• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام مقالات

İktidarın Siyanürlü ve Sessiz Katliamları

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: مقالات
240 18
A A
İktidarın Siyanürlü ve Sessiz Katliamları
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

14 Kasım 2019 Perşembe Saat 11:06

Nietzsche Tanrı’nın ölümünü ilan eder. Tanrı’nın ölümüyle varlık, hayat, hakikat bütün anlamını kaybeder:

0

21

TR
ZH-CN

:” ”

:””

” “,serif

Nietzsche
Tanrı’nın ölümünü ilan eder. Tanrı’nın ölümüyle varlık, hayat, hakikat bütün
anlamını kaybeder:

Tanrı öldü.
Ölü olarak kalacak. Onu öldürdük. Şimdi, katillerin katili bizler kendimizi
nasıl teselli edeceğiz? Dünyanın şimdiye kadar sahip olduğu en kutsal, en
kudretli varlığı bıçakladık ve ölene kadar kanattık bu kanı bizden kim
temizleyecek? Hangi suyla temizleneceğiz? Matem tutmak için hangi törenleri
icat edeceğiz? Bu işin azameti bizim için fazlasıyla muazzam değil mi? Ona
layık olmak için bizlerin tanrı olması gerekmez mi?

Nietzche’nin
tanrının ölümünü ilan etmesiyle birlikte yeni tanrılar inmeye başladı
yeryüzüne. Çünkü tanrı ölmüştü  ve
tanrıyı öldürenler kendilerini tanrı olarak ilan etmeye başlamalıydı
artık.   Ve yeni tanrılar inmeye başladı.
Bütün güç ellerindeydi. Tanrı artık iktidardı. 
Iktidarlaşan tanrılar, ilk olarak 
varlık, hayat ve hakikatı katletmeye başladı.

Varlığın ve
hakikatın katledilmeye başlamasıyla birlikte, toplumsal kaos, toplumsal
bunalımlar ve toplumsal katletmelerle ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve
maneviyatını yitirmiş bir sürü toplumuna yol alınmaya başlandı.

Maneviyatın,
hakikat,n, değerlerin ve vicdanın olmadığı bir toplumdan sürü bir toplum
oluşur. Diktaların ilk hedefleri kendine biat eden bir sürü yaratıp kendini
onların üzerinden yaşatmak ve diktatörlüklerini sürdürmektır.

17 yıldır
toplumu büyük  bir kaos ve savaşın  içine sürükleyen şövenist AKP iktidarının
 ekonomi politikalarının yanı sıra çatışmacı ve
savaş politikaları, şiddet içeren ve kutuplaştırıcı dil, yoksulluğu, açlığı ve
çaresizliği geniş bir tabanda çoğaltıyor.  Gün geçmiyor ki önümüze
kadına, çocuğa, doğaya, canlılara, etnik, cinsel, dini
farklılıkları olana, her çeşit siyasal çizgideki muhalife, ezcümle
kendilerinden olmayan herkese yönelik zulüm, şiddet, haksızlık haberleri düşmesin.

İşte yeni bir gün ve yine ölüm. İstanbul
Fatih’te dört kardeş siyanür içerek toplu intihar ediyor. Dört kardeşin intiharı toplumsal bir
sorun dışında piskolojik bir sorun olarak ele alınmaya başladı. Yandaş medya
görev başındaydı. Yandaş medyanın kalemşörleri toplumda yeni bir algı
oluşturmak için siyanürle ihtihar eden aile için  “
İntihar edenler için akıl hastası imasında bulunarak piskolojik bir sorun
olarak gösterilmeye çalışılmasının yanında, 
“maddi durumları gayet iyiymiş propoganlarının yapılması, 
üstüne basa basa manken vurgusuyla konuyu ahlaki, dini zemine çekmeye çalışılarak AKP iktidarının ölümcül
politikaları algı operasyonlarıyla üstü örtünmeye çalışılıyor. Yani her zaman
ki gibi  AKP’nin kanlı kalemşörleri
toplumda yeni bir algı oluşturulmaya çalışırken
bir diğer intihar haberi
de Antalya’dan geliyor.  Bunlar, dört kardeşin intiharının sebebinin
ekonomik olmadığı davulunu çalmaya devam ederken, Antalya’da siyanürle ihtihar eden dört kişilik
ailenin
ardından geriye işsiz ve çaresiz bir babanın intihar mektubu
kalmıştı.

Siyanür,
maden sahalarından sulara, toprağa, havaya yayılıp toplu ölümlere yol açacak
bir tehlikeyken, intihar aracı olarak evlere girmeye başladığını dehşet içinde bütün toplum izliyor. Ve sadece
izliyor. Toplum siyanürlü intiharları izlerken Diktatör Erdoğan ve faşist
yandaşları ihtiharlara bir kulp takmaya başlamıştı artık. Bu ölümler ekonomik
ve siyasi değil bu ölümler piskolojiktir değerlendirmeleri bütün
televizyonlarda söylenmeye başlandı. Bu sarayın bir talimatıdıydı ve
uygulanmaya başlanmıştı.

Saray diktaları, saray medyasını
devreye koyarak, İktidarın piskiyatristleri erkanda görünmeye başlıyor.
Üsküdar
Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurul Başkanı, psikiyatri uzmanı Prof.
Dr. Kemal Arıkan, intiharların
önüne geçmek için öncelikle psikiyatrik rahatsızlıkların damgalanmasının
önlenmesi gerekiyor. bir insanın
psikolojik bir sorun hissettiği zaman rahatlıkla bir psikiyatra ulaşabilmesi
gerekir. Bunun önündeki engel damgalanma korkusudur
bunu devletin ortadan kaldırması gerekiyor. diyor. Bütün sorun kişinin veya kişilerin damgalanma
korkusumudur? Tek neden piskiyatristlere gidememe mi?

Aslında Arıkan yaptığı değerlendirmeye
kendiside inanmıyordur herhalde. Sadece sarayın talimatıydı ve yerine
getiriyordu.

Çünkü Türkiye’de kurumlar
çöküyor, ekonomi çöküyor, sosyal doku çürüyor.  AKP’li avukatların hâkim
ve savcı koltuğuna oturtulmalarından beri bir yargıdan söz etmek de mümkün
değil.

Bir de 
Kuran kurslarına, imam hatiplere, görkemli medreselere, tarikat
ve cemaatlerin insaflarına terk edilmiş bir eğitim sistemi
var ortada.

Otizmli çocukları yuhlayan iktidarın
anneleri türemeye başlarken, iktidarın tecavüzcüleri tarafından t
ecavüz
edilen, öldürülen çocukların
çığlık hala kulaklarımızda.

Yine KHK’lıların ve atanamayan
öğretmenlerin, işten çıkarılan işçilerin, sürekli yoksulluğa, ötekileştirilmeye
ve dışlanmışlığa dayanamayanların intihara
sürüklendiğini en iyi açıklayacak
 “çok acı var dayanamıyorum notu bırakarak
intihar eden Yrd. Doç. Dicle Koğacıoğlu’nun bu notu toplumun geldiği noktayı çok iyi özetleyecektir.

Başka bir örnek: Antep’te Eyüp
Dal adlı işçi, uzun süredir işsiz olduğunu belirterek, 16 Mayıs’ta Şahinbey Belediyesi’nin
önünde bedenini ateşe verdi. Vücudunda ağır yanıklar oluşan işçi, dördüncü
günün sonunda yaşamını yitirmesi.

Yine  2019 yılının 12 Ocak, 29 Ocak, 31 Ocak
tarihlerinde Türkiye’nin üç farklı kentinde üç işçi yoksulluk ve işsizlik
nedeniyle yaşamlarına son vermek istedi. İşçilerden biri Ankara’da TBMM
Hastanesi önünde, diğeri Balıkesir’de Karesi Belediyesi önünde ve sonuncusu da
Denizli’nin Pamukkale ilçesinde evinde hayatlarına son vermek istedi. İlk ikisi
son anda kurtarıldı, evinde intihar eden genç işçiyse öldü.

Bu
ölümler karşısında Saray medyasının tutumu, diğer toplumsal sorunlarda
olduğundan farklı değil. Haberler “Psikoloji bozuldu mesajı ile birlikte
sunuluyor. Türk devletindeki
bütün ihtihar haberleri bu şekilde medyaya servis edildi.

Siyanürle intihar eden ailelerin
ardından açıklama
Adli tıp uzmanı Profesör Doktor Hancı, siyanürün
Satışı Tehlikeli Kimyasalların Kontrolü Yönetmeliği’ne dahil olmamasını ve
kolaylıkla ulaşılabilmesini eleştiriliyor.
Eleştirilmeside gerekiyor ancak sorun siyanür değil sorun AKP iktidarının 17
yıllda toplumu ölüme sürükleyen politikaların uygulanmasıdır. Bu gün iki aile
siyanürle ihtihar etti peki ya daha önce binlerce insanın intihar etmesi neye
bağlanacak.

Türkiye’de
2000’lerin başlarında her yıl 2000’li rakamlarla ifade edilen intihar sonucu
ölüm vakaları, faşist AKP’nin
iktidara geldiği
2012 yılından itibaren 3000’li rakamlara çıkmış
durumda.

Yine Türkiye İstatistik
Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre 2018 yılında Türkiye’de 3161 kişi hayatına
son verdi. 2001 ile 2018 arasına
bakıldığında Türkiye’deki intihar oranlarının yüz binde 3.61 ile yüz binde 4.37
arasında değiştiği görülüyor.

Türkiye’de 2017’de 3 bin 168,
2016’da 3 bin 193, 2015’te 3 bin 246, 2014’te 3169 kişi intihar sonucu yaşamını
yitirdi.

Bu gün televizyon erkanlarına çıkıpta
intiharları sadece piskolojik nedenlere bağlayan piskiyatristlere sormak
gerekir. Bir insan ve insanlar ruh sağlığının bozulmasına neden olan etmenler
nelerdır?

Çok
açık ki, intihar “bireysel tercih olsa da, aslında toplumsal bir anlam
içeriyor. Başka bir ifadeyle intihar, toplumsal yaşamın birey üzerindeki
sonuçlarıdır. Yani bu ölümler AKP
iktidarının uyguladığı ekonomik ve siyasi politikalarının bir sonucudur.  AKP iktidarı Kürtleri silahla katlederken
içerde toplumu siyanürle katletmeye başlamış durumda.


Sara Gulan

0

21

TR
KO

:” ”

:””

” “,

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html

Sara Gulan

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

Güzel Olan ÖZGÜRLÜK’tür

Sonraki Haber

Dorpêça Li Ser Mexmurê Ket Rojeva Parlemena İraqê

Benzer Haberler

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek
مقالات

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

8 يناير 2023
Yeni Gündem Algılarıyla Yenilgilerin Kamufule Edilmesi
مقالات

Yeni Gündem Algılarıyla Yenilgilerin Kamufule Edilmesi

4 يناير 2023
Çöktürme Planı Çerçevesinde Kültürel Soykırım Saldırıları
مقالات

Çöktürme Planı Çerçevesinde Kültürel Soykırım Saldırıları

21 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
Dorpêça Li Ser Mexmurê Ket Rojeva Parlemena İraqê

Dorpêça Li Ser Mexmurê Ket Rojeva Parlemena İraqê

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist