• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام التحليل السياسي

Şam Yönetimi ile Diyalog Arayışları

Yayınlayan Lekolin
1 نوفمبر 2022
Kategori: التحليل السياسي
277 21
A A
Şam Yönetimi ile Diyalog Arayışları
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

Suriye iç savaşı başladığından beri, Şam yönetimi ile süre gelen diyalog arayışları şu ana kadar sonuç vermiş değildir. Kuşkusuz, nedenleri üzerinde uzun uzadıya durulması gereken bir konudur. Karşıt güçler arasında eğer birbirini tümüyle etkisiz hale getirme, ortadan kaldırma gibi katliamcı bir düşünce yaklaşımı güdülmezse, nihayetinde sorunun çözümü için muhataplık kaçınılmaz olacaktır. Birbirine hasım olanların bir masa etrafında bir araya gelmeleri ve sorunu masaya yatırmaları gerekecektir. İster direkt ister dolaylı olsun, diyalog kurmaları, sorunlarını müzakere etmeleri ve hal çaresine gitmeleri beklenir.

Suriye meselesi gibi ağır bir sorundan ve savaş halinden herkesin fayda sağlamaya ve güç devşirmeye çalıştığı için çözümüne pek yanaşılmamaktadır. Belki kulağa hoş gelmeye bilir fakat, Esat yönetimi başta olmak üzere Suriye meselesine müdahil olan güçlerin hiçbiri, Suriye savaşının durmasından yana değildir. Savaş hali, sivil halk ve özerk yönetim dışında her kesin işine yaramakta ve oldukça da fayda sağlamaktadır. 

Şam yönetimiyle diyalogdan kim ne bekliyor? Diyalog bir ihtiyaç haline geldi mi? Taraflar diyaloğa hazır ve gerçekten de samimi mi? Diyalogun zemini, yöntemi ve sorunların çözüm aklı hasıl olmuş mu? Soruları daha da çoğaltmak mümkündür.

Esat yönetiminde başlarsak: Savaşın başlangıç evresinde muhalif durumundaki Suriye güçleriyle diyalog içinde sorunları çözme kısmen mümkün iken buna tevessül edilmedi ve muhalefeti ezme taktiğine başvuruldu. Daha sonraki süreçte ise, Esat yönetimi savaş halini fırsat bilerek muhalefeti tasfiye etmenin arayışı içine girerek ortadan kaldırmaya çalıştı. Sürekli baş ağrıtan bir muhalefetle iktidarı paylaşmaktansa onunla savaşarak ortadan kaldırma imkânı varsa tercih edilen yol savaş olacaktır. Esat yönetimi de tercihini savaştan yana yapmıştır. Oysa ki, Suriye’nin bu hale gelmesini önleyecek, DAİŞ’in Suriye’ye girmesini engelleyecek, ülkeyi yıkıma götürmeyecek yollar denene bilinirdi. Demokratik açılımlar yaparak halkı bir arada tuta bilirdi.

Savaşa dışardan müdahil olan bütün güçler de benzer bir politika gütmekten yana oldular. Her güç, kendi kazanç hanesine ekleyecek avantajları savaşın devam etmesinde buldular. Bu nedenle savaşın durması, sorunların çözümü için istenen diyalog arayışları çok zayıf kaldı ve hep ikinci plana itildi. BM’nin çözüm arayışları, temsilci atayarak diyalog kurma girişimleri de sonuç vermekten uzak, içi doldurulamayan sonuçsuz arayışlar oldu. Rusya ve ABD gibi BM’nin iki büyük daimî üyesi, Suriye savaşından nemalanıyorsa, BM’nin çözüm çabaları, anlamsız ve göstermelik çabaların ötesine geçmeyeceği bilinen bir durumdur.

İran bölgeye yerleşmek için rüyasında göremeyeceği fırsatı savaşta yakaladı. İsrail’e karşı ileri siper görevi görecek askeri mevzilenmeyi elde etmiş oldu. İdeolojik açılım için ciddi bir zemin yarattı. Suriye’ye konumlanmakla bölgesel bir güç haline geldi ve bölge siyasetinde etkili olmayı başardı. Suriye savaşı olmasaydı bu konumu asla elde edemezdi. Savaşın belki de en fazla karlı çıkan tarafı İran olduğunu söylemek abartı olmasa gerek.

Türkiye; Suriye iç savaşını en fazla kaşıyarak kanatan konumdadır. Yaranın kabuk bağlamasını ve iyileşmesini asla istemeyen taraf haline geldi. Suriye yönetimini devirmenin en hararetli savunucusu oldu. Suriye’yi işgal etmenin fırsatını savaşta buldu. Suriye muhalifi radikal İslami terör guruplarından azami derecede fayda sağlamanın imkanını savaşta elde etti. Fiili işgal harekâtını başlattı. Savaşı ekonomik kazanca dönüştürdü. Bölgesel çapta ve uluslararası düzeyde yürütülen, Suriye konulu askeri, siyasi ve diplomatik faaliyetlerin bir parçası haline geldi. Suriye savaşından beslenen ve iç siyaset malzemesi olarak da kullanan Türkiye, şimdi de diyalog aşamasına gelmişse buna kuşkuyla yaklaşmak kadar, doğuracağı tehlikeleri de şimdiden görmek gerekecektir. Savaştan elde ettiği kazancı elden çıkarmak istemeyecektir. Suriye muhalifi durumundaki çete guruplarını Esat ile muhatap kılacak ve yönetime ortak hale getirecek türden bir diyalog arayışı bölgeye daha büyük felaketler getirecektir.  

Rusya; sonradan savaşa dahil olmuş olsa da Suriye’de ki savaşın seyrini değiştirmiş, uluslararası bir boyut kazandırmıştır. Suriye’ye kalıcı olarak yerleşmenin fırsatını savaş ile elde ederek, bölgesel politikaların şekillenmesinde etkili bir aktör haline geldi. Akdeniz’e inerek stratejik düzeyde fayda sağlamış ve çok önemli bir askeri üs haline getirmiştir. Ekonomik kaynaklarından en fazla yararlanan Rusya, Esat yönetimin istemiyle Suriye’de konumlanmasının meşruiyetiyle daha rahat hareket eden, söz ve karar sahibi olan bir ülke haline geldi.

ABD’nin bölgeye yaklaşımı da ha keza benzerdir. Arap baharının yarattığı esintiyi arkasına alarak, Suriye iç savaşının giderek derinleşmesi ve DAİŞ’in bölgede varlık bulmasını, ABD’nin bölgeye müdahalesine fırsat yaratmıştır. DAİŞ’e karşı mücadele etmek için oluşturulan uluslararası koalisyon gücü çerçevesinde Suriye’ye yerleşmiş oldu. Siyasi, askeri, ekonomik, diplomatik faaliyetlerin bir parçası haline geldi. Savaşın ne kadar uzun sürmesi o kadar bölgede kalıcı olması anlamına gelmektedir. DAİŞ tehlikesinin sürekli olması, ABD’nin de o kadar bölgede kalıcı olması anlamına gelecektir. Bu nedenle savaşın durması çıkarlarına çok da uygun düşmemektedir.

Bu kısa izahatlar ötesinde Suriye savaşında fayda sağlayan söz konusu güçlerin, diyalog arayışlarında çok samimi olduğu söylenemez. Anayasa komisyonu kurmak, Cenevre, Astana süreçleri zamana oynamanın ötesinde fayda vermemiştir.

Kuzey ve Doğu Suriye özerk yönetiminin Şam yönetimi nezdinde ki diyalog arayışları, gerçek anlamda Suriye’de kalıcı barışı sağlayan, halkların çıkarlarını önceleyen, savaşın nihayete ermesini isteyen arayışlardır. Özerk yönetimin diyalog çabaları, Suriye savaşının sürmesinden yana olan ve savaştan beslenen güçlerin hiçbir zaman istemeyeceği bir durumdur. Bu nedenle bütün çabalar akamete uğramaktan kurtulamamıştır.

Her şeye rağmen aklın yolu diyalog kurmaktan ve barışı sağlamaktan geçmektedir. Şam yönetiminin önemsemesi ve değer biçmesi gereken tek şey, özerk yönetimin samimi diyalog girişimleridir. Halkların çıkarını, Suriye’nin bütünlüğünü esas alan ve Şam yönetimini muhatab alan bir çözüm arayışı, kaosu derinleştiren Türkiye’nin diyalog arayışlarından daha değerlidir. Suriye’nin geleceği, Suriye halklarıyla birlikte demokratik sistem temelinde inşa edilir. Özerk yönetim yapılanmalarına fırsat tanıyacak, halkları bir arada tutacak mekanizmalara ihtiyaç vardır.

Rauf KARAKOÇAN

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: ABDDiyalogKoalisyonKuzey ve Doğu SuriyeÖzerk YöenetimRusyaŞam YönetimiTürkiye
Önceki yazı

OPCW, Kürt Katliamlarına Ortaktır – ÖZEL DOSYA

Sonraki Haber

Kitle İmha Silahı Olarak Kürdistan’da Kimyasal Silah Kullanımı ve Değerlendirmeler – BÖLÜM 1

Benzer Haberler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed
التحليل السياسي

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

15 يناير 2023
2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?
التحليل السياسي

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

10 يناير 2023
Yemen Senin Değil De Kürdistan Mı Senin?
التحليل السياسي

Teşhir Oluyorlar ! – EDİTÖRDEN

6 يناير 2023
Sonraki Haber
Kitle İmha Silahı Olarak Kürdistan’da Kimyasal Silah Kullanımı ve Değerlendirmeler – BÖLÜM 1

Kitle İmha Silahı Olarak Kürdistan’da Kimyasal Silah Kullanımı ve Değerlendirmeler - BÖLÜM 1

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist