• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام المرأة

Hakikat Arayışı

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: المرأة
254 5
A A
Hakikat Arayışı
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

30 Eylül 2010 Perşembe Saat 06:46

İçimdekini bir dökebilsem ya da var olan gerçekleri bir söyleyebilsem! Kim ne anlar ki? Anlayan ancak bu gerçekleri yaşayabilendir.

İçimdekini bir dökebilsem ya da var olan gerçekleri bir söyleyebilsem! Kim ne anlar ki? Anlayan ancak bu gerçekleri yaşayabilendir. Yaşayan da çoğu zaman dile getiremez, dile getirse bile ya kimse anlamaz ya da cezalandırılır. İşte böylesi bir çelişki çoğu zaman gerçeklerin kaybolmasında önemli rol oynar.

Aslında gerçekler bazen denize benziyor. Elbette, deniz o kadar derindir ki kimse bilemez içinde ne saklandığını… Evet, bakarsın uzaktan denizin derinliğine, dalıp gidersin, bazen de nereye gittiğini bile bilemezsin… Ya o dalgaları? Hiç kimse bilebilir mi ki o dalgaların içinde ne vardır? Bazen büyük, bazen de küçük dalgalar, belki de kendince bir savunmadır ya da gerçekleridir.

Denilir ki ‘’hakikat aşktır, aşk da özgür ve doğru yaşamdır’’. Evet, öyledir, birçok zaman evet diyoruz. Tabii bu evetin bir bedeli vardır. Bazen delilik, bazen saçmalık, bazen de isyan olarak görülüp cezalandırılır bu evet… Yine bu mücadelede kavgalar, acılar ve hatta ölüm bile vardır. Nitekim birçok insan bu uğurda büyük bedeller vermiş ve vermeye devam ediyor. İşte bu bedel göze alınmak isteniyorsa, her yerde söylemek ve mücadelesini vermek gerekir. Ama eğer bilinçli ve özgür bir yaşam tercihi ise gerisi çok fazla önemli değildir. Hiçbir acı, zorluk ve engel özgürlük arayışı kadar değerli olamaz. Hiçbir zorlukta özgürlük arayışının önünde engel olamaz. Yeter ki özgür yaşama arayışın, inancın ve çizdiğin yolun hedefine kilitlenme olsun.

Dolayısıyla burada doğru ve özgür yaşam tercihi yapılırken, evet ya da hayır, kabul ya da ret ölçüleriyle diyorsun ki “ben varım, ben bir iradeyim! Var olmak nedir ki? Kendine ait olmaktır, irade sahibi olmaktır, hiç kimsenin tahakkümü altına girmeden, kendi özgür iradenle karar almak ve nasıl yaşayacağını bilmektir. Bunu söylemek ve yapmak bir insanın en doğal hakkıdır, ama gel gör ki, bu hakka sahip değilsin ve kendine ait değilsin. Sana verilen rol ya da çizilen çerçeve bellidir sadece bu görevini ve misyonunu yerine getirebilirsin. Onun dışına çıkamazsın, çıkarsan bedelini ödersin, ödettiriliyor…

Tabi ki burada kadının toplumdaki veya sistemlerdeki konumu daha acıklı ve içler acısıdır. Yaşamı yaratıyorsun, ama tarihin sayfalarında bir kadın olarak yoksun… Uygarlığa analık ediyorsun, ama sonrasında inkâr ediliyorsun. Toplumsallaşmanın oluşumunda rol oynuyorsun ama sonrasında köleleştiriliyorsun. Hatta kadın için yaşam öyle bir hal alıyor ki artık tam bir trajedi oluyor. Düşünebiliyor mu en insani ve içten doğal gelen bir sese dahi müdahale ediliyor ya da kötü gözle bakılıp yasaklanıyor. “Yüksek sesle gülme, konuşma, çünkü sen bir kadınsın…“Yüksek sesin kötü kader yazıyor! Peki, ya o yüksek ses bir isyansa?

“Kadınsın, gerçek aşka layık değilsin! , “özgür iradenle aşkı seçemezsin! , “istediğin gibi yaşayamazsın! Aşkın tanrıçalığını yap, sonradan sana yasaklansın, yaşamı yarat, sonrasında kölelik yaşamı dayatılsın. Nitekim böylesi bir yaşama karşı kadının cevabı, çoğu zaman intiharla olmuştur. İntihar olumlu ve sonuç getirici bir olgu olmasa da, sonuçta çaresizliğin sonucu gerçekleşen, başka bir alternatif yaratamamanın ürünü olan tasvip edilemeyecek bir yöntemdir.

Kadının suçu odur ki, istediği gibi özgürce yaşamak istiyor. Elinden alınan kimliğini geri istiyor. Kendine ait olmak ve özgür iradesiyle yaşamak istiyor.
Bugün artık kadın olmanın cins bilinci hızla örgütlülüğe doğru gidiyor. Her ne kadar erkek egemenlikli sistem bunun önünde engel olsa da, artık bu bilincin tohumu atıldı. Kadın açısından bir kere uyanış başladı ve devam edecek. Çünkü kadınlar artık nasıl yaşamalıyı çok iyi biliyorlar, özgürlüğün ne anlama geldiğini çok daha iyi anlıyorlar. Binlerce yıl kaybetti ve artık nasıl elde edeceğini de biliyor. 

Narîn Dilpak

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

Egemenlikli Erkek=Devlet

Sonraki Haber

DYG’den ‘Demokratik Özerklik’ ve ’15 Şubat’ Çağrısı

Benzer Haberler

Kendini Bilmezlerin Hezeyanları
المرأة

Toplumsal Sorunların Aşılmasında Çıkış Özgürlük Hareketidir

23 نوفمبر 2021
Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı
المرأة

Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı

13 أغسطس 2021
İktidarların sistemsel krizlerine karşı Devrimci Kadınların Çözümü
المرأة

İktidarların sistemsel krizlerine karşı Devrimci Kadınların Çözümü

1 أغسطس 2021
Sonraki Haber
DYG’den ‘Demokratik Özerklik’ ve ’15 Şubat’ Çağrısı

DYG'den 'Demokratik Özerklik' ve '15 Şubat' Çağrısı

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist