• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام دراسات

İşgalci Türk Devletinin Kirli Savaş Politikası: Doğa Katliamı

Yayınlayan Lekolin
24 أغسطس 2022
Kategori: دراسات
268 5
A A
İşgalci Türk Devletinin Kirli Savaş Politikası: Doğa Katliamı
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

Sömürgeci Türk devleti Kürdistan’da 1990’lı yıllardan bu yana Kürt halkına yönelik köy yakma, köy boşaltma, halkı göçe zorlama ve  doğayı katlederek çok kirli savaş politikası yürütüyor. Kürdistan coğrafyasına dönük çok kirli bir savaş politikası yürüten AKP-MHP faşizmi ekolojik bir kıyım yaparak Güney Kürdistan’dan Kuzey Kürdistan’a kadar bütün coğrafyayı insanlaştırarak işgal alanlarını genişletmek istiyor. Kürdistan dağları ve ormanları 90’lı yıllardan bu yana sistematik olarak Türk devleti tarafından yakılıyor. Yakılan alanlardaki ağaçlar ve hayvanlar telef oluyor. Kırsal bölgelerde yaşayan köylülerin evleri, ahırları ve tarlaları bile bu yangınlardan etkileniyor. Yangınları söndürmek için seferber olan yerel halkın müdahalelerine de askerler izin vermiyor. Özellikle 2 yıldır askeri operasyonlara paralel olarak gelişen Kürdistan coğrafyasına karşı sistematik saldırıların boyutu en gecen gün genişliyor. Resmi verilere  yansıyanın çok üstünde bir doğa katliamı yaşanıyor. Dersim, Bingöl, Şırnak, Hakkari, Bitlis ve Güney Kürdistan’ın bir çok alanda ormanlar yakılmış talan edilmiştir.  Kürdistanı insansızlaştırma amacı temelinde birçok alanda yapılan orman katliamlarını hazırladığımız özel dosyamızla ortaya koyacağız. 

KÜRDİSTAN COĞRAFYASINA DÖNÜK SAVAŞ POLİTİKASI

Kürtlerin yaşadığı köy ve ilçelerde 90’larda köy yakmalarıyla başlayan insansızlaştırma politikası, şimdi farklı metotlarda devam ediyor. Barajlar, özel güvenlik bölgeleri, yangınlar, üretimin sınırlandırılması ve ormanları yakıp keserek insan yaşamını ve toplumunu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Aynı zamanda bir özel savaş yöntemiyle yapılan bu saldırılar Kürdistan’ı insansızlaştırmayı ve gerillayı kamuflajsız bırakmayı hedefliyor. Ekolojik saldırı temelinde yürütülen bilinçli çıkarılan yangınlarda on binlerce ağaç ve canlı türü küle çevrildi.

Şırnak’ın Cûdi, Gabar dağları ve Besta ve Dersim bölgesinde 2 yıldır ağaç katliamı yapılıyor. Özellikle son aylarda artan ağaç kesimleri tonlarla ifade edilen düzeylere vardı. Yine Cudi’de ortalama günde 400 ton ağaç kesildiğini kaydedildi. Özellikle işgalci Türk devletinin ağaç kesimi Cudi’nin karın bölgesinde yapılmış olan 15 askeri kulenin etrafında sürüyor. Sıralı olarak birer kilometre mesafede inşa edilmiş kulelerin etrafında 1 kilometrelik alan daire şeklinde çıplak hale getiriliyor. Bu alandaki ağaçlar ya kesiliyor yada ateşe verilerek yok edilmesi sağlanıyor.  Geçen yıl Cevizdibi (Cifane), Anılmış (Gundikê Remo), Kemerli (Gilindor) ve Üçkiraz (Nêvava) köylerinde yapılan ağaç kıyımı bu sene Besta Tikera alanında yoğunlaştı. Bu işi bölgede korucu olarak tanınan Hazım ve Kazım Babat kardeşler yürütüyor. Babat kardeşler Cudi’de 30 traktör, kesim yapan 15 hızarcı ve 70 işçi çalıştırıyor. Kesilen ağaçlar Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Şenoba beldesinin batısındaki Besta Askeri Taburu’nun bulunduğu alana taşınıyor. Her biri üç-üç buçuk ton kapasiteli traktörler günde dört sefer yapıyor. Ağaçlar farklı illerde kamu kurumlarına ya da piyasaya satılıyor. Bu uygulamaların halen devam ediyor.  Kürdistan’da orman katliamları bununla sınırlı değil. Kesilip talan edilen ağaçların yanı sıra bir çok alanda çok bilinçli bir şekilde ateşe verilerek ekolojik katliam yapılıyor.  Geçen sene özellikle Şemdinli ilçesine bağlı Derecik Beldesi ile Güney Kürdistan arasında bulunan birçok noktada askerlerin ormanları yaktığı ortaya çıktı. İşgalci Türk devleti tarafından kasıtlı çıkarılan yangınlarla binlerce hektar orman yakılırken ve binlerce hayvanın da yok olmasına neden oluyor. Yakılan alanlarda sonradan karakol ve kalekollar inşa ediliyor. Bu katliam politikaları her gün katlanarak devam ediyor.

Yine yüzbinlerce hektarlık alanların ateşe verilmesi talan edilmesi hem havyanlara hem insanlara bu bölgeleri yaşanılamaz hale getiriyor. İnsanları yoksullaştırdığı gibi çevreye de zarar veriyor. Hayatını idame etmekte zorlanan milyonlarca yoksul Kürt ise göç edip metropollere gelmek zorunda kalıyor. 90’lı yıllarda köyleri yakıp yakarak yok etmek isteyen işgalci Türk devleti şimdide ormanları yakarak, keserek bu alanları bir yaş çöp bile bırakmayarak insansızlaştırmaya çalışıyor. Yani uygulanan soykırımın temel bir parçasıdır.

GERİLLA KARŞISINDA HEZİMET YAŞAYAN İŞGALCİ TÜRK DEVLETİ DOĞAYA SAVAŞ AÇTI

İşgalci Türk devletinin Güney Kürdistan topraklarına yönelik 14 Nisan’da başlattığı işgal saldırıları aralıksız olarak devam ediyor. İşgal saldırıları kapsamında özgürlük gerillalarına karşı kimyasal silah kullanmanın yanı sıra KDP iş birliği ile Güney Kürdistan’ın doğası talan ediliyor, tonlarca ağaç kesilerek Türkiye’ye taşınıyor. İşgalci Türk Devleti Güney Kürdistan’da önce sınır hattını boşaltmaya karar verdi .1994 yılında köylere sürekli bombardımana tutarak yavaş yavaş boşaltmaya başladı. Bu özel savaş politikalarını her geçen gün genişleterek devam eden Türk devleti doğa katliamları yaparak bölgeyi işgal etmek istedi.  Geçen seneden bu yana  Heftanin ve Metina bölgelerinde ağaçların kesilerek, kamyonlarla çalındığı görülmüştü. Daha sonra bu yağmanın KDP’nin onayı ile olduğu, doğrudan resmi ağızlardan itiraf edilmişti. Yaklaşık 2 yıldır devam eden işgal operasyonlarında işgalci Türk devleti Kanî Masî’den Zaxo’ya kadar yaklaşık 6 bin 890 dönüm tarım arazisinin yaktı ve yağmaladı. 2018’de ise ağaç kesimine başlanarak, ormansızlaştırmaya başlayan işgalci Türk devleti her ay  700 ton odun transfer etti. Yine talan edilip kesilen ağaçlar, MİT koordinasyonunda Türkiye’ye götürülerek satıldı. Bu çerçevede özellikle Sindi bölgesinin Sinaht, Mêrga Şîş, Kelok, Masi Sinda köyleri ve çevresindeki tüm ormanlık alanlarda ağaçların kesimi ve satımı Cengiz Holding’e bağlı 3 taşeron şirket tarafından yapıldı. Kanî Masî kasabası sınırları içindeki bin dönümlük arazi, Türk ordusu tarafından ateşe verildi, burada halka ait bağ ve bostanlar ile meyve ağaçları büyük zarar gördü .Ağaç kesme operasyonu işgal hareketine paralel olarak yürütüldü.  Üsler kuruldu, sonra o üslere yollar yapıldı. Gerilla karşısında ağır darbeler alan ve hezimet yaşayan Türk devleti nasıl ki 90’lı yıllarda köyleri yok edip gerilla güçlerini halksız bırakmaya çalıştıysa, şimdi de ormanı yok edip gerillayı kamuflaşsız bırakma cabası içinde.

Yine geçen yıl Zaho’ya bağlı Derkar bölgesindeki Sindi ve Gulya’da, bu yıl Berwari Bala olarak bilenen Bêgova’dan Hiror, Kêste ve Ore’ye uzanan bölgelerde işgalci Türk devleti doğa katliamları yaptı. Adata bu coğrafyada tüm canlıları yok etti. Geçen seneden bu yana bu politikaları çok kapsamlı bir şekilde devam ediyor.  Yağma boyutuna ulaşan bu politikalar yürütülme görevi Kamuran Babat’a verilmiş durumda.  Geçen seneden bu yana ağaç kesme işleminin noktasal olarak Geliyê Pizaxa, Serê Tijikî ve Girê Helîz bölgelerinde yoğunlaştığını belirtebiliriz.  Kürdistan’da kesilen ağaçların Serê Tijikî üzerinden Türkiye tarafında Tarlabaşı (Zevîya) ve Ortasu (Roboskî) güzergâhından Şırnak’a taşındığı bir çok belgeyle ispatlandı. Yine bir doğa harikası olan Hiror ve Batifa’da ormanların kesilmesi insanlığa ve doğaya karşı işlenmiş bir suçtur. Özellikle Berwari Bala olarak bilenen insanların yaşadığı, ekip biçtiği, ürettiği coğrafyanın Türk devleti tarafından işgal etmesinden ötürü yaşanan göçler insansızlaştırma stratejisinin parçasıdır.

İŞGALCİ TÜRK DEVLETİ VE ONA BAĞLI ÇETELER EFRÎN’DE YAPTIĞI DOĞA KATLİAMI YAPTI

İşgalci Türk devleti ve çeteleri, işgal altındaki bölgelerde her türlü suçu işlemeye devam ediyor. İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çeteler Efrîn’de tarih ve doğa katliamı yaptı ve yapmaya devam ediyor. İşgal altındaki Efrîn’de Türk devleti ve çeteleri, yüzlerce ağacı kesti. Semerqand çetelerinin, Mabeta ilçesine bağlı Hec Qasima köyü ile Şiyê ilçesine bağlı Dela köyünde yüzlerce ağacı kestiğini geçtiğimiz yıllarda ispatlandı. Ayrıca Efrîn İnsan Hakları Örgütü’nün verilerine göre Türk devleti ve çeteleri, şu ana kadar kantonda 34 bin zeytin ağacı kesti. İşgalci Türk devletine bağlı El-Hemzat çeteleri, Cindirêsê ilçesine bağlı Satya ve Gozê köyleri arasındaki ağaçları keserek Efrîn ve Idlîb pazarlarında sattı. Efrîn-Suriye İnsan Hakları örgütünün geçen sene yaptığı   açıklamaya göre, işgalden bugüne 398 bin 650 ağaç yakıldı binden fazla ağaç kesildi ve 20 binden fazla ağaç yerinden söküldü. Yine Raco ilçesi mıntıkasında olan Sari Sînê dağı, Xirabê Simaq, Kurê, Kumreşê ve Surkê, Cirqa ve Mabata ilçesindeki Bafıran köyü ormanlığı, Hawar Kalesi çevresi, Rişa Isıyê, Ruta köyünde bulunan Cehennem Vadisi, Remedana ve Gurda adlı ormanlık alanların yarısından çoğu ateşe verildi. Tüm bu geçtiğimiz yıllarda kanıtlanan rakamlar her gün doğa katliamlarına ve işlenen insanlık suçlarına yenileri ekleniyor. Sözde doğa severler bu Kürdistan’da yaşanan bu ekolojik savaşa karşı sağır dilsizler.  

Demokratik modernite paradigmamızın üç sac ayağından birini oluşturun ekolojiğe saldırılar çok planlı ve kapsamlı hazırlıklar içermektedir. Faşist soykırımcı Türk devletinin orman katliamlarına karşı topyekûn bir mücadele gereklidir.

Leyla EGİT

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: AKP-MHP FaşizmiBingölDersimDoğa KatliamıHakkariŞırnakZap
Önceki yazı

Türk Devlet Aklının ‘’Utanmazlığı’’

Sonraki Haber

İşgalci TC’ in ‘Küçük Balıkları Büyük Balıklara Yutturma’ Politikası- ÖZEL HABER

Benzer Haberler

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik
دراسات

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik

14 ديسمبر 2022
TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ
التحليل السياسي

TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

13 ديسمبر 2022
Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON
دراسات

Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON

12 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
İşgalci TC’ in ‘Küçük Balıkları Büyük Balıklara Yutturma’ Politikası- ÖZEL HABER

İşgalci TC’ in ‘Küçük Balıkları Büyük Balıklara Yutturma’ Politikası- ÖZEL HABER

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist