• Turkish
  • العربية
  • Mal
  • Nûçe
  • Tişt
  • Lêkolîn
  • Analîza Siyasî
  • Rastiyên MIT
  • Hemû beş
    • Anketler
    • Anons
    • Röportaj
    • ji edîtorê
    • Herêmparêzî
    • Abor
    • Jin
    • Ciwanan
    • Ji Çapemeniya Derve
    • Dîrok û Zimanê Kurdistanê
    • Kî ye?
    • Daxuyaniyên Çapemeniyê
    • Hilbijartinên Çapemeniyê
    • Kronolojî
    • Belge
    • Series Text
    • Ji xwendevan
    • Perspektîfên Azadiyê
    • Mesajên Belaş
    • Teknolocî
    • Rastiyên MIT
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • Mal
  • Nûçe
  • Tişt
  • Lêkolîn
  • Analîza Siyasî
  • Rastiyên MIT
  • Hemû beş
    • Anketler
    • Anons
    • Röportaj
    • ji edîtorê
    • Herêmparêzî
    • Abor
    • Jin
    • Ciwanan
    • Ji Çapemeniya Derve
    • Dîrok û Zimanê Kurdistanê
    • Kî ye?
    • Daxuyaniyên Çapemeniyê
    • Hilbijartinên Çapemeniyê
    • Kronolojî
    • Belge
    • Series Text
    • Ji xwendevan
    • Perspektîfên Azadiyê
    • Mesajên Belaş
    • Teknolocî
    • Rastiyên MIT
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa Beşên Gotarên

AKP-MHP Hükümetinin Beyhude Saldırıları

Yayınlayan Lekolin
14 Haziran 2020
Kategori: Gotarên
326 3
A A
AKP-MHP Hükümetinin Beyhude Saldırıları
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

 

7 Haziran tarihinde AKP-MHP iktidarı faşist politikalarından birini daha sahneye koydu. Dünya tarihinde örnek faşist Anayasalarından biri olan 1982 Anayasasına bile aykırı bir şekilde yargılamaları devam eden milletvekillerini mahkûm eden “bağımsız” mahkeme kararları Meclis’te okunarak ikisi HDP’li biri CHP’li üç parlamenterin vekilliği düşürüldü. Ardından zindana da yollanmaları için de hiç vakit kaybedilmedi. Kürt düşmanlığından gözü kararmış faşist hükümetin sadece Ağustos 2019’dan itibaren aşama aşama sürdürdüğü kayyum politikaları düşünüldüğünde bile şaşırtıcı olmayan bu hamle hükümetin özünü bir kez daha gözler önüne serdi. Sadece kendi iktidarını sürdürmeye odaklanmış ve bunun için çiğnemeyeceği hukuki ve insani hiçbir değer olmayan faşist hükümetin bu adımı niteliğine oldukça uygundur. Aslında biraz demokrasiye duyarlı aksi bir politika izlemesi sürpriz olurdu. Faşist hükümetin faşistçe davranmasından daha doğal ne olabilir ki?

Bu nedenle esas soru iktidarın bu kararı nasıl alabildiği değil niye aldığı ve hukukla herhangi bir ilişkisi kurulamayacak bu kararla neyi amaçladığıdır. Bu çerçevede kuşkusuz belirtilmesi gereken ilk nokta kendi hegemonyası önündeki temel engel olan Kürt halkının mücadelesini daraltmayı hedeflemesidir. Kürt halkının varlığını nihayete erdirmeyi asıl hedef olarak gören bu zihniyet Kürde dair her şeye saldırırken halkın seçilmiş temsilcilerine yaklaşımını zaten 2016 yılındaki ilk kayyum saldırısı ve dokunulmazlıkların kaldırılmasından itibaren netleştirmişti. Ve bunu her fırsatta gösterdi. Baskı ve zor politikaları ile kendi hegemonyasını inşa etmeye çalışan AKP-MHP koalisyonu şimdiye kadar başaramadığını aynı şiddet politikasının bu yeni adımıyla gerçekleştireceğini düşünmenin mantıklı bir yanı yok. Yine başaramayacak. Yerel düzeyde zaten gasp edilen iradesi bu sefer genel düzeyde de geçersiz sayılan Amed ve Hakkâri halkının bu kararla demokrasi ve özgürlük mücadelesinden uzaklaşmayacağı çok açık. Kürt halkı DTK Eş Başkanı Sayın Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nı kendi meşru temsilcileri olarak görmeye devam edecek. Aslında bunu onlar da çok iyi biliyorlar. Anketler olmaksızın neredeyse konuşma yapmayan Erdoğan’ın bu uygulamalarla Kürt halkını yokluğa, erimeye razı edemediğini bilmemesi düşünülemez.  Fakat faşist hükümet bu kararla halkın moral ve azmini ne kadar kırabilirsem o kadar iyidir diye düşünüyor.

Lakin CHP yönetiminin izlediği koltuk değneği politikalarına karşın bir CHP’li milletvekilini de bu karara dâhil eden AKP-MHP hükümetinin bu adımdan beklediği en önemli sonucun çöküş aşamasına girmiş olan iktidarının ne kadar zayıfladığını gizlemek olduğunu ifade etmeliyiz. Eğer istediği sistemi kurumsallaştırabilse bu hamleye gereksinim duymayacaktı. Dışta ve içte giriştiği her politikada duvara toslayan bu iktidarın ekonomik krizi bir nebze bile hafifletemediği görülüyor. Korona hastalığı sürecini halkın sağlığını korumadan çok politik tartışmaları öteleme fırsatı olarak gören ve bunu kısmen başaran iktidar içine girdiği çıkmazdan sanki bu kriz yokmuş gibi davranarak çıkamayacağı bellidir. Bu durumda daraldığı her dönem iştahla uygulamaya koyduğu zor politikaları dışında kendini düzlüğe nasıl çıkarabilir? Egemenlerin basit, düz mantığı budur. Sürekli tehdidi altında hissettiği erken seçim ihtimaline karşı güçlü görünmeyi tek hedef durumuna getirmiştir. Kendisine yönelmiş eleştirileri sürekli demagojik sahte gündemlerle perdelemeye çalışan bu iktidar, güçlü görünmek için halkın iradesini gasp etmekte hiçbir beis görmemektedir. Faşizm zayıftır ve daha fazla saldırması bundandır. Fakat bunlar çöküşü durdurmaya yetmeyecek nafile çabalardır.

Bu kararlar karşısında doğal olarak oluşmuş muhalefeti parçalamaya da çalışmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun bu müdahaleye de olması gerektiği gibi halka dayalı demokratik bir tepki vermeyeceğini öngören hükümet bu şekilde HDP’yi yalnızlaştırmayı istemektedir. Daha bu karardan önce Kılıçdaroğlu “Hükümet CHP’yi sokağa dökmeye çalışıyor” şeklinde veryansın ediyordu. Aslında haklıydı. Hükümet kendisine meclis zemininde yürütülen sınırlı muhalefete aldırmayacağını her şekilde gösteriyordu. CHP bu durumda sitem etmekle yetineceğine demokratik toplumsal güçlerle antifaşist mücadeleyi yükseltmeliydi. Fakat bunu yapmayacağını daha karardan önce açıklayan CHP yönetimi cılız şikâyetler geliştirmekten öte bir adım atmadı. Tutuklanan Enis Berberoğlunu’nun apar topar serbest bırakılması iktidar ile CHP arasında zımni bir uzlaşı mı var sorusunu akla getirse de ne olursa olsun demokrasi cephesinin tutarlı bir parçası olmamasının CHP’yi faşist saldırılardan korumayacağı kesindir. Çünkü AKP-MHP faşist ittifakı kendisi dışında hiçbir görüşe tahammül edemez. Bunu fark edebilecek CHP içindeki demokrasiye duyarlı kesimlerin daha fazla sorumluluk alması da kritik bir önemdedir.

HDP ise bu saldırıyı Ankara yürüyüşü ile karşılayacağını açıkladı. Verili koşullarda ne kadar istenilen düzeyde pratikleşeceğinden bağımsız halkla beraber direnme seçeneği tek doğru yöntemdir. Faşizme karşı direnmenin yaşamak olduğu gerçeği sürekli doğrulanan temel bir ilkedir. Antifaşist demokrasi cephesini olabildiğine genişletmeye çalışırken bunun atıl kalarak yapılamayacağı da bilinmektedir. Kendisine lütfedilen sınırlara hapsolmanın da demokrasi mücadelesinin geleneğine uymayacağı da bir o kadar doğrudur. Direnerek en zor koşullarda başarı kazanıldığı da bu geleneğin temel kodlarından biridir.

 

Yasin Kılıçkaya

 

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Önceki yazı

Biri Millet İradesi Mi Dedi?

Sonraki Haber

FAŞİZM DİRENİŞLE YIKILIR

Benzer Haberler

Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1
Analîz Siyasî

Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

8 Haziran 2025
Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2
Analîz Siyasî

Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

7 Haziran 2025
Wêrekiya Di Navbera Kongreya Yekem û 12’an De Heman Wêrekî Ye
Analîz Siyasî

Wêrekiya Di Navbera Kongreya Yekem û 12’an De Heman Wêrekî Ye

18 Mayıs 2025
Sonraki Haber
FAŞİZM DİRENİŞLE YIKILIR

FAŞİZM DİRENİŞLE YIKILIR

Öne Çıkan Yazılar

  • Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

    Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

    494 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124
  • MÎT Hêzek Taybet Di Nav Firqeya 66’emîn û 86’emîn De Ava Dike – NÛÇE TAYBET

    503 Paylaşım
    Paylaş 201 Paylaş 126
  • MÎT û Parastîn Xetek Leşkerî ya “Yek Laş” Ava Dikin – ANALÎZA NÛÇEYAN

    535 Paylaşım
    Paylaş 214 Paylaş 134
  • Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

    494 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124
  • Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin – 1

    494 Paylaşım
    Paylaş 198 Paylaş 124

Önerilenler

Mudaxeleyek Têgehî Di Rastiya Kurdan De: Rastiya Judenrat û Wêdetirê Mêtîngeriyê – 1

Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin-2

Bê Desthilatî û Bê Pere Bi Sosyalîstî Jiyankirin – 1

MÎT Hêzek Taybet Di Nav Firqeya 66’emîn û 86’emîn De Ava Dike – NÛÇE TAYBET

Planên Qirêj ên MÎT û Çeteyan Ji bo Nevegera Efrîniyan Berdewam Dike – NÛÇE TAYBET

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist