14 Mayıs 2015 Perşembe Saat 07:43
Son on altı yıl içerisinde Doğu Kürdistan’da iki büyük halk
direnişi yaşandı. Bunlardan ilki 15 Şubat 1999 yılında uluslararası komployu
protesto etmek amacıyla ayağa kalkan yüzbinlerin direnişiydi. Bu direnişte
rejimin saldırıları sonucu onlarca insan yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı
ve tutuklandı. Kürdistan tarihine kara gün olarak geçen 15 Şubat, Rojhilat
tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Rejimin saldırıları sonucu kapsamı
genişleyerek yayılan serhildanlar Kürt kadınında ve halkında özgürlük bilincini
büyüttü, mücadele ruhunu geliştirdi ve
örgütlenme ihtiyacını yakıcı bir biçimde hissettirdi. PJAK (Kürdistan Özgür
Yaşam Partisi) bu ihtiyacın bir sonucu olarak kuruldu. Aynı dönemde PJAK
örgütlenmesine paralel ve eş zamanlı Doğu Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi
kuruluşunu ilan etti.
Rojhilat Kürdistan’ında kadın direnişçiliği çok köklü bir
geçmişe sahiptir. Rojhilat Kürtlerinde yaşanan derin yurtseverlik bilinci
kaynağını, doğal toplum kültürüne dayanan kadın direnişçiliğinden alıyor. Rojhilat’ta,
uzun bir tarihsel geçmişi olsa da özellikle 2003 yılından bu yana direnişçi
özden beslenerek büyüyen güçlü bir kadın özgürlük mücadelesi vardır. Rojhilat
kadını 2014 yılına kadar bu mücadeleyi YJRK (Doğu Kürdistan Kadınlar Birliği)
adıyla yürüttü. 2014 yılından itibaren KJAR adıyla yeniden yapılanmaya giderek
özgürlük mücadelesini kadının konfederal sistem perspektifiyle daha üst bir
noktaya taşıdı. 9 Mayıs 2009 yılında idam edilen Şirin Elumhuli ve onlarca
şehit kadın şahsında toplumsal kimlik kazanan bu mücadele, Doğu Kürdistan ve
İran kadınında güçlü bir özgürlük iradesi açığa çıkardı. Kadınları ve toplumu
derinden etkileyen bu hareketin bugün, İran zindanlarında idam cezası alan
Zeynep Celaliyan gibi çok sayıda kadın direnişçisi ve yüzlerce kadın gerillası
Rojhilat dağlarında mücadele vermektedir.
Tesadüf müdür bilinmez ama Ferinaz olayı Şirin Elumhuli’nin
idamının yıldönümüne denk geliyor. İran rejimi, Şirin Elumhuli’nin idamıyla
özgür kadın iradesini kırmayı, özgürlük mücadelesini ezmeyi amaçladı. Ferinaz’a
yapılan saldırı da aynı amacı taşıyor. Ancak Kürdistan’ın dört bir yanına
yayılan halk direnişi bu kirli hesapları ta ilk günden boşa çıkardı. İran
AKP’nin yaptığı gibi baskı ve şiddet politikalarını yoğunlaştırarak ve
olağanüstü hal ilan ederek Kürtleri sindiremez. Çözüm, direnişi kanla bastırmak
değil, direnişçilerin taleplerini karşılamaktır. Demokratik siyasete şans
tanımaktır, zemin açmaktır.
İran ile PJAK arasında Eylül 2011 yılından beridir bir
ateşkes durumu yaşanıyor. Bunca zaman içinde siyasi bir diyalog ve müzakerenin
gelişmemesi çok büyük bir yanlıştır. İran rejimi idam, tecavüz ve baskı
politikalarıyla ülkeyi her geçen gün çok daha büyük bir kaosun içerisine
sürüklüyor. İran bu güne kadar yüksek manevra kabiliyetiyle savaşı, Irak’ta,
Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de yürüterek kendisinden uzak tutmayı başardı. Bu konuda gayet yetenekli olduğunu kabul
etmek lazım. Rejim bu siyaset yeteneği
sayesinde hem savaşı ülke dışında tutmayı başardı ve hem de bölgedeki
hegemonyasını Şii cepheyi örgütleyerek sağlamaya çalıştı. Şiilerin yaşadığı her
ülkede -devletlerin içinde ve dışında- Şiileri örgütleyerek onları etkili
kılmanın mücadelesini verdi. Şii Arapları silahlandırdı, savaştırdı. Özellikle
Suriye, Lübnan ve Türkiye’deki Hizbullah’a her türlü desteği sunarak Hizbullah’ın
güçlenmesine katkı sağladı. İran’ın bu politikası belli bir dönem kendisine
nefes aldırttı fakat gelinen noktada bu politika da eskisi kadar başarılı
sonuçlar vermiyor. İran’ın ‘dışarda savaş’ stratejisi ciddi bir gerileme
sürecine girdi. İsrail’in hamlesi, Türkiye ile Suudi Arabistan, Katar ittifakı
ve bu ülkelerin IŞİD, El Nusra üzerinden yeni Suriye ve bölge planları İran’ı
daha fazla sıkıştıracaktır.
İran bütün bu süreç boyunca içerde toplum üzerinde baskıyı
sınırsızca uygulamaktan çekinmedi. Bu baskı ve şiddet politikası Kürtler başta
olmak üzere tüm İran toplumunu patlamaya hazır bir bomba haline getirdi. Şu
anda gelişen halk direnişi bu baskı ve şiddet politikalarının bir sonucudur.
Büyük bir toplumsal öfke patlamasıdır.
İran istese bu tehlikeli gidişatı hemen durdurabilir.
Gerçekten İran, köklü bir tarihsel birikime sahip, siyaset tarzında akla ve
realiteye önem veren, duruma ve koşullara göre esneme ve manevra yapma
kabiliyeti yüksek bir ülkedir. Bu özelliği sayesinde aslında Türkiye’nin, yakın
tarih itibariyle de AKP hükümetinin pratiğinden kendisi açısından önemli
dersler çıkarabilir. Her hükümet gibi AKP’nin inkâr ve imha politikalarında
ısrar etmesinin yol açtığı sonuçları çok iyi okuyarak benzer yanlışı kendisi
sürdürmeyebilir. Çok açık ki AKP’nin on üç yıllık siyaseti Türkiye’yi tamamen
bir kaos içerisine, AKP’yi ise dağılma sürecine soktu.
HDP’nin toplum tarafından bu kadar güçlü benimsenmesi
toplumun demokratik çözüme duyduğu bu ihtiyaçtan kaynaklıdır. Şu anda
Türkiye’de demokratik çözüm iradesini temsil eden tek güç HDP’dir. Toplum bu
gerçeği biliyor ve HDP’nin varlığından güç alıyor. Toplum HDP’siz bir meclisin
diktatörün kukla meclisine dönüşeceğini çok iyi görüyor. Zaten AKP’nin büyük
paniği de buradan ileri geliyor. Yalçın Akdoğan’ın ‘‘HDP baraj altında kalırsa
süper olur.’’ Söylemi esasta HDP’nin gücünden duyulan korkunun itirafıdır.
Akdoğan HDP’nin zaferinin Erdoğan’ın diktatörlüğüne ve AKP’nin hegemonyasına
son vereceğini bildiği için panik yaşıyor.
Aynı Akdoğan HDP’nin meclis dışı kalması durumunda
Türkiye’nin süper bir kargaşa ve kaos içerisine gireceğinin de gayet iyi
farkındadır. Farkındadır çünkü bu senaryonun süpermeni ve beyin adamıdır. AKP,
HDP’siz bir mecliste topyekûn savaşı yürütme rahatlığını sağlayarak ortaya
çıkacak kaostan ucuz bir biçimde yararlanma hesapları içerisindedir. Fakat
HDP’nin yükselişi bu kirli hesapların hepsini bozuyor. Öfkeleri bunadır.
Nasıl ki Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin
demokratikleşmesi için HDP’nin TBMM’sinde yer alması vazgeçilmez bir ihtiyaç ve
gereklilik ise, benzer bir durum İran açısından da geçerlidir. İran rejimi
demokratik siyaset yapmanın koşullarını hazırlamadıkça ve demokratik siyasete
alan açmadıkça kaostan ve çözülmekten asla kurtulamaz.
BESÊ HOZAT
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.navendalekolin.com – www.lekolin.org –
www.lekolin.net – www.lekolin.info
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”