• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام من القارئ

Arınç, Asker, Polis ve Gardiyanlar Kimin Kontrolünde?

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: من القارئ
254 3
A A
Arınç, Asker, Polis ve Gardiyanlar Kimin Kontrolünde?
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

10 Mayıs 2013 Cuma Saat 16:55

İçerisinde olduğumuz şu günler veya gerillanın çekilmesi ardından Gülen’in Asker, Polis ve Gardiyanlarınca süreci provoke ve belki de sabote edici pratikler sergilenirse şaşmamak gerek.

Ne demek Arınç, Asker, Polis ve Gardiyanlar kimin kontrolünde? diye bir soru sorulup, elbette Türk devletinin kontrolünde diye cevaplandırılabilinir. Evet, Arınç’da, Asker’de, Polis ve Gardiyan’da hükümete bağlı. Hükümet de elbet Türk devletine bağlı. Öyleyse sıralamaya göre de bu şahsiyet ve kurumlar, TC’ye bağlı diyebiliriz.

Peki Türk devleti kimin kontrolünde?

Kimileri çıban başı İngiltere’dir. Kimileri yok ABD, bir kısım da İsrail derlerken, belki üzerinde anlaşılan fikre toptan olarak “hepsinin kontrolünde kukla bir devlet çıkarımı yapılarak işin içinden sıyrılabilinir. Ancak ben hele hele böylesi bir süreçte kontrolü dışta arama yerine içte aramayı, daha uygun ve sağlıklı görüyorum. Sonuçta devlet Türk devleti ve onu yönetenler var. Belli süreçlerde Türkiye’de her ne olursa olsun “kesin bu işte İngiltere, ABD, İsrail, İran veya Rusya’nın parmağı var denilerek top, bırakın taca veya kornere atılmayı, direkt olarak oyun sahasının dışına yani stadyumun uzaklarına ve sanki bağımsızmış gibi gösterilerek Türkiye devleti aklanmaya çalışılıyordu ve hala da çalışılıyor.

Eğer bir ülkede bir sorun var ve ülke bağımsız bir devlet olduğunu iddia ediyorsa o ülkede her ne olursa olsun sorumlusu o devletin bizatihi kendisidir. Yani Türk devletidir. O, şu, bu veya diğer devletlerin parmağı var mı yok mu, orası bizi çok fazla ilgilendirmiyor!

Gerillanın çekilmeye çalıştığı bu günlerde artan Asker hareketlilik ve bombardımanları kim, hangi güç yapıyor? İngiltere, ABD, İsrail, İran, Rusya veya hangi güçler bu provokatif pratikleri sergiliyorlar? Bu güçlerin Ortadoğu çıkarları biz Kürtleri elbet ilgilendiriyor ancak pratikler bu ülkeler de değil tam olarak Türkiye sınırları içerisinde olduğundan sorumlu olarak TC’yi görmek hedef ve sonuca daha hakikatli götürür, diye düşünüyorum.

Buna göre, Murat İzol’u hangi güce bağlı Polis çetesi katletti? Yine geçenlerde Dicle üniversitesinde üç-beş Kontra’ya destek olan Polisler kimin kontrolündeydi? Tekirdağ cezaevi yönetimi hangi güç odaklarına bağlı? 1 Mayıs’da hangi güce bağlı Polisler işçi ve emekçilere, cop, gaz ve su sıkarak birçoğunun ağır yaralanmasına sebep oldu? Daha dün Kandıra cezaevindeki gardiyanların tutsak ve yakınlarına saldırısı hangi güçlerce yaptırıldı?

Böylesi bir süreçte öyle bir dış güç ve destek aramanın bir anlamı yok. Sayın Öcalan dış güçlerle değil Türk devletinin ta kendisiyle bir çözüm süreci işletmeye çalışıyor. Türkiye bir devlet ve bu devleti yöneten odaklar var. Türk devleti görünen kadarıyla içten AKP hükümeti ve yine içten Fettullah Gülen örgütü tarafından yönetiliyor. Adeta tüm kurumlar AKP ve Gülen kadrolarıyla doldurulmuş ve daha da mevzi kazanma peşindeler. Pelsinvanya’nın okyanus ötesinde kalması Türkiye’ye içten müdahalesini uzak kılmıyor ki bu Türk-İslam sentezci örgütün genel merkezi olan ikinci Vatikan’da zaten Türkiye’dir.

Son zamanlarda Gülen basınında dikkat çekilen nokta AKP ile Gülen’in çatıştığı görüntüsüdür. Bu ne kadar doğru bilmiyoruz ancak bu kavga görüntüsünün faturası yine Kürtlere kesiliyor. Tıpkı TC kurulduğu günden bu yana her gelen hükümetin bir öncekini devirmek için Kürt kartını kullanarak faturayı soykırım ve asimilasyonlarla kestiği gibi.

2002 yılında gelen Erdoğan hükümeti önce TSK, sonra Emniyet, giderek Yargı ve diğer etkili kurumlardaki kadroları birer birer temizleyerek AKP ve Gülen kadrolarını en etkin yerlere yerleştirdi. Şimdi de kendi içlerinde savaşıyorlar görüntüsü veriliyor.

Kürdistan ve Türkiye’deki KCK operasyonlarına iddianame hazırlayan çetenin Gülen örgütüne bağlı polislerce savcılara teslim edildiğini biliyoruz. KCK operasyonu ile anlaşıldı ki Gülen örgütü Türk devletinin Emniyet birimini tamamıyla ele geçirmiş durumda.

Yine Fetullah’ın Pelsinvanya’daki örgüt evinden yaptığı “kesin, köklerini kurutun videosu sonrası gelen kimyasal katliamlar dizisi var. Önce gerillalar kimyasallar ile yakılıp çürütüldü, sonra da Roboski katliamı gerçekleştirildi. Bu pratikler savaşın yaşandığı anda gelirken yine bugünler de yani savaşın dört aya yakın bir zamandır durduğu bir anda TSK tarafından heronlar eşliğinde bombalama, keşif ve pusulama faaliyetlerine hız verildi. Buradan da anlaşılıyor ki TSK’da büyük oranda Gülen örgütünün direktifleri doğrultusunda pratik sergiliyor.

Aynı şekilde zindanlarda tutsaklara uygulanan baskı ve zulüm politikalarının da adresi Gülen örgütünü işaret ediyor ki 68 gün süren ve tüm Kürdistan ve Türkiye zindanındaki PKK ve PJAK’lı tutsakların katıldığı açlık grevinde de Gülen, malum karargahından açlık grevindeki tutsaklar için “Bunlar çöplüğe atılacak olanlardır , diyerek tutsaklara hakaret etmiş ve Adalet Bakanlığının da kendi denetiminde olduğunu resmen ilan etmiş oldu.

Son olarak Bülent Arınç!

Bülent Arınç yine böylesi Gerillaların çekilmeye çalıştığı bir süreçte gerillalar için “Karpuz mu keseceğiz, Cehennemin dibine gitsinler diyerek Gülen’in Asker, Polis ve Gardiyanlarıyla aynı cephede olduğunu Gülen’e rağmen bu sürecin ilerleyemeyeceğini altını çizerek belirtti. Çünkü Arınç’ın sarf ettiği edep ve terbiyeden yoksun bu sözler zaman zaman Gülen’in sarf ettiği üslup ve sözlerle örtüşüyor.

Arınç’ın gerillalar için sarf ettiği: “Cehennemin dibine gitsinler sözü, bizi şaşırtmamış ancak bu söz kan dondurucu olmakla birlikte her ne kadar da Arınç’ın zihin yapısıyla uyuşuyorsa da bu süreçte onun sarf edebileceği cesarette bir söz değil, Fettullah Gülen’in ta kendisinindir. Ayrıca bu sözün Irak’ın “Topraklarımızda PKK’yi istemiyoruz açıklaması ile zamanlaması da tesadüf değildir.

İçerisinde olduğumuz şu günler veya gerillanın çekilmesi ardından Gülen’in Asker, Polis ve Gardiyanlarınca süreci provoke ve belki de sabote edici pratikler sergilenirse şaşmamak gerek. Süreç provoke veya sabote edilirse de sanırım Kürtler, bu sabotenin nedenlerini dışarı da değil, tam da içeri de, ilkin Türk devleti sonra AKP hükümeti ve ardından da Fettullah Gülen örgütünden geleceğini bilecek ve ona göre de tutumlarını belirleyeceklerdir.

Kürdistan ve Türkiye eskisinden daha bir yangın yerine mi dönecek? Bu defa savaş Kürdistan’da yuvalanan Fetullah Gülen örgütü mensuplarını da mı kapsayarak ilerleyecek ve bu örgüt Kürdistan’dan çıkarılacak? Yoksa Sayın Öcalan’ın büyük emeklerle başlatmış olduğu “Halkların gönüllü birlikteliği çözüm süreci nihai barış ile mi sonuçlanacak? Çok değil birkaç haftaya kadar hep beraber göreceğiz.
Mehmet Serhat Polatsoy

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info


Etiketler: araştırmakurdiKurdishkurdistanLekolinTurkishTürkiye
Önceki yazı

Diyarbakır’da Çok Dili Belgesel Film Günleri

Sonraki Haber

TC Hükümeti Yılana Sarılıyor

Benzer Haberler

Batman Belediye işçilerinden AKP-Erdoğan rejimi ve kayyımına İslamiyet dersi
من القارئ

Batman Belediye işçilerinden AKP-Erdoğan rejimi ve kayyımına İslamiyet dersi

15 مارس 2020
Kapitalizm, fabrika ayarlarına mı dönüyor?
من القارئ

Kapitalizm, fabrika ayarlarına mı dönüyor?

15 مارس 2020
Herkes AKP’li olmak zorunda mı? Tabi ki “Hayır!
من القارئ

Herkes AKP’li olmak zorunda mı? Tabi ki “Hayır!

15 مارس 2020
Sonraki Haber
TC Hükümeti Yılana Sarılıyor

TC Hükümeti Yılana Sarılıyor

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist