26 Nisan 2010 Pazartesi Saat 07:28
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
” ”
Irak’ta yapılan seçimler ardından hükümet kurma belirsizliği
henüz sona ermedi. Mevcut durumda hükümet kurma arayışı tam bir kaos halini
aldı.
Irak, sosyal ve kültürel yapılanması kadar, siyasal
karakteriyle de bilinen birçok devletten ayırt edici özelliklere sahip bir
ülke. Hukuk sistemi de en az sosyal, kültürel ve siyasal karakter kadar
muğlak.. Güç odaklarının çıkarına göre istenilen yere çekilebilecek kadar özden
boşaltılması ve tahakküm aracına dönüştürülmesi belirleyici nedenlerinden biri
olarak gösterilebilir. Saddam Hüseyin döneminde zaten olmayan hukuk, ABD
müdahalesinden sonra günlük değişen özelliklerle yüklü kılındı.
Herkesin hukuk anlayışı farklı
Hukukun işlemediği, daha doğrusu günlük çıkarlara göre
algılandığı yerde, demokratik siyaset yapacak güçlerin ortaya çıkması mümkün
değil. Seçim kanunu demokratik olsa da, bu kanunu seçmen iradesini
yansıtamayacak düzeye getirmek, doğal olarak demokratik seçim kanunu işlevsiz
bırakacaktır.
Bu etmenlerin bir sonucu olarak Irak’ta hükümet kurma
çalışmalarında henüz bir gelişme kaydedilemedi. Çünkü kendine has, hukuktan,
demokrasiden uzak bir diyalektik işliyor Irak’ta.
Zira seçimler üzerinden bir buçuk ay geçmiş olmasına rağmen,
hükümetin nasıl kurulacağına dair somut ve kayda değer bir gelişme henüz yaşanmadı.
Durum böyle olunca, diğer ülkelerde görülen koalisyon
hükümeti kurma pazarlıklarının tersi yaşanması gayet doğal. Koalisyon
pazarlıkları da, diğer konularda olduğu gibi Irakça bir seyin izliyor.
Mesela henüz listeler arasında bakanlık paylaşımı
pazarlıklarına geçilmedi. Çünkü hangi listenin hükümeti kurmakla
görevlendirileceği henüz netleşmedi.
Irak anayasasına göre seçimlerden birinci çıkan liste
hükümeti kurmakla görevlendiriliyor, doğal olarak başbakanın birinci çıkan
liste tarafından belirlenmesi gerekiyor. Yine seçimlerden ikinci çıkan liste
cumhurbaşkanlığını, üçüncü çıkan liste ise meclis başkanlığını almasını hukuka
bağlamış.
Anayasaya göre seçimlerden birinci çıkan El Irakiye
listesinin hükümeti kurmakla görevlendirilmesi gerekiyor. En fazla milletvekili
çıkaran liste El Irakiye olduğuna göre, bu liste kendi bünyesinden istediği
kişiyi başbakan olarak atama iradesine sahip oluyor.
Yasalar böyle yapılmış olsa da uygulama aynı biçimde
işlemiyor.
Şiiler tekrar iktidarı istiyor
Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı siyasi tablo bir kez
daha Irak anayasasını kendine göre yorumlamaya sahne oldu. Özellikle
seçimlerden ikinci ve üçüncü çıkan Şii listeler, seçimlerden birinci çıkan
listenin değil, sonradan gerçekleşecek birleşmelerle en fazla milletvekiline
sahip olacak listenin hükümeti kurmakla görevlendirilebileceğini iddia etmesi
tartışmaları daha da uzatacağa benziyor.
Iraklı Şiiler iktidarı bırakma niyetinde değiller. İki büyük
Şii grub olan Ulusal ittifak ve Kanun listesi arasında çelişkiler olsa da,
birleşme yolunda attıkları adımların sonuç alacağını beklemek gerek. İran iki
Şii listenin birleşmesini olmazsa olmaz kabilinden görüyor. İran’ın
dayatmalarına karşı Şii listelerin karşı durması zor. Mevcut durumda iki Şii
listesi arasında en büyük ve temel sorun başbakanlıkta kilitlenmiş durumda.
Şiilerin radikal kanadını temsil eden Irak Ulusal İttifak
listesinin iki temel bileşeni Irak İslam Yüksek Encümenler Konseyi ve Sadr
Hareketi, Nuri el Maliki’nin başbakanlığına şiddetle karşı çıkıyorlar. Her iki
grup da, Şii davasında Maliki’yi aşırı liberal ve güvenilmez buluyor. Bu
nedenle başbakanlığın kendilerine verilmesi durumunda birleşmeyi kabul
edeceklerini açıkça deklere etmişlerdir.
İki liste arasında geçen hafta yapılan görüşmelerde iki gün
içerisinde birleşme kararının açıklanacağı belirtilmişti. Ama bu açıklama
üzerinden bir haftayı aşkın süre geçmesine rağmen, herhangi bir gelişme olmadı.
Yasal devlet listesinin Nuri el Maliki’nin başbakanlığında ısrar ettiği için
henüz birleşmenin gerçekleşmediği görüşü yaygınlık kazandı. Biraz zaman alsa da
iki liste arasında yürütülen pazarlıkların önümüzdeki birkaç gün veya hafta
içerisinde bir sonuca bağlanmasına kesin gözle bakılıyor.
Tehditler başladı
Şii listeler arasında yapılan pazarlıklar ve birleşmenin
ortaya çıkaracağı sayı nedeniyle hükümeti kurma görevinin Şiilere verilmesi
gerektiğine dair ortaya çıkan görüşler, El Irakiye listesini aşırı derecede
rahatsız etti. El Irakiye listesi anayasaya göre hükümeti kurma hakkına sahip
olduğunu, bu hakkın kimse tarafından engellenmesine izin vermeyeceklerini
sürekli tekrarlıyor.
Şii Irak ulusal ittifakı ve kanuni devlet listesinin
birleşmesi durumunda bile, hükümeti kurmakla görevlendirilmemesi gerektiğini,
eğer öyle bir görevlendirme olursa, grup olarak hükümetten ve parlamentodan
çekilme tehdidinde bulunması, kaygıları artırdı. El Irakiye anayasaya göre
sonradan birleşmenin ortaya çıkardığı sayının hükümeti kurmak için esas
alınamayacağını iddia ediyor. Şiiler tersini iddia ediyor.
Bu konuda yaşanan muğlaklığın nasıl çözüleceği merakla
bekleniyor. Ama kesin olan şu ki, bu sorunu da hukuk değil, siyasi dengeler ve
hesaplar çözecektir.
Siyasi gözlemciler Sünni ağırlıklı El Irakiye’nin parlamento
ve hükümetten çekilmesi durumunda Irak’ın yeni bir şiddet sarmalına teslim
olacağını iddia ediyor. Baasçıların El Irakiye şahsında tekrar sistem dışına atılması,
iç savaşı her tarafa yayar görüşünde birleşiyorlar.
Zaten ABD’nin bilinçli ve önceden hazırladığı proje gereği
El Irakiye’nin seçimlerden birinci çıkarıldığı iddiası hala geçerliliğini hala
koruyor.
Kürdistan ittifak listesi bekleyişte
Irak seçimlerinden ciddi güç kaybetmiş olsa da, Sünni ve Şii
güçler açısından Kürtler vazgeçilemeyecek bir pozisyonda bulunuyor. Çünkü
Kürtler her iki grup açısından da denge unsuru rolünü oynuyor. Bu durum
parlamenter sayısıyla ilgili değil, etnik kimlik olarak sahip olduğu önemden
kaynaklanıyor.
Seçimlerin hemen ardından El Irakiye, Kanuni devlet listesi
ve ulusal ittifak cephesi yetkililerinin Federal Kürdistan’ı ziyaret etmesinin
en önemli nedeni budur.
ABD, oluşturduğu strateji gereği Kürdistan listesinin El
Irakiye listesi ile ittifak kurmasını planlamıştı. Irak üzerinde İran’ın
etkisini azaltmak için Baas seçeneğine yönelip El Irakiye listesini birinci
çıkaran ABD’nin bu amacına ne kadar ulaşacağı tartışmalıdır. Çünkü seçim
sonuçlarına Şiilerin bu denli sert direniş göstereceğini ummuyordu. En azından
Şiilerin bir kanadı hükümet içerisinde olmayı kabul edebileceğini hesaplamıştı.
Şiilerin sert duruş göstermesi ve seçim sonuçlarını kabul etmediklerini
belirtmesi, koalisyon hükümetini kurma sürecini belirsizleştirdi.
Ayrıca El Irakiye listesinin farklı güç odaklarından
oluşması ve Baasçı odakların bu liste içerisinde ağırlık teşkil etmesinin
yarattığı karmaşıklığın Kürtlere karşı açığa çıkardığı farklı sesler, tehlikeye
işaret olarak yorumlanıyor. İyad Allawi, mecburiyetten kaynaklı Kürtlere sıcak
mesajlar verirken, bu liste içerisinde olan diğer odakların Kürtlere olumsuz
yaklaşımlar göstermesi, ABD planlamasını bozabilir. Bu nedenle Kürtler bu
aşamadan sonra Şiilere daha sıcak yaklaşımlar gösterebilir.
Yaşanan bu durum Kürdistan ittifak listesi yetkililerini
bekleyişe girmeye neden oldu. Hangi listeyle ittifak kuracağını henüz
açıklamamış olması buna örnektir. Aslında bu siyasi tablo ve belirsizlik
ortamında izlenmesi gereken en akıllı strateji budur.
Anlaşılan o ki, Kürdistan ittifak listesinin bu bekleyişi
Şii listelerin iç sorunlarının çözümüne bağlı olarak netleşecektir. Son
tahlilde ABD nasıl isterse öyle davranmaktan başka çaresi olmadığı genel kabul
gören yaklaşım olarak somutlaşıyor.
Yeni senaryo mu devrede?
Irak seçimlerinin giderek kaos halini alması, iç çatışmanın
yaygınlık kazanabileceği konusunda yeni endişeler de ortaya çıkardı. Bu durumun
ABD’yi yeni senaryolar geliştirmeye yönlendirdiği yorumları yapılması, söz
konusu endişeleri artıran en önemli etken durumundadır.
Seçim sonuçlarına itiraz eden Şii gruplara söz geçiremeyen
ABD’nin İyad Allawi’nin başbakanlığında hala ısrar ettiği, yürütme gücünü
politikasına göre konumlandırmanın çabası olarak, son ana kadar bunda ısrar
edeceği düşünülüyor. Şiilerin tepkisini azaltmak ve hükümete dahil etmek için
cumhurbaşkanın Şiilere, meclis başkanlığını da Kürtlere vermek isteyen yeni bir
proje üzerinde çalıştığı iddia ediliyor.
Bu senaryoya Kürtlerin ne cevap vereceği en büyük merak
konusu. Ancak Kürtlerin cumhurbaşkanlığından kolay kolay vazgeçeceği
beklenmiyor. Bu senaryo devreye konulursa bu sefer hükümette yer alma
projesinde Kürtler yeni bir krize imza atabilir. Ama gerçek olan şu ki,
seçimlerin ortaya çıkardığı siyasi belirsizlik birkaç ay daha sürecek.
Şahan Dicle
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info