• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام مقالات

KUZEY DOĞU SURIYE’NIN KRITIK ÜÇGENI

Yayınlayan Lekolin
10 يناير 2021
Kategori: مقالات
264 20
A A
KUZEY DOĞU SURIYE’NIN KRITIK ÜÇGENI
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

Suriye’de siyasal mücadele karmaşık biçimde yürütülmektedir. Dış bir güç olarak yabancı bir bölgeye müdahale eden tüm devletlerin genellikle yüz yüze kaldığı sorunlar ve birçok boyutta oynadığı oyunlar gizlenmeye çalışılsa da fark ediliyor. ABD başta olmak üzere tüm güçler çıkarları doğrultusunda hareket etmekte ve yaşanan insan dışı yaklaşımlar göz ardı edilmektedir. Saha da hem ABD’nin, hem Rusya’nın güçleri var. Bunlar birbirlerine yakın durumdadır. Bu çerçevede bir bilek güreşi de sürüyor. Bu iki güç hem doğrudan kendilerinin askeri gücüyle hem de işbirliği yaptığı çeşitli güçler ve müttefikleriyle bölgede etkili olmak istiyor. Rusya neden Eyn Îsa’yı bu kadar önemsiyor sorusunun yanıtı aslında bu çerçevede anlamlı hale geliyor.

Coğrafyanın parçalanması da, tarihin kendini tekerrür etmesi deyişinin hayat bulmasıdır. Nasıl ki yüzyıl önce parçalanmış bir Ortadoğu senaryosu yaşandıysa, bugün olanlar ve parçalanmış olanın paramparça edilmek istenmesi neleri ifade ediyor anlaşılmaktadır. Eyn İsa’nın Tapqa-Raqqa ve Kobanê-Minbiç üzerinde hakimiyeti bilinirken özellikle bu üçgenin kontrol alınması söz konusu devletlerin çıkarları doğrultusunda kritiktir. M4 yolunun alınması demek Kuzey- Doğu Suriye’nin her bakımda denetlenmesi ve yapmak istediği değişimlerin zeminini yaratmak demektir. Eğer ki Eyn İsa Özerk yönetimin denetimi altından çıkar M4 yolu Rusya’nın denetimi altına girerse bu hamleyi bölgede Özerk yönetimin kazanımlarına büyük bir saldırı olarak görmek gerekir. Bu hattın ticari, siyasi ve askeri kapıları araladığını bilmeyen yok. Öte yandan insanlığın utancı olan radikal İslam adını kullanan çete gruplarına büyük fırsatlar vaat etmektedir. Bu maymun üçgeninde yer almak isteyen büyük devletler Tışrin barajını kontrol altına almak isterken bununla da kalmayıp soykırıma uğratılan bölge halkını yalnızca kendine muhtaç ederek özellikle Kürt- Arap birlikteliğini sarsıntıya uğratıp Özerk Yönetime karşı tepkilerin büyümesine yol açmaktadır.

Burada bizlerin sorgulaması gereken bir diğer konu da ABD’nin üç maymunu oynamasının ne anlam ifade ettiğidir. Oysa Rusya’nın Kuzey-Doğu Suriye’ye yerleşmek istemesine en çok tepki gösteren o olmuşken hele birde Kobanê için durmadan çıkar kavgalarına giren ABD bugün neden sessizliğe bürünmüştür. O zaman bu noktaya odaklanmak gerekiyor. Rusya kendi çıkarları uğuna Şam yönetimini bir kukla gibi oynatırken ABD’nin Erdoğan faşizmine yalnızca NATO devleti olduğu için mi destekliyor? Bunun cevabı net ortadadır. Eyn İsa her ne kadar Rusya için bir önem ifade ediyorsa, ABD için de Irak’ta yaşadığına benzer kayıpları yinelememe ve bundan ders çıkarma anlamı taşımaktadır.

Bugün Rusya Özerk yönetimi kendine müttefik etmek isterken aslında Bozan Bey’in 1925 de yaptığı teslimiyeti dayatmaktadır. Peki kimdi bu Bozan bey? Kobanê’li Kürt Bozan bey ailesini ve kısmi olarak halkı alıp Kaniyê Bozanê’ye yerleşiyor. Kaniye Bozanê bugün bildiğimiz Eyn İsa. Baas rejiminin adamı olan Bozan Ağa sonradan Arapların buraya yerleşmesiyle Kaniyê Bozanê Eyn İsa oluyor. Yani Kaniyê İsa. Aslında Özerk Yönetime dayatılan “ya Esad rejiminin Postal ve Şapkası ya da Erdoğan’ ın Sopası” demektir. Bunu fırsat bilen Türk faşizmi kan emici olmakta kusur işlemiyor ve Rusya’nın istemlerini yerine getiriyor. Rejimin Eyn İsa’ya girmesi demek Türk faşizminin çetelerine kapıyı aralarken burada Suriye, Rusya ve Türkiye’nin stratejik planlamasının devrede olduğunu gösteriyor. Bu kirli oyunu bozmakta yalnızca Özerk yönetimin Kürt-Arap ve Süryani birlikteliğini inanç ve etnik olarak ayırmayıp Demokratik Ulus çözümünü geliştirmesi ve bu zeminde kendini örgütlemesiyle mümkün olur. Bu direnişle Rusya’nın teslim olmayan özgür Kürt iradesini anlaması da sağlanır.

İçinde birçok olasılığı ve mücadele fırsatlarını taşıyan böylesi bir süreçte de soykırımcı sömürgeci AKP-MHP faşizmini yenilgiye uğratılarak Demokratik Özerklik çözümünün Kürdistan halklarının direnişi sonucu geliştirmesi de an meselesidir. Faşizm yapabileceklerini zaten yapmakta ve var gücüyle sonuç almak için yükleneceği de göz önündedir. Soykırımcı-sömürgeci savaşı bu temelde derinleştirerek umutsuzluk ve yılgınlık yaratmayı hedeflemektedir. Yoğun psikolojik savaş yöntemleriyle bu hedeflerini desteklemekte, Rojava Kürdistan’da devrimci demokratik gelişim etrafında bir araya gelen halkların parçalayarak etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Tüm yoğunlaşmaları bu durumu sürekli kılarak kurumlaştırmak ve bu şekilde özgürlük mücadelesinin dinamiklerini eritmektir.

Özellikle Eyn İsa gibi bir Arap bölgesinin hegemonik güçler tarafından işgal edilmesi Arap halkının diğer halklarla buradaki birlikteliğinin ne kadar acil olduğunu göstermektedir. Bu tehdit aynı zamanda Özerk yönetimin demokratik ve ahlaki değerlerle halkların bir arada yaşamasının koşullarının da yaratılmasına yol açmıştır. Aslında yaşanan süreç özellikle Kürt ve Arap Sünniler için bir sınama süreci olduğu da söylenebilir. Özerk Yönetimin başarısı her iki halkın kader ve geleceğini garanti altına alırken, bunun dışında gelişebilecek herhangi bir gelişme her iki halkın da yüzyıllık bir kaybına neden olur.

Asrin SİMORK

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Önceki yazı

PARİS KATLİAMI VE FRANSA

Sonraki Haber

ÖNCÜYÜ TUT KİTLEYİ KORKUT!

Benzer Haberler

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek
مقالات

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

8 يناير 2023
Yeni Gündem Algılarıyla Yenilgilerin Kamufule Edilmesi
مقالات

Yeni Gündem Algılarıyla Yenilgilerin Kamufule Edilmesi

4 يناير 2023
Çöktürme Planı Çerçevesinde Kültürel Soykırım Saldırıları
مقالات

Çöktürme Planı Çerçevesinde Kültürel Soykırım Saldırıları

21 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
ÖNCÜYÜ TUT KİTLEYİ KORKUT!

ÖNCÜYÜ TUT KİTLEYİ KORKUT!

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist