaki alanlarda DAIŞ’in elebaşlarını yerleştiriyor, örgütlenmelerine olanak sağlıyor ve gizli hücreler kurmalarına imkan tanıyor. Belirtilen isimlerden de anlaşılacağı üzere, MİT, İdlib’deki çetelere maaş dağıtacak. Bu, AKP-MHP’nin söylemleriyle de doğrulanıyor; DAIŞ ve çete gruplarının gerçekleştirdiği saldırılar, işgalci Türk devleti tarafından organize ediliyor. Kendi söylemleriyle bunu teyit ediyorlar.
Bilindiği üzere, Türk devleti uzun süredir DAIŞ çetelerine hem maddi destek sağladı hem de onları koruyarak, insanlık dışı eylemlerini uzun süre sürdürmelerine olanak tanıdı. İşgalci Türk devleti, prestijini ve konumunu korumak için bazı kirli işlerini kendi adına değil, para ile oluşturduğu çeteler adına gerçekleştiriyor. MİT de bu temelde kirli işlerini yürütüyor ve hedefine ulaşmak için her yöntemi kullanıyor.
TÜRK DEVLETİNİN EYLEMLERİNDE AMERİKANIN ROLÜ
Türk devleti para yoluyla bu çetelerin sayısını çoğaltmak istiyor. Ayrıca, Türk devleti Amerika’nın bir müttefiki olmasına rağmen MİT’in desteklediği kişiler Amerika’nın terör listesinde yer alıyorlar. Bu, MİT’in oynadığı bu oyunda yalnız olmadığını gösteriyor. Amerika ve Şam iktidarının bilgisi dahilinde DAIŞ çeteleri yeniden örgütleniyor.
Fırat’ın doğusuyla ilgili olarak da MİT, burada DAIŞ çetelerine büyük miktarda maaş ödenmesi için finansman talimatı verdi. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Türkiye Amerika’nın müttefiki olmasına rağmen, maaş ödenecek bu kişiler Amerika’nın terör listesinde yer alıyor.
Konu çıkarlar ve Kürt halkının kazanımları olunca hegemon güçler sessiz kalıyor ve bu esas üzerinde Amerika da bu uygulamalara sessiz kalmış ve itiraz etmemiştir. Bu da Amerika’nın da bu kirli uygulamalarda büyük bir rol oynadığını gösteriyor ve çetelerin ve saldırıların büyümesine yol açıyor. Amerika gibi bir devletin kendi terör listesinde olan kişilere, Türk devleti tarafından maaş dağıtıldığından haberinin olmaması mümkün değil.
Örneğin şu anda Suriye’de, Türk devleti bir kez daha çetelere maaş verecek ve vahşi eylemleri gerçekleştirecek, ancak Şam yönetimi bu duruma karşı sessiz kalıyor. Tüm bunlar, bu işin ortak bir çalışma olduğunu gösteriyor. Bir devletin bilgisi olmadan kimse o devletin sınırları içinde çeteleri geçirip, casuslarını yerleştirip veya çete gruplarını eğitemez. Bu yapıldığında, o devletin parmağının da bu işte olduğu kesindir.
Botan AMED