Kapitalist sistem, insanlığın reddiyle bilinmektedir. Kapitalizm, kadın cinsiyetçiliği üzerinden topluma egemen olmuştur. Kapitalizm de bugüne kadar görülen, her şeyi denetimi altında tutmak istemesi, bunun somut örneklerinden biri de sanat üzerinden özellikle reklamcılıkla kadınlar üzerine kurulurken, 5 bin yıllık bir mesele olan kadın sorunu ve kadının da buna karşı görkemli direnişi vardır. Kapitalizm bunlarla iktidarı sürdürmektedir.
Kadın devrimlerinin tarihin her boyutlarında kendini gün ışığına çıkarışları bilirken, somut bir kavram olarak Önderliğimizin; “Neolitik devrim, bir kadın devrimidir” deyişi Kadın Hareketinin tarihiyle kendini bir sentez olarak görüp mücadele etmesine kaynak olmuştur.
PKK tarihi boyunca sosyalizmde ısrar etmekte ve eğer ısrar ediyorsa, uygarlık tarihi boyunca geliştirilen kadın boyutlarının güçten düşürülüşünün doğal ve insani olmadığını kavramaktadır.Kadının doğası, savaşı ve sınıflaşmayı kabul etmezken, doğallığı gereği sosyalist bir kişiliği vardır ve bu bilinmektedir. Kadının kaybolan doğasını yeniden keşfetmek, doğaya ve topluma bakış açısını oluşturmak, kadını yakından ilgilendirirken erkek egemenlikli toplumsal yaklaşıma karşı kadının kendi özgür yaklaşımını geliştirmesini, doğru anlamak gerekliyken bunu giderek örgütlemeye taşırması, bugün her alanda kendini kabullendirmesi ile belirginleşmektedir. Hem toplumsal ve hem doğa yaklaşımında erkek egemenliğine karşı kadın, eşit ve özgür yaklaşımını hedef almaktadır. Bununla birlikte, kadınların kendilerini büyük özgürlük savaşımına adamışlığı da PKK de Kadın Kurtuluş İdeolojisinde somutlaşmıştır. Kadın devrimi her düzeyde, objektif zemini kadar bilinç ve örgütlülük yanını da görerek geliştirmektedir. Kadın savaşımları, aslında tarihi bir sorun olarak görülmüştür. Kadın sorununa gereken açıklığı ve çözüm gücünü veremeden ilerleme sağlayamayacağı ve çözüm yolunun kadının özgürlük tezleriyle, Toplumsal Sözleşmeye vardırmaya kadar mücadele etmesiyle mümkün olacaktır. Bunun yanı sıra kadın ve aile sorunlarının teorik ele alınışı, çözümlenişi ve olası kurtuluşu Önderlik ideolojisiyle bağlantılı olmaktadır. Her geçen gün kapitalizmin kadına, varoluşuna, inkarcı yaklaşmasıyla sorunlar açığa çıkarılırken, çözümüne bizzat kadın öznesiyle cevap verilmeye ve dolayısıyla en doğru yöntemin tutturulmasına özen gösterilmektedir.
Kadın Kurtuluş İdeolojisini, onun Önderlik gerçeğini, tüm yönleriyle nasıl ki her geçen gün daha yoğun kavrama, özümseme gereğini duyuyorsa; bunun diğer bir yüzü olan, ayrılmaz bir ilişki ve çelişki içinde olan erkek sorununu da ortaya koymak gerekli olmaktadır. Teorik olduğu kadar, somut yaşama nasıl indirgendiği düzeyine kadar göstermek ve hatta ulusal, toplumsal yabancılaşmanın çok derinliğine işlenen bir gerçekliğimiz olduğunu anlamakta gerekmektedir. Fakat bu gerçeklikte bilinmektedir ki PKK de sağlanılan en soylu savaşlardan birisi de, kadın-erkek yaklaşımlarında bağımsızlıkçı tutumu büyük bir sabır ve çabayla gerçekleştirmiş olmasıdır. Asıl bu yaklaşımla oluşturulmak istenen ahlaki ve politik toplum modeli, kapitalist modernitenin bugün PKK’ye karşı savaştırdığı hegemonik güçlerin yok etmek istediği ölçülerden en etkilisi olmuştur.
Kadın Kurtuluş İdeolojisinin tüm dünyada yaygınlaşması aslında varılan büyük çözüm veya soruna cevap olurken, bu yalnızca bağımsız kadının ve erkeğin gerçekleştirilmesiyle mümkün olmaktadır.
Kadın Hareketi her düzeyde meşru savunma çizgisini esas alarak, düşünce ve duygularında fiziki varlığı ile yaşamı konusunda askeri gücünün yanı sıra, sonsuzluğunu esas alarak doğru bir meşru savunma çizgisini hayata geçirirken kadın ordulaşmasın da görülen irade ve muazzam mücadelesiyle özgürlüğü uğruna yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını da kanıtlamaktadır.
Ulusal-demokratik devrim aşamasında mücadele eden kadın, özgürlük savaşı içinde olduğu ve özgür toplumu inşa mücadelesi söz konusudur. Özgürlük, sosyalleşme ve siyasallaşma olmadan elde edilemez. Kadın devrimini merkeze alarak toplumsal devrim amacını taşıyan her kadın örgütü ve hareketinin temsilci olmaktan başta rolünün olmadığını bilmektedir.
Sistem karşıtı, özgür kadının yaratılmasına dayalı özgür toplumu inşa etme görevini yükümlenmiş ve belli boyutlarda bunu başarmış ve mücadele etmiş Kürdistan Kadın Hareketi olarak Önderliğin Kadın Kurtuluş İdeolojisini tüm dünyada kadınların sahipleneceğini görerek ideolojik açılımlar yaparak varlığını büyütmekte ve yalnızca Kürdistan’ın kadın hareketi olarak değil, tüm Ortadoğu Kadınlarının Hareketi olarak gelişme kat etmektedir.
Önderlik, yeni bir dünya sisteminin; “demokratik-ekolojik kadın özgürlükçü olmazsa beş bin yıldır biriken tüm sorunların kendisini tekrar edeceğini” önemle belirtmekte. Dünyayı kurtaracak olanın yeni bir kadın devrimi, ekolojik devrim olduğunu savunarak kadına, ekolojiye dönüşün zorunluluğunu ortaya koymuştur. Çözümü, kadın devrimi ve yeni bir tarım devrimi olarak netleştirmiştir.
Bunun yanı sıra sistem krizi ne kadar küreselse sistem karşıtı mücadele de yaygınlık kazanarak küreselleşmiştir. Bunu sağlayan, mücadelenin odağında erkek egemen şiddet ve cinsiyetçi yasaların olmasıdır. Tecavüz, şiddet, işgal, katliam, savaş ve göç politikalarına karşı çıkan kadınlardır. Kadınlar bunun çözümü için ortak örgütlenme, ortak savunma, ortak mücadele etme gerekliliğini ortaya koymuşlardır. Kadınlar, kadın özgürlük sorununu hak talebi olmaktan çıkararak cinsiyetçiliği kökten sorgulayıp sistem sorunu olarak tartışılmasını sağlayıp yeni bir toplumsal yaşam sistemini tartıştırma ve bunu bizzat yaratmayı başarmışlardır. Mevcut örgütlenmeyle yetinilmeyeceği görülerek, örgütlenmenin hayati gerekliliği ve kadınların kendilerine ait öz savunmasını yaratma kararlığı gelişmiştir. Böylece erkek egemen zihniyetin köreltilip her alanın tanrıca edasıyla bürünmesini sağlayana dek kadınlar meşru savunmayı esas alıp ne bedel varsa vereceklerini haykırmaktadır.
Asrin Simork
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi