• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام علم البيئة

Günlük Yaşamımızda Alternatif Sağlığın Önemi

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: علم البيئة
247 11
A A
Günlük Yaşamımızda Alternatif Sağlığın Önemi
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

16 Aralık 2009 Çarşamba Saat 17:56

Yaşadığımız tarihi dönem itibarıyla, yaşanan ekolojik sorunlar ve doğal dengesizlikler günlük yaşamımızı her yönü ile tehdit eden bir düzeye ulaşmıştır.

0

21

TR

&nbsp

Yaşadığımız tarihi dönem itibarıyla,
yaşanan ekolojik sorunlar ve doğal dengesizlikler günlük yaşamımızı her yönü
ile tehdit eden bir düzeye ulaşmıştır. Birçok ülkede yaşanan açlık ve susuzluk
ile doğada ve mevsimlerde gelişen dengesizliklerin esas nedeni endüstriyalizm,
teknolojik artıklar ve finans kapitalin rekabetçi – hâkimiyetçi mantık ve
siyasetidir.

Bu tehlikeli durumlar karşısında insanların
özellikle gelişen ve canavarlaşan teknik ve teknolojinin insan yaşamını her
yönü ile denetleyen tehdidine karşı oturup tekrardan düşünmesi gerekmektedir.
Bu konuda yeni arayışlar ve insanın kendi özüne dönmesinin zorunluluğuna
ihtiyaç vardır. Bunun adının da “Demokratik – Ekolojik Toplum olduğu
unutulmamalıdır. Bütün bu sorunları aşmanın yolu, bu modeli geliştirmekten
geçiyor. Bu gerçek, kadının öz gerçeği ve bu arayış da kadın özgürlüğüne
aittir.

Doğal toplumda her şey kendi rengi ve
ahengi içerisinde olgunlaşarak oluşmaktaydı. Zorbalık ve egemenlikli zihniyet
olmaksızın yaşam devam etmekteydi. Neolitik devrim kendi özüyle insanlığa
hizmet etmekteydi. Bu dönemde anaerkil yaşam tarzı hâkimdi. Bu kültür ile
doğaya zarar verilmiyor, tahrip edilmiyordu. Kadınlar, bilinç düzeyleriyle doğa
ile ilişkisini ve onunla yaşamasını bilerek, koruyarak insanın yaşamını
sürdürebilmesi için doğadan faydalanmayı amaçlamışlardır. Bu alanda verilen
emek, edinilen tecrübeler günümüz bilimlerinin temellerini oluşturmuştur.

Neolitik devrimde kadının doğadan büyük bir
tecrübe elde ettiği bilinmelidir. Özellikle bitkileri keşfederek, tedavide
kullanılmasını geliştirdi. Doğadan elde edilen bu ürünler toplumun hizmetine
sunuldu. Günümüze kadar da bu kültürün yansıması görülebilir. Sınıflı
toplumların gelişimi ile doğal toplumdan kalan değerlerin heba olduğu, inkâr ve
egemenlikli yaklaşımların geliştiği bir gerçektir.

Yaşadığımız çağda sanayi ilaçlarının ve
teknolojik imkânların gelişmesi yaygın olsa da tıpta bu kullanım bazı
hastalıkların tedavisi için yeterli olmamıştır. Bu duruma rağmen bulaşıcı ve
ölümcül hastalıkların yaygınlaşmasında artış olduğu bir gerçektir. Gerçi son
dönemde ortaya çıkan birçok grip türünün de laboratuarlarda üretilen bakteriler
ile yayıldığı belirtilmektedir. Ne şekilde olursa olsun bu bulaşıcı
hastalıkların önüne geçebilmek için, yapılması gereken tek şey insanlık
tarihinde kaybedilen değerlere insanın tekrardan dönmesi ve bunu yaşatmasıdır.

Egemenlikli sistemin dünyaya olan
hâkimiyeti ve rekabete dayalı mücadelesi acımasız teknolojik yönelimlerle
sadece insan yaşamını değil, bütün doğal zenginlikleri tahrip ederek kendi
amaçları için her şeyi heba etmektedir. Tüm bu tahribatlar sonucunda, küresel
ısınmanın hızlanması, beraberinde açlık ve sefaletin ortaya çıkmasına neden
olmuştur.

Doğal, kendi özünde geliştirilen bazı tedavi
yöntemlerinin insanlar açısından son derece yararlı ve sağlıklı olacağı kesinlikle
bilinmelidir. İnsanlar doğal tedavi yöntemlerinin daha şifalı olduğunu anlamış
ve yeni arayışlar başlatmıştır. Zaten günlük yaşamda ne kadar önemli olduğu net
bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu yüzden buna karşı hem bir ilgi, hem de bir
merak günümüzde giderek artmaktadır. Bu konuda doğal bitki zenginliklerini
araştırmak için yeni ve donanımlı bazı laboratuarlara ihtiyaç vardır. Tanınması
ve incelenmesi gereken o kadar çok bitki türleri var ki, buna ilgisi
olmayanların tahmin edemeyecekleri kadar faydaları vardır.

Kürdistan’da bu durum daha yaygındır. Kürdistan
toplumunda neolitik devrimden kalan ve önemli bir birikim kültürüne sahip bir
potansiyel mevcuttur. Bunu günümüze kadar getiren ve koruyan Kürt kadınının
doğal yapısıdır. Somut olarak Kürt kadınlarında hemen hemen her ailede yöresel
farklılıklarla birlikte, bu kültürü koruyan ve geliştiren yaklaşımlar günümüzde
de sıkça görülmektedir. Kürt aile yapısına baktığımızda çoğu kadın birçok
bitkiyi tanıyor. Bu anaerkil kültürden kaynaklı olarak gelişim göstermiştir.
Tecrübeler nesilden nesile süregelmiştir. Aktarılan kültür yaşamda
öğreticiliğini göstererek hafızalara kazınmıştır.  Kürt toplumu doğal ürünlere önem vermektedir.
Doğal tedavilerden tutalım, günlük beslenmeye ve kışlık gıda hazırlıklarına
kadar bu kültür devam etmektedir. Fakat sanayileşmenin şehirlerde yarattığı
çevre kirliliği, nüfus artışları, işsizlik, açlık, susuzluk, betonarmelerin
yeşil alanları istila etmesi vb sorunlar insanların ruh ve beden sağlığı
üzerinde çok olumsuz hatta ölümcül etkiler yaratmaktadır. O nedenle sağlık
alanında etkili, bilinçlendirici mücadele vermek gerekmektedir. Bu mücadele
demokratik-ekolojik toplum mücadelesinin ta kendisidir. Bugün Kürtler özgürlük
mücadelelerini ekolojik karakterli sürdürmektedirler. “Doğaya dönüş ya da
“özgürlüğe dönüş yolu bu mücadeleden geçmektedir.

Ben bir Kürt kızı olarak her ne kadar
şehirlerde yaşamış olsam da annem, edindiği kültürü ve öğretisini günlük
yaşamda neyin nasıl kullanılacağını sürekli anlatarak,  hafızamda adeta yer almasını sağladı. Diğer
taraftan yaşadığım, büyüdüğüm yörenin doğal zenginliklerinden kaynaklı oluşan
kültür de geliştirici oldu. Çocukken beş veya altı yaş civarında ben veya
ailenin herhangi bir bireyi, hasta düştüğünde bitki ilaçlarını kullanırlardı.
Soğuk algınlığı, öksürük ve göğüs ağrısına karşı papatya kullanırlardı. Papatya
(beybûn), şilan çiçeği, hîro, givîj çiçeği vb. bitkiler kullanılıyordu. Bunun
olumlu etkisi hissediliyordu. Ayrıca yeşil kekik (catir) otu çiğneniyordu. Daha
çok dişlerin sağlamlığı için. Mesela annem 45 yaşına gelmişti ama dişleri daha
sapa sağlamdı. Kendisi bunu yeşil kekik otunu çiğnediğine borçlu olduğunu
söylüyordu. Özellikle Batı Kürdistan’da Efrîn yöresinde doğal bitkileri
kullanma kültürü yaygındır. Orada çok meşhur olan zeyt-u zatir sabah
kahvaltısında kullanılır. Yöremizde çok ünlüdür. Tamamen doğal ortamda büyüyen
gıdalardan, bitkilerden, baharatlardan başka hiçbir katkı maddesi katılmadan
kendi özünde yapılıyor. Buğday, nohut, çekirdek çeşitleri, fıstık, susam,
sumak, kuru kekik kıyılır ve bu karışım iyice kavrulur. Sonra da zeytinyağıyla
birlikte ekmek banarak yenilir. Ayrıca kışlık hazırlıklarda turşular, reçeller
tamamen doğal ürünlerden ve el emeğiyle evlerde hazırlanır.

Sonuç olarak, her ne kadar teknik ve
teknolojik alanda tıp gelişse de, 
insanın döneceği veya ihtiyaç duyacağı doğal bitkisel ürünlerdir. O
nedenle alternatif tıp ya da doğal tedavi yöntemleri çok önemlidir. Doğaya
dönüş için vereceğimiz her türlü çaba ve mücadele bizi doğal topluma götürecek
ve kendi özümüzle buluşturacaktır. Bunun öncülüğünü yapacak ve geliştirecek güç
başta kadınlardır. Çünkü bu tarih kadının gizlenen tarihine ve tecrübelerine
aittir. Onun için buna sahip çıkmak başta onun görevidir. Bu çalışmayı
zenginleştirmek ve geliştirmek daha çok kadınların sorumluluğundadır.  Binyıllardır insan ve doğa arasında
oluşturulan uçurumlarda kadınlar köprüler kurarak, demokratik ekolojik
mücadeleyle doğaya dönüşte önemli bir role sahip olabilirler. Günümüz dünya
toplumlarının, insanlarının bu dönüşe acilen ihtiyacı vardır.

Jiyan Lava

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info

Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

Doğaya Dönüş ve Doğal Tedavi Üzerine

Sonraki Haber

The Economist: Washington Erivan’dan yana

Benzer Haberler

Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı
المرأة

Doğa ve Kadın’ Arasındaki Güçlü Bağa Saldırı

13 أغسطس 2021
Düşmanlık Kurdistan’ın İnsanına, Dağına, Taşına, Toprağına
علم البيئة

Düşmanlık Kurdistan’ın İnsanına, Dağına, Taşına, Toprağına

17 يونيو 2021
علم البيئة

DOĞASINA SAHİP ÇIKMAYAN NE KÜRT NE DE YURTSEVER OLABİLİR

29 يونيو 2020
Sonraki Haber
The Economist: Washington Erivan’dan yana

The Economist: Washington Erivan’dan yana

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist