• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام دراسات

İnşa Olan Ve İmha Olan İki Paradigmanın Yedi Yıllık Savaş Bilançosunun Gösterdikleri- ÖZEL DOSYA

Yayınlayan Lekolin
12 أغسطس 2022
Kategori: دراسات, مستندات
277 11
A A
İnşa Olan Ve İmha Olan İki Paradigmanın Yedi Yıllık Savaş Bilançosunun Gösterdikleri- ÖZEL DOSYA
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

Uğruna ölebilecek bir değeri olmayan insan, en değersiz insandır. Tarih boyunca insanlar çeşitli değerleri için yaşamlarını feda ettiler. Bir cephede iki taraftan insanlar yaşamını yitirir. Tarafların amaçları, idealleri, gerekçeleri, zihniyetleri onların niteliğini de belirler. Söz gelimi bir savaşta işgalci, sömürgeci saldırgan bir taraf vardır; karşıda da ülkesini savunmak için direnmekten başka çaresi olmayanlar. Bu da savaşı çeşitli türlere ayırır; talan, yağma, işgal amaçlı savaşlar; birde öz savunma amaçlı, varlığını ve özgürlüğünü savunmak için başka çarenin olmadığı, savaşlar vardır. Son 40 yıldır Kürdistan dağlarında ve şehirlerinde savaşın bu iki türünün bir cephede iç içe geçmesine şahit oluyoruz.

Kürdistan ve Türkiye’de son yedi yıllık savaşın yoğunluğu, neredeyse önceki 30 küsur yıllık savaşın toplamına denktir. Havadan ve karadan gerçekleştirilen resmi ve tespit edilen bombardımanların bilançosuna bakılınca da savaşın şiddeti daha iyi anlaşılabilir. Rakamlarla da ifade edeceğiz, ancak savaşı rakamlara boğmak ve faşizmin soykırımcı sömürgeci saldırılarını istatistiklere indirgemek yanlıştır. Biz sadece askeri faşist saldırıların çözümsüzlüğünü ve yaşatılan acıların boyutunu göstermek için rakamlara başvuracağız. Savaşın uzun yıllara sarkıtılması, toplumun şovenist zihniyetle zehirlenip bu ölüm, kıyım ve yıkımları kanıksar duruma gelmesinde savaş hakikatinin rakamlara indirgenmesinin de payı vardır. Örneğin bir defada 15 askerin ölüm haberi verilince infiale neden olabileceğinden korkulurken, ikişer-üçer asker ölümü sıradan bir haber derekesinde değerlendiriliyor. Askerin “fıtratında ölüm” vardır. Öte yandan, neredeyse 40 yıldır, her gün, her ay, toplamda uzun yıllar boyunca TC, on binlerce Kürt kadını ve erkeğini katletmekle övünüyor. “Merdi Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş” deyiminde olduğu gibi; Türk devleti de her ‘başarı’ açıklamasında ne kadar çağ dışı olduğunu ve çözümsüz kaldığını ortaya koyuyor. 21. Yüzyılda NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip bir devlet, on binlerce insanını, F 16 savaş uçakları, türlü türlü İHA ve SİHA’larla yok ettiğini açıklıyor. TC devleti böylelikle Türkiye ve Kürdistan toplumuna bu şekilde ayakta kalabileceğini göstermeye çalışıyor, ama nafile. Üstelik her bir sözü öncekini pratikte yalanlayan açıklamalarla…“Kimsenin katılmadığı, bitmek üzere olan”(!) PKK’de öldürebilecekleri 35 binden fazla insanı nasıl buldukları da ayrı bir mesele!

Savaşlarda tarafların gerçek karakterleri, amaçlarında belirir. Devletçi düzen içinde bütün kirli işler savaş kiliminin altına süpürülüp rant imkanlarına çevrilse de, er ya da geç, hakikatler de açığa çıkar. Örneğin, 90’lı yıllarda ‘şehit cenazesi’ denilerek tabutlarda eroin kaçakçılığı yapıldığını birkaç yıl gecikmeli de olsa hepimiz öğrendik. Vatan-millet-Sakarya naralarının neleri örttüğü böylece anlaşılmış oldu. Dönemin iktidarları kirli savaşlarını yürütmek için ihtiyaç duydukları milyar dolarları bu yoldan karşılarken; istiklal perdesinin arkasından kendi istikballerini de garantiye almayı ihmal etmemişlerdi. Mehmet Ağar ve Tansu Çiller şahsında o dönemin kirli siyasetçilerini artık herkes tanıyordur. Bilmiyorum, diyenin işine gelmiyordur, kendini bilmiyordur! Çünkü insan olan, bilince sorumluluk altına girer. Erdem sahibi insan; haktan, hakikatten yana tavır alandır. Eyleme geçen insan davranışının altında yatan da bilincinin dayattıklarıdır. Bilmemek, bu anlamda rahatlatıcı bir cehalet eylemi olduğu kadar, ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ türünden insanı insanlığından çıkaran bir bencilliktir de.

 Son 7 yılın insan kayıplarını araştırmaya çalıştığımda da iki tarafın ‘şehit’lerine olan yaklaşım farklılıklarını çok net gördüm. Haklı olarak Kürt Özgürlük Hareketi üyeleri-taraftarları bu kıyaslamanın bile kabul edilemez olduğunu belirtebilir, bana kızabilirler de. Çünkü bir taraf ilan ettiği binde birlik ‘şehidini’ bir satırlık Twitter mesajında duyuruyor, gerisini saklıyordu. Bu ‘devlet sırrını’ askere aldığı çete ve askerleriyle yaptığı ‘gizlilik sözleşmesi’yle sağlama alıyordu. Hatta iddialara göre bu sözleşme aileleri de bağlayıcı niteliktedir. Buna uymayan ailelerin de ‘şehit yakını’ maaşları kesiliyor. Yeni devlet işlerine alınmadıkları gibi, mevcut işlerinden de atılmakla tehdit ediliyorlar. Bu nedenle ‘ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ mantığıyla devlet, kabul edelim ki işi sağlama bağlamış. Ölen asker ve çetelerinin cenazelerini bile obüs, havan ve uçaklarla bombalayabilecek kadar rahat!

HPG ise, her bir şehidinin kimlik bilgilerini özenle açıklarken, devrimci mücadele yaşamı boyunca yürüttüğü faaliyetleri uzun uzun anlatıyor. Şehidinin kendi sesinden sicilini, gerilla yaşamında PKK’den aldığı bilinci, ideallerini, amaçlarını paylaşıyor. Israrla paylaşmak istemeyenler dışında hemen hemen her gerillanın seslendirdiği bir stran, okuduğu bir şiir, paylaştığı bir anısı oluyor. Bununla da kalmıyor, portre programları, dosyalar, belgesel ve hatta sinema filmleriyle ölümsüzleştiriyor, topluma mal ediyorlar.

Gelelim son 7 yıllık savaşın korkunç boyutuna…

HPG aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık olmak üzere savaşın yoğunluğuna göre düzenli bir şekilde savaş bilançoları yayınlıyor; hezenparastine.com sitesinden ulaştığım açıklamaları derleyip topladım:

 2016201720182019202020212022 (Nisan- Temmuz)Toplam
Karadan İşgal Saldırısı                        323253163117122??978
Savaş Uçağı, Helikopter, Tank, Top vb. Saldırıları                  9877051241990179524614601(Hava)8179
Gerilla Eylemleri 115077255633941074211295098
Öldürülen Asker-polis vb.34042656211512401014861152812818
Yaralı Asker-polis vb.13347724182661051282173240
İmha Edilen Helikopter32––1–39
İmha Edilen F-16, Tank1–––––1 (tank)2
Sonucu Netleşmeyen Eylem286323220121120??1070
Şehit Gerilla585 (Şengal dahil)594523456358298722886
Düşürülen SİHA-Drone––1–3 1923
Kimyasal Silah Saldırısı–––––36711981565

YPS ile işgalci TC ordusu arasında yaşanan çatışma ve insan kayıplarını da bu rakamlara eklediğimizde sayı bir hayli artacaktır. Devlet ise her zamanki gibi resmi açıklamalarında gerçeğin çok küçük, gizleyemediği bir kısmını veriyor; 315 ölü! Onda biri bile değil. Dergipark.gn.tr isimli internet sitesinin verdiği rakamlara göre ise 2016’da TC’nin verdiği kayıp sayısı: “452 askerimiz, 213 polisimiz, 58 güvenlik korucumuz olmak üzere 723”. Buna göre bile geriye kalan 2 bin 681 kişi kim, cenazeleri nerede? Aileleri, soranları yok mu? Benzer çelişki ve soruları her yıl için sormak mümkün, ama gerek yok. Zaten devletin verdiği rakamlara kimse inanmasa da basın yayın kurumları mecbur oldukları için yayımlıyorlar…

Aşağıdaki tablo 140Journos’a ait. 1984-2017 yılları arasında, çeşitli kurum ve kişilerin yaptıkları araştırma ve açıklamalara dayanmaktadır. İsteyen ve imkan bulan, oradan daha detaylı inceleyebilir…

Wikipedia’da yayınlanan veriler de kapsamlı ve güncel olması açısından önemli. Ancak Wikipedia ve Türkiye’de yayın yapan site, gazete ve kuruluşların yayınladıkları rakamlara hep ‘resmi açıklama’ sınırında güvenmek gerektiğini unutmamak lazım.

Wikipedia’da* şöyle bir tablo oluşturularak son 20 yılın bilançosu çıkarılmış:

TarihYerOperasyonTürk kuvvetleri
ölen (yaralanan)
Türkiye müttefikleri
ölen (yaralanan)
PKK ve müttefikleri
ölen (yakalanan)
5 Ekim – 15 Kasım 1992Kuzey IrakEkim 1992 sınır ötesi harekatı28 (125)—1,551 (1,232)
20 Mart – 4 Mayıs 1995Kuzey IrakÇelik Harekâtı64 (185)—555 (13)
12 Mayıs – 7 Temmuz 1997Kuzey IrakÇekiç Harekâtı114 (338)—2,730 (415)
25 Eylül – 15 Ekim 1997Kuzey IrakŞafak Harekâtı31 (91)—865 (37)
21 – 29 Şubat 2008Kuzey IrakGüneş Harekâtı27—240[104][105][106]
24 – 25 Temmuz 2015Kuzey IrakŞehit Yalçın Operasyonu––160
24 Ağustos 2016 – 29 Mart 2017SuriyeFırat Kalkanı Harekâtı*71614131 (37)
25 Nisan 2017Suriye, Kuzey IrakNisan 2017 Suriye ve Irak hava harekâtı0—70
20 Ocak – 24 Mart 2018SuriyeZeytin Dalı Harekâtı55318 (Türkiye iddiası)
2,541 (SDF iddiası)
820 (SDF iddiası)
4,558 (Türkiye iddiası)
19 Mart 2018 – günümüzKuzey IrakDicle Kalkanı Harekatı112 (17)—234[107][108]
15 Ağustos 2018Sinjar, IrakSinjar’a hava harekatı——5
28 Mayıs 2019 – günümüzKuzey IrakPençe Harekatı——2
7 Ekim 2019 – günümüzSuriyeBarış Pınarı Harekâtı9 (100)130 (417)702
15 Haziran 2020 – günümüzKuzey IrakPençe-Kartal Operasyonu———
Toplam:511 (856)1062–3,285 (417)8,065–11,803 (1,734)

En üstte HPG’nin açıkladığı verilere dikkat edilirse 2022’nin 3 aylık savaş bilançosu önceki bazı yılların toplamından daha şiddetli. Yani çözümsüzlükte ısrar, şiddetin boyutunu derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor…

Soykırımcı sömürgeci TC devleti, en son Kürt halkını soykırımdan geçirmeye niyetlendiğinden bu yana yedi yıl geçti. Bu yedi yıllık savaşın rakamsal korkunçluğunu ortaya koyduk. Peki bu yedi yılda savaş alanı dışında neler yaşandı? Halklar Önderi Abdullah Öcalan, çok ağır bir işkence sistemi içerisinde tecride alındı. Devlet mecbur kalmadıkça İmralı’dan tek bir söz çıkmasına bile izin vermedi. Böylece İmralı’nın bir sözünün nelere kadir olduğunu gösterdiği gibi, korkusunu ve zayıflığını da ele verdi. Öte yandan, tecrit edilmek istenen Önder Öcalan’ın fikirleri bugün Kürtlerin örgütlü olduğu, sesinin duyulduğu, mücadelesinin bilindiği dünya ülkelerine yayıldı. Eskiden PKK sadece Kürtler için savaşan bir hareket olarak bilinirdi. Bugün dünyanın en gelişkin akademisyenleri Önder Öcalan’ın fikirlerinden yararlandıklarını açıklıyor. Dünyaca ünlü saygıdeğer düşünür, aydın, yazar, akademisyenler, sendikalar, siyasi partiler vb. Önder Öcalan’a Özgürlük, Kürdistan’a Demokrasi talep ediyor. Önder Öcalan’ın savunmaları İngilizce, İtalyanca, Almanca, İspanyolca, Arapça başta olmak üzere dünya dillerine tercüme edildi, ediliyor. Her geçen gün daha fazla insan Önder Öcalan’ın fikirleriyle tanışıyor, O’na katılıyor. Bugün Enternasyonal Tabur’lar kuruluyor, İngiltere’den Arjantin’e, Mısır’dan Şili’ye, Finlandiya’ya…dünyanın birçok ülkesinden insan O’nun militanı olmak için devrim saflarına koşuyor. En gelişkin silahları dünyanın kan emicilerinden alıp halkların özgürlük mücadelesine karşı kullanan TC devleti, ne yaparsa yapsın hakikatin volkanik fışkırmasını engelleyemiyor. Çünkü anlaşılamayan hakikat şu; Önder Öcalan sadece özgürlük mücadelesi yürüten bir halkın önderi değil; O Yeni Dünyanın Felsefik, İdeolojik, Politik Önderi’dir. Önder Öcalan, yeni özgür yaşamı temsil ediyor. Onun için dünya kapitalizminin başkentlerinden, ünlü üniversiteleri okuyan insanlar O’na koşuyor. Oradaki akademisyenler çıkışı O’nda görüyor. Özgürlük nehrinin bu güçlü akışı karşısında soykırımcı sömürgeci TC devleti ise, artık can çekişen tekçi faşist ulus devletçi paradigmasıyla var olma çabası içinde. Çaresi yok, kaybedeceksiniz! Ne siz ne de bu çağ birbirinize göre değilsiniz! Karşınızda inşa edilen paradigma, paradigmanızın imhasını müjdeliyor. Gerçekten de “beka sorununuz” var!

Serhed DENİZ

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: HPGİşgalci TCMehmet AğarNATOÖlen askerlerPKKTansu Çiller
Önceki yazı

Gerilla Mucizesi

Sonraki Haber

15 Ağustos Devrimci Gerilla Atılımı Kürtlerin Yeniden Doğuşu Ve Dirilişidir – YAZI DİZİSİ BÖLÜM 1

Benzer Haberler

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik
دراسات

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik

14 ديسمبر 2022
TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ
التحليل السياسي

TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

13 ديسمبر 2022
Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON
دراسات

Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON

12 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
15 Ağustos Devrimci Gerilla Atılımı Kürtlerin Yeniden Doğuşu Ve Dirilişidir – YAZI DİZİSİ BÖLÜM 1

15 Ağustos Devrimci Gerilla Atılımı Kürtlerin Yeniden Doğuşu Ve Dirilişidir - YAZI DİZİSİ BÖLÜM 1

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist