• Turkish
  • العربية
  • Mal
  • Nûçe
  • Tişt
  • Lêkolîn
  • Analîza Siyasî
  • Rastiyên MIT
  • Hemû beş
    • Anketler
    • Anons
    • Röportaj
    • ji edîtorê
    • Herêmparêzî
    • Abor
    • Jin
    • Ciwanan
    • Ji Çapemeniya Derve
    • Dîrok û Zimanê Kurdistanê
    • Kî ye?
    • Daxuyaniyên Çapemeniyê
    • Hilbijartinên Çapemeniyê
    • Kronolojî
    • Belge
    • Series Text
    • Ji xwendevan
    • Perspektîfên Azadiyê
    • Mesajên Belaş
    • Teknolocî
    • Rastiyên MIT
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Mal
  • Nûçe
  • Tişt
  • Lêkolîn
  • Analîza Siyasî
  • Rastiyên MIT
  • Hemû beş
    • Anketler
    • Anons
    • Röportaj
    • ji edîtorê
    • Herêmparêzî
    • Abor
    • Jin
    • Ciwanan
    • Ji Çapemeniya Derve
    • Dîrok û Zimanê Kurdistanê
    • Kî ye?
    • Daxuyaniyên Çapemeniyê
    • Hilbijartinên Çapemeniyê
    • Kronolojî
    • Belge
    • Series Text
    • Ji xwendevan
    • Perspektîfên Azadiyê
    • Mesajên Belaş
    • Teknolocî
    • Rastiyên MIT
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Beşên Mesajên Belaş

YENI YAVRU VATAN: GÜNEY KÜRDISTAN

Yayınlayan Lekolin
15 Mart 2020
Kategori: Mesajên Belaş
241 18
A A
YENI YAVRU VATAN: GÜNEY KÜRDISTAN
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

17 Kasım 2013 Pazar Saat 14:55

AHMET KAHRAMAN – Mesud Barzani’nin, Diyarbakır’da organize edilen “üçyüz düğün bir arada şenliği”nde, Türk Başbakanı RT Erdoğan’la yan yana saf tutması, sanılanın ötesinde anlamlı, Kıbrıs’ın yanında, “ikinci yavru vatan” vak’asına alıştırma provasıdır.

Rojava’daki ortak tutum ise, “ikinci yavru vatan” entegrasyonunun resmidir.
Cengiz Çandar’ın, “Mesut Barzani, deneyimli, ciddi ve önemli bir uluslararası siyasi şahsiyettir. Kendisini, ‘Kürtler aleyhine yazılmış bir senaryo’nun ‘figüranı’ konumuna asla düşürmez” sözlerine katılmıyorum. Rojava resmi ortadayken, Çandar’ın sözleri, iyi niyet ve onun şövalyece bakışı olarak görüyorum.
Ve, Türk devleti, Rojava’ya el koyma çırpınışları konusunda hafızalarınızı tazelemek istiyorum: Önce, Amerika’dan yerleşecekleri tampon bölge talebinde bulundular. İstekleri kabul görmeyince, “Türkmenleri koruma ve silahlandırma” kartıyla ortaya çıktılar. Fakat, kitle tabanı bulamadılar. El Kaide’ye “vekalet”, bu hayal kırıklıklarından sonradır.
El Kaide ise kendi nam ve hesabına talana girişip, dinci katliamı insan ciğeri yemeye vardırınca, dünyada tiksintiyle seyredildi. Güneylilerin, Kürtlük adına taban bulur umuduyla, öne sürülmesi, bundan sonradır.
Onlar, Rojava devrimini boğmak için, Cengiz Çandar’ın “Kürtler aleyhine yazılmış bir senaryonun figüranı konumuna asla düşemez” sözünün tam tersi göz doldurmaya koşan Baron figürü çizdiler. Sınır kapılarını, Kürde gidecek ilaca, bebeğinin mamasına kapattılar. Ankara’nın sloganlarıyla, onur savaşı veren Kürtleri karalama kampanyasına katıldılar.
Oysa, “figüranlık” değilse eğer, PYD’nin kusuru olsa bile ulusal (milli) kurtuluşta, “kan kusup kızılcık şerbeti içtim” demeleri ve Kürt cephesinde olmaları gerekirdi. Karşı safta değil…
Kimse kültür ve ekonomik entegrasyonun siyasal bütünleşme ile tamamlanmasına, petrol boru hatı kılıfı çekip, mazur göstermeye kalkışmasın. Irak’ın petrollerini Adana’ya (Yumurtalık) akıtan boru hatı var. Ama Irak, vekaleten kılıç kuşanan Baron değildi, olmadı. Irak, TC ile balayı yıllarında bile onun düşmanı, kendi kavminden Suriye’ye kılıç çekmedi..
Ancak, Kürtere karşı Kürtlerin “koç başı” olarak kullanılması, yeni değil Baronsal gelenektendi. Bu karalı gelenek, ta İdris-i Bitlisî ile başlar, Botan Beyi Bedirhan’ın, Şeyh Ubeydullah, ve Şeyh Said isyanlarıyla devam eder. “Baronlar”, “vakti gelene kadar”, hep “makbul Kürt” oldular. TC parlamentosunda da yer aldılar. Şeyh Said’i sırtından hançerleyenlerin torunları, bugün AKP sahnesinde, en büyükleri, bakılacak yüz bulamayınca kaçıp gittiler.
Ankara’nın isteği üzerine Kürt Ulusal Kongresini unutmaya yatıran Mesud Barzani, “düğün” yolunda bile, hala Kürt ulusalcısı (milliyetçi) postu altında konuşuyor ve “PYD Rojava’da devrim yaptığını iddia ediyor. Kime karşı kazanılmış bir devrim bu? Tek yaptıkları şey, rejimin onlara teslim ettiği yerlerde söz sahibi olmak” diyordu.
Oysa biz Amerika’nın teslim ettiği bir bir ülkenin “şurası benim, burası da” diyerek bölge kapmaya çıkan, anlaşamayınca savaş açıp birbirini öldürleri de, El Kaide, velaketen sınırlardan içeriye girdiğinde, “bu savaş bizim değildir, bizim önceliğimiz halkımız ve geleceğidir” diyenleri de biliyoruz.
En doğrusu ve en onurlusu savaş Baronu olmamaktı. Rojava Kürtleri, bu onurlu yolu seçmişlerdi. Ama tarih, bağışlamaz katılığıyla Baronları da kaydediyor.
 “Yavru vatan” resmine dönecek olursak, Deniz Baykal’ın kadrosundayken, AKP yakınlarına savrulan ekonomi Profesörü Seyfettin Gürsel, televizyondaki yandaşlar söyleşisinde, “inceleme heyeti” (siz teftiş heyeti de diyebilirsiniz) üyesi olarak Güney’e yaptığı geziyi, AKP zaferinin coşkulu gülüşler arasında anlatıyordu. Gürsel, ekonomik ve kültürel entegrasyonun (bütünleşme), çoktan gerçekleştiğini, sıranın siyaseten birliğe geldiğini söylüyordu. “Üçyüz düğün bir arada şenliği”nin altındaki hikmet, bu yeni “yavru vatan” tablosuydu.
Türk devleti, kardeşlik adına girip, ordusunun üniformasını da verdiği Azerbeycan’ı entegre edip, kendine benzetmeye kalkışınca, paketlenerek dışarıya atılmıştı. Kırgızistan’dan dövüle dövüle…
Antakya’nın ilhakı da bu kadar kolay olmadı. “Yavru vatan” Kıbrıs’a silah zoruyla girdiler. 
Bülent Ecevit, 1977’de gazeteci ve yazarlarla yaptığı peryodik kapalı “Çarşamba toplantıları”ndan birinde, Amerikan projesini açıklamıştı. Hatırlar mı bimiyorum, o toplantıda Altan Öymen de vardı. Ecevit, sözü “başımıza bela açmak istiyorlar” demiş, “Amerikalılar, petrolünüz yok, inin Kerkük’ü alın” diye anlatmıştı.
O zaman, Irak’taki Saddam yönetimi Moskova’ya yakındı. Bugün Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Irak işgalinden sonra, Barzani ve Talabani’ye “Türk devletinin hamiliği”ni öneren Amerika’nın Başkan yardımcısı Joe Biden, düğün yolundaki Mesud Barzani ile konuşuyordu.
Sevinin tırşıkçılar, demek ki, yavru vatan olma projesi onaylı. Tarih ne der, ona aldırmayın. 

AHMET KAHRAMAN
 


YENİ ÖZGÜR POLİTİKA 

Navenda Lêkolînên Stratejîk a Kurdistanê

www.navendalekolin.com www.lekolin.org
-www.lekolin.net – www.lekolin.info

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

AÇLIK GREVİ VE ÖLÜM PAHASINA KÜRT HALKININ ÖNDERLİĞİNE BAĞLILIĞI

Sonraki Haber

NEO OSMANLI KÜRDİSTANI’NA HOŞGELDİNİZ!

Benzer Haberler

Doz
Mesajên Belaş

Doz

18 Kasım 2024
Kadın Bir Gerillanın Bakışı
Analîz Siyasî

Kadın Bir Gerillanın Bakışı

11 Ekim 2022
ŞER!
Analîz Siyasî

ŞER!

29 Eylül 2022
Sonraki Haber
NEO OSMANLI KÜRDİSTANI’NA HOŞGELDİNİZ!

NEO OSMANLI KÜRDİSTANI’NA HOŞGELDİNİZ!

Öne Çıkan Yazılar

  • Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

    Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

    494 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124
  • Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

    494 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124
  • MÎT Hêzek Taybet Di Nav Firqeya 66’emîn û 86’emîn De Ava Dike – NÛÇE TAYBET

    503 Paylaşım
    Paylaş 201 Paylaş 126
  • MÎT û Parastîn Xetek Leşkerî ya “Yek Laş” Ava Dikin – ANALÎZA NÛÇEYAN

    535 Paylaşım
    Paylaş 214 Paylaş 134
  • Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin – 1

    494 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124

Önerilenler

Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin – 1

MÎT Hêzek Taybet Di Nav Firqeya 66’emîn û 86’emîn De Ava Dike – NÛÇE TAYBET

Planên Qirêj ên MÎT û Çeteyan Ji bo Nevegera Efrîniyan Berdewam Dike – NÛÇE TAYBET

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist