• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام دراسات

Komünist Kemal , Sosyalist Ecevit , Anti Emperyalist T.C

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: دراسات
271 3
A A
Komünist Kemal , Sosyalist Ecevit , Anti  Emperyalist  T.C
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

23 Aralık 2017 Cumartesi Saat 15:21

Kemalist distopya , osmanlı coğrafyası denilen bahtsız toprakların insanlarının, ´´artık daha kötü ne olabilir ki ´´dedikleri bir anda bir beddua , bir lanet gibi çöken yüzyıllık çaresizlikleridir. İnsan aklının kötücül , absürt ve soysuz gerçekleşmesidir.

Kemalizm, insan beyninde başlayan
ve toplumsal alana yayılan bir hastalıktır. Toplumsal bağışıklık  ve direnç sistemini felce uğratan , sosyal
patoloji biliminin inceleme konusu olması gereken , suç yaratan suçtur.  Yaşamın anayurduna çöken lanet , hayatımızı
Kartal Tibet´in ´´tarkan ´´ filmleri  ya
da Cüneyt Arkın´ın ´´dünyayı kurtaran adam ´´filmi derecesinde absürtleştirdi,
Kafka ´nın ´´davasındaki ´´gibi korkunçlaştırdı , hiç bitmeyecekmiş gibi devam
eden  işkence seramonisi batının ,´´
otomatik portakal´´ filmindeki ıslah projesi olan  Alex´i dir. 
Acılar , özelliklede toplumsal olanları olgunlaştırır , ancak Kemalizm
yaşanan bir toplumsal acı olarak marifet namına bize kattığı salaklıkla  ,hepimizi 
basbayağı katlanılmayacak dercede toylaştırdı .              

Dünyanın en uyduruk siyasal tecrübesine
sahip Türk ulus devletinin ve dini olan kemalizmin yüzüncü yılına
yaklaşabilecek kadar yaşamış olması  beni
, bir yandan insan evrimi konusunda  ümitsizliğe
garketmiş , bir yandan da hayatın anlamsızlığı konusunda arabesk duygulara sevk
etmişti ki artık rahatım. Bu kabus nihayet bitiyor. Lat , Menat , uzza dan
sonra kemalizm de tüm putlarıyla birlikte yerle bir oluyor. Hitler Almanya´sı
,Mussolini İtalya´sı ,Saddam Irak´ından sonra Türk Ulus devleti de bir kötü
anıya dönüşüyor. Daha doğru bir ifadeyle hastalık son buluyor. Putların
alcakaranlığı ,  özgürlük güneşi ile
dağılıyor .

 Yukarıda yapılan tespitlerin herbiri tarihsel
olaylar ve ortaya çıkardıkları sonuçlar ışığında ayrı ayrı değerlendirilebilir
. Şüphesiz ki binlerce yılı bulan ataerkil iktidar sisteminin bir uzantısı
olarak Kemalizm sınıflı toplumun bir gerçekleşme biçimidir de denebilir. Ancak
bir iktidar paradigması olarak kemalizm eklektik ve sentetik yapısıyla toplumla
içiçe ve özgün bir gerçekleşme değildir. Onun hastalık olarak tanımlanması
sentetikliğinden değil sebep olduğu sonuçlardan dolayıdır. Belkide ömür
sürmesinin esas nedeni  sınıflı toplumun ,
özünde  toplumsal doğaya müdahale olmasındandır.
Türk ulus devleti ,İttihat ve terakkinin derin yapılanması olan teşkilat-ı
mahsusa kadrolarının, yer yer 
bireysel  ve yer yer örgütlü
olarak osmanlının bakiye topraklarında, ingiliz ihtiyaçlarına deva olmak
şartıyla , protoisrail devleti olarak tasarladıkları proje  devlettir. Bakiye topraklarda kılıç artığı
denebilecek ,savaşlar , soykırımlar ve sonuçsuz seferlerle bitap düşmüş ,
öncülükten yoksun aç  ve zaten çağın
aydınlanmacı hareketlerinden mahrum kalmış savunmasız teba ,kaybedilen
topraklardan sürülen kısmen politize olmuş , kısmen eğitimli ,bir miktar
sermaye biriktirmiş , gaspçı ve kindar (evlad-ı fatihan! ) muhacir grup bu
devletin tabanıdır. Tek bir seferde 90.000 (doksan bin) asker kişinin
sarıkamışta donarak öldüğü , çanakkalede toplamda 250.000 kişinin kaybedildiği
, 1.800.000 bin ermeninin katledildiği ve 
Yaşar Kemal´in tanıklardan aktardığına göre yetim çocukların sürüler
halinde avare ve biçare olarak dolaştığı coğrafyada ,1927 yılında yapılan
sayımda toplam nüfusun 13.648.987 olduğunu hatırlarsak bakiye hakkında biraz
fikir sahibi oluruz. Kemalizm filler topluluğundan zürafa sürüsü yaratma
operasyonudur. Eğer sadece bir iktidar anlayışı olarak kalsaydı patolojik
sonuçlar doğurmasaydı toplumsal evrim sekteye uğramazdı. Yine eğer bu kadar
mutasyona uğramasaydı ve erkenden aşılabilseydi Anadolu ve Kürdistan bu kadar
çoraklaşmazdı. Hitlerin zikrettiği ancak bütün faşist yönetimlerin
söylemeselerde izinden gittikleri ilk faşist iktidar  kemalizmin uzun ömürlü olmasının bir diğer
nedeni korkaklığı ve yedek olabilme yeteneği oldu. Günümüzde hiçbir alanda
insanlığa örnek teşkil edebilecek seçkin eserler yaratılamamasının nedeni işte
budur.Kürdistan özgürlük mücadelesi , önderliği sayesinde erkenden bu gerçeğin
bilincine varmıştır. Kemalizme karşı mücadeleyi bulaşıcı bir hastalıkla
mücadele edercesine ele almıştır. Savaş ,kemalist iktidara karşı halk yönetimi
kurmaktan çok adeta antijenlere karşı

antikor üretme
savaşı biçiminde gelişmiştir . Özgürlük kuvvetleri toplumsal doğanın bağışıklık
sisteminin ürettiği antikorlar görevini görmüştür.Bağışıklık sistemi çökmüş
savunmasız bir yapıda önderlik sistemi 40 yıldır  tek başına antikor üreten bağışıklık sistemi
olmuştur.              

Kemalizm
hastalığının semptomlarının başında toplumun ideolojik ve vicdani algılarındaki
çarpıklıklar gelir. Kemalizmi ulusal kurtuluşçu , bağımsızlıkçı ve hatta sol
görmek bir çeşit şizofreni ile açıklanabilir. Bir çıldırma anında
söylenebilecek bu ifadelere ´´o halde bende napolyonum ´´ diye cevap
verebiliriz . Oysa ki  ne ben napolyonum
ne de kemal kahraman. Hastalık söyletiyor hepsi bu … Solcu olmak
bolşeviklerden yardım almak demekse hitler savaş öncesinde en kritik desteği
stalinden almamış mıydı Solcu olmak devletçi olmaksa devletin bekası için evlat
katlini meşru gören fatih sultan mehmet ,sultan süleyman gibi padişahların en
büyük sosyalistler olması gerekmez mi Solcu olmak ingilizlerle ve yunanlarla
savaşmak demekse napolyon ve hitler kiminle savaştılar  persler, anadoludan atmayı bırak bugünkü
topraklarınıda işgal etmedi mi yunanların E ne kaldı , aydınlanmacılık ,
avrupailik mi Mao ve ho amcalar smokinsiz oldukları için devrimci
sayılmayacaklar mı Emperyalizmle mücadele mi Kürdistanı yeniden işgal edip
sömürgeleştirerek ,kürtleri asimilasyonla yok etmeye çalışarak ,kürdistanı ve
kürtleri dört parçaya bölen sisteme öncülük ederek , ermenileri ,lazları ve
asurileri soykırıma uğratarak, ingilizlerin ve sonra amerikanın yavru
emperyalisti daha doğrusu çıkarlarının bekçisi ve artıklarının yalayıcısı  olarak kısacası emperyalistcik olarak anti
emperyalist olunmuyor.                  

Mesele delinin
attığı kuyudan taşı çıkartmaya çalışmaya dönmesin ,kemali solcu ve komünist
yapan bir şey var aslında … İttihat ve terakki , zamanında bolşeviklerden
destek almak için Azerbaycan´da sosyalist iktidar kurulduğunda Türk komünist
fırkası adında bir parti kurmuştu . Hatta Mustafa Suphi ler ciddi ciddi bunun
komünist bir örgüt olabileceğine inanıp gidip katılmışlardı .Ancak sonradan
bunların komünizmle hiçbir alakaları olmadığını görünce partiyi
kapattırmışlardı. Birde bizzat kemalin kurdurduğu Türk Komünist Fırkası vardır
ki evlere şenlik . Sözkonusu fırka bizzat mustafa kemalin talimatıyla 18 Ekim
1920’de kuruldu . Bolşeviklerden gelen silah ve mali yardımların devamlılığını
sağlamak , anadoludaki

olası komünist
yapıların önünü almak , mustafa suphilerin azerbaycanda kurdukları yapının
dönüşüne bariyer olmak gibi nedenlerle kurulan bu parti bir pragmatizm abidesi
olarak anılmayı hakediyor. 100. yıl dönümünde ekim devriminin şanına hernekadar
leke sürmek istemezsek de Türk ulus devletinin oluşumunda sovyet biçimciliği ve
kemal pragmatizminin eşsiz uyumundan bahsedebiliriz. Sonrasında ağrı isyanı
döneminde, kızıl kürdistanda , sovyet kürtleri sürgününde  ve mahabadda da tekrarlanan bu durum solun ne
olduğunu anlamak için  vicdan gözlüğüne
muhtaç olduğumuzu bize hatırlatır.Evlere şenlik türk tipi komünist partimizin
kurucuları arasında, Tev
fik Rüştü Aras, Mahmut Esat Bozkurt, Celal Bayar,
Yunus Nadi, Kılıç Ali, Hakkı Behiç Bayiç, İhsan Eryavuz, Re
fik Koraltan, Eyüp
Sabri Akgöl ve Süreyya Yiğit vardı.Fırkanın genel sekreterliğini (umumî
kâtipliğini) Hakkı Behiç Bayiç yapıyordu.Partiye Mustafa Kemal , Fevzi Çakmak,
Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, İsmet İnönü ve Kâzım Karabekir de üye oldular.
Yeni Gün gazetesi partinin yayın organı olarak çıkarıldı. Türk Komünist
Fırkası, Komintern’e üyelik için başvurduysa da kabul edilmedi. Neyse ki
kemalin komünistliği ,bolşevik yardımları için komünist parti olma zorunluluğu
olmadığı ve muhtemelen ingilizlerin böyle yaparsanız azerbaycan veya gürcistan
gibi sovyetlerce yutulursunuz uyarılarından sonra ve gerçek komünistler(mustafa
suphiler ) özel savaşın ustalıkla icra edildiği bir operasyonla trabzonda
balıklara yem edilmesinden sonra ,yani tehlike geçince erken jübile yaptı ve üç
ay sonra kapandı.  Şimdi biz Erdoğana
haksızlık etmiyormuyuz mustafa kemal yaşasaydı işid´e katılmaz mıydı              

Gelelim Kürdizade
Mustafa Şükrü efendinin oğlu kastamonu doğumlu 
profesör ve milletvekili fahri ecevit ve istanbul doğumlu ressam Fatma
Nazlının oğlu ortanın solu  Bülent Ecevit´e
. Ortaya karışık Ecevit , devletinin sadık bekçisi bu arada türk devlet aklının
kendini kullandırarak yabancı desteği alma ve suistimal etme yeteneğinin seçkin
örneğidir.Şu kısa alıntıdaki kariyerine bakarak kimliğini bir inceleyelim .             

´´ 28 mayıs 1925
tarihinde doğan Bülent Ecevit, 1944 yılında Robert Kolej’inden mezun oldu. Önce
Ankara Hukuk Fakültesi sonra da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi
bölümüne kayıt yaptırmasına rağmen yüksek öğrenimine devam etmedi.

1944’te çalışma
hayatına Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde çevirmenlik yaparak başladı. 1946-1950
yılları arasında Londra Elçiliğinin Basın Ataşeliği’nde kâtip olarak çalıştı.
1950 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olan Ulus gazetesinde
çalışmaya başladı. 1951-52’de yedeksubay olarak askerliğini yaptıktan sonra
yeniden gazeteye döndü. Ulus gazetesi Demokrat Parti tarafından kapatılınca
Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde yazar ve yazı işleri müdürü olarak görev
yaptı. 1955 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey Karolina eyaletinin
Winston-Salem kentinde, The Journal and Sentinel’de konuk gazeteci olarak
çalıştı. 1957’de Rockefeller Foundation Fellowship Bursu ile yeniden ABD’ye
gitti, Harvard Üniversitesi’nde sekiz ay sosyal psikoloji ve Orta Doğu tarihi üzerine
incelemeler yaptı. Bu sırada Ecevit’in Hocam diye bahsettiği  Henry A. Kissinger Harvard Üniversitesi
rektörü idi. Harvard’da 1957 yılında, 1950-1960 arasında verilen antikomünizm
seminerlerine Olof Palme, Bertrand Russell gibi kişilerle birlikte katıldı.
1950’lerde Forum Dergisi’nin yazı işleri kadrosunda yer aldı. 1965’te Milliyet
gazetesinde günlük yazılar yazdı. 1972’de aylık Özgür İnsan, 1981’de haftalık
Arayış, 1988’de aylık Güvercin dergilerini çıkarttı. 1953 yılında CHP’ye
kaydolan Ecevit, ilk olarak Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu’nda görev
aldı. 32 yaşında, İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker’in adaylığını
devretmesiyle, 27 Ekim 1957 seçimlerinde CHP’den milletvekili oldu.´´                

Robert kolejden
mezun olmak, milletvekilinin oğlu olmak , zengin ve elit bir aileden gelmek
sosyalist olmanın önünde engel değildir tabiki de … Hatta art niyet
aramıyoruz , Henry Kissinger´ ın rektör olduğu okulda seminerlere katıldığı
için kendisine hocam demiş de olabilir. Benim asıl bir yerlere
oturtamadığım  sosyal psikoloji ,
ortadoğu ve anti komünizm seminerlerine katıldıktan sonra İnönü nün açtığı
kapıdan milletvekili olmasıdır. Tek sosyal (ist)  geçmişi anti komünizm seminerleri ve üç
hükümette çalışma bakanlığı olan birinin 
bunlardan  edindiği ideolojik ve
politik derinlikle chp ye ortanın solu görüşünü kazandırmasıdır . Yani kırk
yıllık chp oldu sana demokratik sol .Avrupadaki aşırı sol hareketlerin
Türkiyedeki olası yansımalarına hem bariyer oldu hem de light sol anlayışla
avrupa sosyalistlerine örnek oldu . Günümüzün ılımlı islam ve islam
toplumlarına örnek yönetim modeli olarak Türkiye söylemine ne kadarda  benziyor değil

mi  Bir nevi Fethullahın ılımlı islamla donanmış
türkiyesi…Zaten Fethullahın en büyük destekçisi de o değil miydi  Böyle şeyler öğrenince gerçekten de ´´şu
çılgın türklerin ´´ zekasına  hayran
kalıyorum..! Savunma bakanlığı yapan herkes general olmalı , çalışma bakanlığı
en başta çalışma bakanlarını solcu yaptığı için lağvedilmeli , dededen Kürt
devlet çocukları ,karaoğlan değil kara köle olarak anılmalı … Süleyman
Demirel boşuna ´´Ecevit halk çocuğu da biz o… çocuğumuyuz´´ dememişti. Büyük
adammış lafı gediğine koymuş .Süleyman tescilli çoban , yoksul halk çocuğu  ve morrisson sülo olarak duruyorken vekil ve
ressam çocuğu robert kolejli Ecevit ´e halkçı, halk çocuğu denmesi haksızlık
değil mi  Devletinin sadık uşağı sol
postuna bürünmüş kara köle Ecevit , devletinin temel kolonlarından olan sol
sütun inşacısı olarak en az İnönü kadar kıymetli bir rol oynamıştır.Amerikan
ambargolarının yıkamadığı Kıbrıs ve uluslararası komplo fatihidir. Ne yazık ki
komployu anlayamadığı gibi Kıbrıs harekatında kendisine verilen planı
uygulamadaki beceriksizliğinden dolayı 
Kissinger´ ı  gece yatağında
rahatsız edecek kadar zeka ve anlayış 
özürlüdür. Onun büyüklüğü Türkiye de yaratılan toplumun hastalıktan ne
kadar bitap düştüğünün kanıtıdır.
Sosyalistliği  Mahir Kaynak´ın ki kadardır.                     

Bu günlerde emperyalizm denince akla sadece
amerika geliyor. Amerika´nın yapışkan ,yılışık, zoraki müttefiği olan t.c.
kısmen de olsa ötelenince aslan antiemperyalist oldu . Hele islamcı diye
adlandırılan zındıklar korosu … Tüm islamcılar Cemalettin-i Afgani ´den o da
mason ocağından çıkmamış gibi , islam coğrafyasında satabilecekleri salak
halklar arayışındalar … Peki Türk solu … Kemal ´in yavru kurtları  … Hastalığın ileri aşamasını yaşayan ve
cüzzamlı bir insan gibi bir ucubeye dönüşen bakırköydeki napolyonlardan
müteşekkil ersiz generaller ordusu… Bu kutsal bağımsızlık savaşının
gönüllüleri, sünnetçiden korkan  sünnet
çocukları misali kahraman görünüp korkudan ne yapacaklarını bilemez haldeler.
Bağımsızlığınız da ,ulus devletiniz de , ulusunuz da yerlebir oluyor. Hücresine
alışmış mahkum gibi özgürlükten korkan ve zindandan asla çıkmak istemeyen
iradesizleştirilmiş köleler. Kemal den büyük Lenin var bilemediniz mi  Hastasınız , dahası metabolizmanız antikor
üretemiyor. Amerikadan diplomalı Karaoğlan yok .Putin ve Dugin imzalı jitemci
perinçek var. Mamaklarda Metrislerde ziverbeylerde

sizleri 
amerikan tedrisatından geçmiş kontralarla seven  devlet babanız sizleri şimdi de gladiocu
ülkücülerle aynı mevziye koyuyor.   Sahi devlet  neydi 
Savunulacak olan burjuva devleti miydi 
Lenin birinci dünya savaşında niye çarın yanında ulusal cephe
kurmadı  Yoksa Lenin vatan haini
miydi  ?

Bilal Andok

Kürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com
– www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html

Bilal AndokKürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com
– www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info -www.navendalekolin.com
-http://kursam.org/index.html- http://kursam.net/index.html

Etiketler: ANTIaraştırmaCEcevitEmperyalistKemalKomunistkurdiKurdishkurdistanLekolinSosyalistTTurkishTürkiye
Önceki yazı

MİT’in Aileler Üzerindeki Savaş Konsepti

Sonraki Haber

Diplomasi

Benzer Haberler

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik
دراسات

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik

14 ديسمبر 2022
TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ
التحليل السياسي

TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

13 ديسمبر 2022
Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON
دراسات

Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON

12 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
Diplomasi

Diplomasi

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist