HABER MERKEZİ-Fransa ile Almanya arasında Rusya’dan Almanya ve Doğu Avrupa’ya gelen Nord Stream 2(Doğal Gaz Hattı) borularının çekilmesi ile ilgili bir süredir gizlice ve şimdi açıkça görülebilen sorunlar gittikçe büyüyor. Tüm bu devletlerin bu projede yer alıyor olmasına karşın ABD’nin baskısı ve bu projede yer alan iki şirketi cezalandırması projenin durmasına yol açmıştır. Su altından boru çekilmesi bu iki şirket tarafından yapılıyor ve başka şirketlerin bu çapta bir projeyi üstlenme koşulları yok. Hattın bitmesine yaklaşık 100 km kalmış olmasına karşın şuan çalışmalar durdurulmuştur. Fransa bu projenin tamamen iptal edilmesini istiyor. ABD ise bu projeye kökten karşıdır ve Avrupa ülkelerine doğal gaz temininde sadece Rusya’ya bağımlı olmamaları gerektiğini bildirmiştir.
Avrupa’nın Doğal Gaz Kaynakları
- Rusya: Rusya yılda yaklaşık 200 milyar metre küp gaz ile Avrupa’nın gaz ihtiyacını karşılayan birinci ülkedir. Rusya’nın Avrupa’ya ihraç ettiği gazın oranı da büyümektedir.
- Norveç: Avrupa’nın doğal gaz kaynağını karşılamada ikinci olan ülke Norveçtir.
- Başurê Kürdistan ve Irak: Avrupa yeni doğal gaz kaynağı arayışına girdikten sonra Başurê Kürdistan ve Irak seçeneğini tercih etti. Bu nedenle petrol ve gaz şirketleri bu bölgede iyi kaynaklar buldular. Ayrıca 2011 yılında şimdi Kürtlerin elinde olan Suriye’nin doğusunda ciddi bir doğal gaz rezervi bulundu.
- Rusya Gazına Alternatif Projeler
Katar-Enbar-Başurê Kürdistan-Suudi Arabistan-Türkiye ve oradan da Avrupa’ya uzanan hat. Önceleri ABD bu projeyi destekliyordu. Uzun bir süre Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye Beşar Esad’a çok önem veriyor ve onu da Avrupa devletlerinin özellikle de Almanya’nın desteklediği projeye dahil etmek istiyorlardı.
- İran ve Rusya’nın Suriye için Alternatif Projesi
Fakat İran ve Rusya kısa bir süre içinde Suriye’yi bu projeye dahil olmaması için haberdar ettiler. Buna karşılık Rusya ve İran Avrupa’nın projesine alternatif İran-Irak-Suriye ve oradan uluslararası sulara giden projeyi Beşar Esad’a sundular. Bu sayede Suriye Avrupa projesinden caydı. Bu Suriye’nin siyasi durumunun çökmesinin ilk adımı oldu. Suriye’nin bu tutumuna karşılık Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar Suriye’deki silahlı ayaklanmayı desteklediler. Bu üç devlet bu şekilde Suriye’de Sünni Arapların iktidara gelmesini ve yeni iktidar sayesinde kendi projelerini uygulamaya sokmak istediler. Kısa sürede Suriye topraklarının önemli bir kısmına el koyan DAİŞ’i kurdular.
Bunun ardından Türkiye bu projeyi tamamen kendine ait kılmak istedi. Bu nedenle ABD ve Suudi Arabistan projeden çıktılar ve projeye karşı durmaya başladılar. buna karşılık ABD yeni bir proje sundu.
- ABD’nin Alternatif Projesi
Suudi Arabistan-Irak-Başurê Kürdistan-Kuzey Suriye oradan Akdeniz’e gidecek hat Türkiye’nin projesine alternatif olarak ABD tarafından önerildi. Türkiye ve Rusya bu projeye karşı çıktı. Çünkü bu projeden en çok zarar görecek ülke Türkiye olacaktı.
ABD projesinin esası şu şekildeydi: Suudi Arabistan-Irak-Başurê Kürdistan-Kuzey Suriye-Akdeniz-Kıbrıs-Mısır-İsrail-Yunanistam-İtalya ve oradan da tüm Avrupa’ya. Fransa ve İtalya bu projeye büyük bir destek verdiler. Şimdi de bu projeyi hayata geçirmek istiyorlar fakat Rusya ve Türkiye ciddi karşı duruş sergiliyor ve şimdiye kadar Rojava Kürdistan’ın Akdeniz’e ulaşmasına izin vermediler.
Bu Projelerde Başurê Kürdistan’ın Yeri
Batılı devletler Federal Kürdistan bölgesine büyük önem veriyorlardı ve bu bölge için özel planları vardı. Türkiye bu durumdan rahatsızdı ve Başur’u Avrupa’dan ayırmak istedi. Bunun için Federal Bölge yöneticilerini kandırdı ve onları Irak’tan ayrılmaya teşvik etti. Bağımsız bir devlet olurlarsa birçok Arap şehrini de bu devlete bağlayabileceklerini Barzanilere söylediler. Barzani bu söylemlerin etkisine girdi ve Avrupalılardan habersiz bir şekilde Türkiye ile 50 yıllık bir petrol ve gaz antlaşması imzaladı. Bu ABD ve Avrupalılar gözünde Başurê Kürdistan’ın konumunun zayıflamasının ilk adımı oldu.
Referandum öncesi Türkler Federal Bölge yöneticilerini Ruslarla bir antlaşma yapmaya razı etti. Bu adım Federal Bölge’yi ABD nezdinde hedef haline getirdi. Aynı zamanda Türkler Mesut Barzani’yi DAİŞ’e karşı savaşmamaya ikna etti ve bu DAİŞ’in egemenliğini artırmasına neden oldu.
DAİŞ Irak’ta önemli oranda bir toprak ele geçirdikten sonra Türkiye onu Hewlêr ve Duhok’a doğru sürdü. Türkiye’nin amacı DAİŞ sayesinde Başurê Kürdistan’ın statüsünü tümden ortadan kaldırmak ve DAİŞ Kandil’de PKK ile de savaşmasını sağlamaktı. Eğer İran, ABD, YNK ve PKK olmasa Türkiye’nin bu planı başarıya ulaşırdı. KDP Türkiye’nin bu şekilde davranacağını tahmin etmiyordu.
DAİŞ Başurê Kürdistan’a büyük zararlar verip, Irak ve Suriye’de kırıldıktan sonra bu seferde Türkiye Barzani’yi Kürt devleti için referandum yapmaya teşvik etti. Bu sayede Irak’ta Saddam Hüseyin sonrası oluşan Şii-Kürt ittifakını da bozdu.
Sonuç
Şimdi ise Başurê Kürdistan’da siyasi bir iradeden bahsetmek mümkün değil, çünkü tüm kararlarını Türkiye vermektedir. Bu nedenle Federal Bölge Hükümetinin ne doğal gaz hatları için ne de başka sorunlar hakkında çözüm iradesini göstermesini beklemek beyhude bir bekleyiş olacaktır.