25 Mayıs 2019 Cumartesi Saat 07:37
AKP, sözde darbe girişiminden sonra girdiği bütün seçimlerde MİT’e en aktif
rolü verdi. Seçim öncesi süreçlerde yaptırdığı patlamalar, organize ettiği
projelerin birinci dereceden yürütme sorumlusu olarak tayin ettiği MİT’e bu
seçimde neden yer vermiyor?
Daha öncede kullanılan yöntemler olarak bilinen ülkedeki suç örgütü
liderlerini öne sürme durumu bu seçimde de yaşandı. Muhalif kesimlere tehditler
savuran iç işleri bakanılarını mı anlatalım, organize bir şekilde muhalefete
saldırı düzenleyen çete gruplarını mı anlatalım. Bunlar herkes tarafından
billinen noktalar olmasından dolayı pek fazla takılmayacağız.
Şu var ki daha önceki icraatleri kısa bir süreliğine muhaliflerin gözünü
korkutsa da artık muhalif kesim ‘‘başıma ne gelirse gelsin’’ diyerek kelle
koltukta seçime gidiyor. Korku imparatorluğunun tahtı sallanıyor ve imparatorla
beraber vezirlerde de kaygı hakim. Tam bir Osmanlı filmi yaşayabiliriz. Yani
imparatora çelme takan vezirler çıkabilir. Ki vezirleri bir bir araştırıp
baktığımızda hepsinin ortak özelliği, sloganının atıldığı şekilde vatan millet
sevdası değil, menfaattir. Yani bu
potansiyel AKP saflarında müthiş bir düzeye sahip.
Bu durum Paketçi Berat ile “PKK bitti bitiyor Süleyman arasında
somutlaşıyor. Hatırlanacağı üzere ikili arasındaki koltuk kavgası bir ara
birkaç durum somutunda medyada gündeme gelmişti. Paketçi Berat ile Yolcu Binali
arasındaki çelişkiler de unutulmuş değil. Bugünlerde pek gündeme gelmese de her
bir bakanlığın diğerini tamamıyla boşa çıkaran açıklamaları bu didişmenin
geldiği düzeyi gösteriyor.
Tamamıyla psikolojisi bozuk insanların yürüttüğü bir ülkede yaşıyoruz.
Tayip, Binali, Süleyman, Berat. Kim ne yapsın bunları? Binali kalkar seçmenin
aklıyla dalga geçer gibi ‘‘Seçmenin yüzüne bakıyor, anlıyor AKP’ye oy verecek pusulayı
vermiyor’’ diyor.
Bunlar iç çatışmalardan sadece birkaçı. Tayip’in beraber yola çıktığı
insanların ona karşı muhalif olmasına ne demeli? En başında Fethullahçılarla
yola çıktı, partisisinin tamamı onlardan oluşuyordu, ne olduysa çark etti eski
dost oldu düşman. Davutoğlu, Gül, Babacan, Arınç vs. vs. hepsi Erdoğanı
davalarına ihanet etmekle suçluyor. Tayip ülkeye dışardan da dost bırakmadı.
Suriye ile kavgada, Yunanistan ile kavgada, İran ile gösterilenin aksine
kavgada, Güney Kürdistan’a karşı tutumu zaten biliniyor. Komşu kalmadı. Avrupa
ülkelerine birgün birşey satmasın ülke uçuruma ilerler ki satacak bir şeyi de
kalmadı. Her gün farklı bir ekonomik yaptırımla karşı karşıya kalıyorlar. Bu
hükümet S-400 alışverişinde ‘‘çok kararlı’’ bir görüntü verse de ne ekonomik,
ne politik, ne de siyasi düzeyi buna yetmemekte. Ki zaten güncel gelişmeler bu
durumu teyit ediyor. Hükümetin, kapısını çalıp yardım dileneceği bir dostu
kalmadı.
Yazının başında değindiğimiz MİT konusu için ise bu seçimde ne kadar rol
almak isterse istesin, adam öldürmekten, kaçırmaktan, kısacası bir suç çetesi
gibi hareket etmekten başka izleyebileceği bir yol yok. Hem MİT, hem hükümet
içi çatışmaların daha da yoğunlaşacağı bir İstanbul Seçimleri sonrası sürecine
doğru ilerlemekteyiz. İttifak gücü gibi gözüktüğü MHP’nin ise kuyusunu alttan
kazdığını çok sonradan fark eden Tayip, oturmuş evinde yenilmeyi bekliyor.
Bawer İNTİKAM
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html