‘KÜRDİSTAN’DA ÇATIŞMALAR DEVAM EDERKEN DAIŞ’E SEVKİYAT YAPILIYORDU’

Hewlêr’de bir konsolosluk yetkilisi Musul Operasyonu ve KDP-Türkiye ilişkileri
üzerinde değerlendirmelerde bulunarak, “Musul operasyonunda Türkiye-KDP
işbirliği KDP’ye silah yardımı ve PKK karşıtı Türk desteği sunarken Türkiye’ye
politikalarını KDP arkasında gizleme ve tarihi Musul arzusu için savaşacak
peşmerge sunuyor.  Kim bilir belki de II.
Abdülhamit’in hayalini 100 yıl sonra peşmergeler Türklere kazandırır. Ayrıca
Cizre, Sur ve Silopi’de çatışmaların yaşandığı süre boyunca Türk devleti
tarafından DAİŞ’e sevkiyatın olduğunu biliyoruz dedi.

DAİŞ’in Haziran 2014
yılında ellini kolunu salaya sallaya Musul’a girmesi AKP ve KDP’e destekli
olurken bunla DAİŞ etrafa yenilmez bir güç olduğunu yaymaya başladı. Ancak YPG-YPJ-YPŞ
güçlerinin DAİŞ karşısında savaşması ve DAİŞ’ı yenilgiye uğratması sonucu bu etrafa
yayılan güç kırıldı. 2’inci Abdülhamit’ten bu yana Türkiye ve diğer dünya
güçleri için önemli bir yere sahip olan Musul DAIŞ için de önemini kaybetmemiş
durumda. Yine Türkiye’nin DAİŞ’e hem lojistik hem de eleman sevkiyatları ise
durmak bilmezken Cizre, Sur ve Silopi’de çatışmaların yaşandığı süre boyunca da
bu sevkiyatlar devam etti. Hewler’de ismini vermek istemeyen bir konsolosluk
yetkilisiyle Musul Operasyonu ve KDP-Türkiye ilişkileri hakkında konuştuk.

Musul Operasyonu başarıya ulaşırsa DAİŞ’e vereceği
darbe ne kadar büyük olur?

Konsolosluk yetkilisi DAİŞ’in Musul’u nasılda elini kolunu sallayarak
aldığını hatırlarsak Musul’un kendisi için önemsiz olduğu izlenimi
edinebiliriz. Ancak DAİŞ’in Musul’u aynı rahatlıkla bırakmayacağı açıktır.
Örgüt ağırlıkla Suriye’de olmasına karşın Musul savunması için bolca takviye
gönderdi. Belki de Esad Rejiminin Palmira’yı bu kadar rahat alabilmesinin
nedeni DAİŞ’in Musul’a yoğunlaşmasıdır. DAİŞ’in ilk yayılmaya başladığı
dönemlerde etrafa yaydığı yenilmez ve tükenmezlik duygusu kırılalı çok oluyor.
2015 yılı kendisi için kırılma yılı oldu ve topraklarının hatırı sayılır bir kısmını
YPG karşısında kaybetti. Akabindeki süreç DAİŞ’i hem Suriye’de hem Irak’ta
kalelerini savunmak zorunda bırakıyor. Musul’un DAİŞ için önemi büyüktü ancak
Musul’un bir asırlık jeopolitik önemi 5 yıllık barbar bir örgüt için olan
öneminden daha büyüktür. Nitekim kurtarma operasyonu beraberinde ‘Nasıl bir
Musul?’ sorusunu hemen akıllara getiriyor ve operasyonun müdahilleri bu fırsatı
kaçırmak istemiyor.

‘2. ABDULHAMİTİN HAYALİNİ 100 SONRA PEŞMERGE
GERÇEKLEŞTİRİYOR’

Türkiye-KDP İlişkilerinde Musul’un yeri nedir?

Konsolosluk yetkilisi Musul II. Abdülhamit’ten bu yana Türkiye ve diğer
dünya güçleri arasında hiçbir zaman tam anlamıyla kapatılamamış bir meseledir.
Bugünün Türkiye’sinde Musul’un tarihi öneminin yanı sıra PKK ile verdiği
savaşta stratejik öneme sahiptir. Musul’da hakimiyet kuramazsa bile en azından
siyasi pazarlık konusu yaparak bölgedeki varlığını meşrulaştırmak istiyor.
Böylelikle Suriye’de zamanında yapmadığı için pişmanlığını yaşadığı sınır
dışında örgütlenme faaliyetlerini bu kez KDP ve Musul bölgesinde yürütmeyi
düşünüyor. Aldığı tepkilerden dolayı kendisini Heşdi, Watani ve KDP güçlerinin
arkasında örgütlemeyi tercih ediyor. KDP ise topraklarını Batı’ya doğru
genişletme arzusunun yanında bölgede Türkiye ile işbirliğini sürdürmek ve Musul-Şengal-Rojava
hatlarında PKK, YPG ve YPŞ ye müdahale edebilmek istiyor. Bu bağlamda Musul
operasyonunda Türkiye-KDP işbirliği KDP’ye silah yardımı ve PKK karşıtı Türk
desteği sunarken Türkiye’ye politikalarını KDP arkasında gizleme ve tarihi
Musul arzusu için savaşacak peşmerge sunuyor.
Kim bilir belki de II. Abdülhamit’in hayalini 100 yıl sonra peşmergeler
Türklere kazandırır.

Türkiye Musul operasyonunda aktif rol alacak mı?
Sizce bu operasyondan nasıl bir fayda çıkarabilir kendisine?

Konsolosluk yetkilisi ABD, Irak Hükümeti ve diğer Arap Devletleri’nin
Türkiye’nin Musul yakınlarına asker çıkarmasına gösterdiği tepkilerin ardından
Türkiye daha temkinli yaklaşıyor. Askerlerini geri çekmişti ancak DAİŞ’le
girdiği doğrudan ilişki operasyona katılmasını engelledi. 16 Mart tarihinde
yapılan toplantıda operasyona katılacak güçler arasında kabul görmedi. KDP
Peşmergeleri yanı sıra Sunni Paramiliter Silahlı grup olan Heşdi Watani’yi de
Başika kampında eğitip finanse ederek Musul operasyonundaki askeri etkinliğini
sağlamak istiyor. Aktif olarak savaşamayacaktır ancak önünde bir engel
olmasaydı da DAİŞ’le doğrudan çatışmayı göze alabileceğini sanmıyorum. DAİŞ’in
Türkiye’ye karşı bu kadar kozu varken geri dönüşü Türkiye’yi korkuturdu.

‘ÇATIŞMALAR DEVAM EDERKEN SEVKİYAT YAPILIYORDU’

KDP Peşmergeleri Musul Operasyonunda neden geri
planda kaldı?

Konsolosluk yetkilisi Operasyon başladığında Peşmerge Maxmur cephesinden
ilerlemeyi tercih edebilirdi ancak bunu yapmadı. Bunu sonraya bırakıp sadece
Başika cephesinden baskı uygulamayı tercih etti. Böylece kendi savaş
taktiklerini Irak Ordusundan uzakta üretebilecekti. Çatışmalarda pasif kaldı ve
aceleci davranmadı. Zaten hedefine daha çok Musul’un çeperindeki yerleşimlerini
koyduğu için savaşını Musul merkeze kadar taşıma gereksinimi duymuyor. Irak
Ordusu ve ABD Musul Merkezine girebilecek kadar DAİŞ’e darbe vurduğu zaman
zaten çeperlerde de kırılmış olacağı için uygun fırsatı bekliyor.

DAİŞ elemanlarının Musul’dan getirilip Başika’da ki
Türk Kampı üzerinden Bakurê Kürdistan’a geçirilmesi ve Cizre’de kullanılmaları
basına yansımıştı. Musul operasyonunun başlamasıyla yeni tutumları nedir?
Nusaybin ve Yüksekova’daki çatışmalar için hala sevkiyat sürüyor mu?

Konsolosluk yetkilisi Şuanda durmuş durumda. Evet, bunu defalarca yaptılar
Suriye’de kapanmaması için büyük çaba sarf ettikleri Halep koridorundan
sevkiyatını yaptıkları DAİŞ petrolü defalarca medyaya yansımıştı. Özellikle Rus
basınının yayımladığı görüntülerin delil niteliği tartışmasız yeterliydi.  Benzeri sevkiyatı –ama bu sefer petrol için
değil DAİŞ elemanları için- Başika hattı üzerinden yaptıkları duyumunu aldık ve
yerel kaynaklarımıza doğruluğunu teyit ettirdik. Cizre, Sur ve Silopi’de
çatışmaların yaşandığı süre boyunca sevkiyatın olduğundan bilgimiz vardı. Ancak
sanıyorum ki Musul operasyonunda Türkiye’nin aktif rol almak istemesi ve DAİŞ
karşıtı güçlere karşı bozulan imajını düzeltebilmesi açısından görüşmelerin
yapıldığı Mart ayından önce sevkiyatı durdular.

Irak Ordusu Musul’u topraklarına tekrar dahil eder
ve Başika Kampındaki Türk varlığına
baskı uygularsa gerilimin sonu ne olur?

Konsolosluk yetkilisi Nitekim uygulayacaktır. Bu süreçte Irak’taki DAİŞ
varlığı ve KDP’nin bağımsızlık söylemleri Irak’ın dikkatini Türklerin üzerinden
çekiyor. Geçtiğimiz aylarda ABD, Irak ve Sunni ülkeler Türkiye’nin fazladan
asker çıkarmasına tepkilerini göstermişti. Operasyon planlamasında da KDP,
Türkiye ve Irak Ordusu olabildiğince birbirlerinden ayrı hareket ediyorlar
ancak Musul’un alınması halinde bu 3 güç komşu olacak. İkili bölgesel
ilişkilerde üçüncü tarafın müdahil olması gerilimi arttıracağından Türk
varlığının Başika’daki sonrasında Bamerni, Şeladize, Kanimasi kamplarındaki
varlığı zamanla sorgulanacaktır. Tabi burada KDP’nin bağımsızlık isteğinin Irak
Egemenliğine ağır basıp basmayacağı da belirleyicidir. Eğer başarıya
ulaşabilirse ve Irak’ın Kuzeyinde Irak hükümeti zayıflarsa Türk varlığı da
yerini korumakta ısrarcı olabilir ancak henüz bağımsızlığın durumu net değilken
Türk varlığı tahrik edicidir ve Irak Egemenliğini tartışmaya açması KDP’nin de
bağımsızlık hayallerinin gerçekleşme olasılığını azaltıyor.

Lekolin.org
Haber Merkezi

Kürdistan
Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com
– www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com