• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام المشاركات

MUSUL İŞGALİNİN ARKA PLANI

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: المشاركات
242 15
A A
MUSUL İŞGALİNİN ARKA PLANI
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

12 Haziran 2014 Perşembe Saat 06:59

Ortadoğu, kocaman bir kazan içerisinde fokur fokur kaynıyor. Kaynayan halkların ruhu, dinlerin özü, ibadet ve hayatın anlam bulduğu kutsal yerlerdir.

Ortadoğu, kocaman bir kazan içerisinde fokur fokur kaynıyor. Kaynayan halkların ruhu, dinlerin özü, ibadet ve hayatın anlam bulduğu kutsal yerlerdir.

İnsanlığın anlam bulduğu bu kutsal coğrafya doğasıyla, yaşamıyla cayır cayır yanıyor şimdi. Yakılan aynı zamanda dumanlar arasından kaybolan kutsal inançlardır. Göğe doğru yükselen alazlar arasında külleri dağ ve çöllere savrulan kutsal mabetlerde yaşam bulan insanlığın yaratmış olduğu maddi ve manevi değerlerin tümüdür. Yani dinlerdir, insanlığın kutsallıkla temizlen ruhudur.

Ve en kötüsü de tüm bunları yapan kutsallık adına, din adına, iman adına, sevgi ve güzellik adına hareket ettiklerini iddia eden bazı ülke ve ruhani kişiliklerin olmasıdır. Elbette ki bu, büyük bir projenin, büyük bir konseptin ve büyük bir planın bir parçasıdır.

Bu proje, plan ve konseptin esas hedefi de hiç kuşkusuz ki demokratik ve var oluşunu doğru tarzda algılayan ve anlam veren özgür kimlikle kendini iradeleştirmek isteyen Kürt halkının dört parçada geliştirdiği çalışmadır. Rojava devrimi bu çalışmanın en somut halidir. Ortadoğu’yu yeniden alevlendiren budur. Halkların dinine-imanına küfür eden, kutsal yer ve mabetlerini yakıp yıkan ve insanların bedenlerini vahşice kesip biçen IŞİD denilen canilerin bu kadar vahşileşmesinin nedeni de budur.

Musul’un IŞİD tarafından işgali edilmesi de bu gerçeğin başka türden ifadesidir. Hedef Rojava ve giderek tüm Kürdistan’dır. Rojava devrimini ‘çıbanbaşı’ olarak gören devletlerin geliştirdiği projenin pratikte somutluk kazanmasıdır Musul işgali. Musul’u işgal eden IŞİD’dir, görünüşte bu güruhtur, ama esas olarak bu işgali gerçekleştiren bazı devletlerdir. IŞİD, perdede yansıyan ve görünen biçimdir, ama esas olarak perde arkasında Kürdistan ve Rojava devrimini tasfiye etmek isteyen güçlerdir.

Bu güçler hiç kuşkusuz ki ve tereddütsüz ki Türkiye, İran ve Irak’tır. Güney’de bulunan bazı güçler de bu planda vardır. Rojava devriminin ortaya çıkmasından sonra her üç devletin çok açık bir konsepti oldu. Bu konseptin özü Kürdistan devrimini boğmak ve ortaya çıkacak oluşumları bertaraf etmektir. Türk, Fars ve Arap ırkçılığı ve bu temelde inşa edilen milliyetçiliğin özü budur. Rojava’yı ve giderek Kürdistan’ın genelini işgal etmek bu ülkeler için reel politika açısından uygun olmazdı. Kendilerine bir piyon, bir hançer ve vurucu güç bulmaları gerekiyordu. En uygun güç IŞİD’di. IŞİD hem Kürt düşmanı hem ümmetçi hem ırkçı ve hem de Ortadoğu’da devşirilmiş en çarpık kişi ve kişiliklerden oluşan bir yapılanmaydı. İdeolojik olarak da en müsait bir oluşumdu. Esas olarak Ortadoğu’da yerel ve uluslararası güçlerin kullanılması amacıyla oluşturulan bu güç, herkesin hizmetinde savaşabilecek bir yapıya sahiptir. Farklı adlar altında örgütlenmiş olan bu gücün çatısı altında savaşan kişilikler asi-avare tarzda her yerde konumlandırmaları mümkündür. Irak’ta, Yemen’de, Mısır ve Libya’da savaştırılan da bu güç ve kişiliklerdi…

İran Rojava’ya giremezdi, Türkiye zaten işgal edemezdi, Irak yaşadığı sorunlardan dolayı savaşamazdı. Geride kalan tek şey, devşirilmiş bu gücü devreye sokmaktı. Yapılan da budur. Musul’u işgal ederek, yarın Selahattin kentine girerek, daha sonra da Kerkük’ü teslim alarak ve ardından da bu sınırdan Rojava’ya saldırarak sonuç almak isteyecektir. Rojava’nın düşürülmesini Güney Kürdistan’ın işgalinden geçtiğini düşünen IŞİD, bu nedenle Musul’u teslim almıştır. Buna destek, güç veren Türkiye ve diğer Kürt düşmanı devletler olmuştur. Bu planın içerisinde bazı güçler de vardır. Hedef şudur: Önce Musul alınacak, ardından peşmergelere tesim edilecek. Musul ve çevresi böylelikle peşmerge ve IŞİD’in eline geçmiş olacaktır. Peşmerge ve IŞİD’in Rojava’ın Rojhilat’ını denetim altına almak anlamına gelen bu planın ne kadar tehlikeli olduğunu vurgulamaya bile gerek yoktur.

Demek ki Musul’un işgali Rojava’nın doğu hattını ele geçirmek ve bu hattan Rojava’ya saldırmak amaçlıdır. Buradan, yani Rojava’nın doğusundan Rojava devrimi vurulacak, buradan devrim çembere alınacak, buradan Kürdistan’ın kalbi hedeflenecek. Amaç budur, planlama bu temelde geliştirilmiştir ve bu planın mimarı da Türkiye ve bazı yerel güçlerdir.

Ama kargayı besleyenin sonunda kendi gözlerini de ona kaptıracağı kesindir. IŞİD ve diğer İslami güçler güçlendikçe sadece Kürdistan’da değil, hâkimiyet alanlarını daha da genişletecek ve giderek kendini birçok yerde iktidarlaştırmak isteyecektir. Irak’ın bu alanın içerisinde yer aldığını biliyoruz. Türkiye ve hatta İran da vardır. Yani mevcut durumda Kürtlere çevrilen namlular yarın Türkiye’ye de, İran ve Irak’a da çevrilecektir.

Devletlerin yanlış düşünüp yanlış yaptıklarını artık gelinen aşamada anlamaları gerekir. Türkiye, Irak ve İran’ın başkasını tasfiye etmeye düşünürken kendileri de tasfiye olacakları kesindir. Sorunlarını çözemeyen devletler kendileri çözüleceklerdir. Gelinen aşamada, Ortadoğu’da Kürt sorununa doğru yaklaşmayanlar kendilerine de doğru yaklaşmamış olacaklardır. Başkalarını tasfiye etmek isteyenler kendilerini de tasfiye etmekten kurtaramazlar. Bu nedenle tek doğru yol vardır: Demokratik Türkiye, Demokratik İran ve Demokratik Irak…

Fuat Kav

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.org – www.navendalekolin.com – www.lekolin.net – www.lekolin.info

Etiketler: araştırmaISGALIkurdiKurdishkurdistanLekolinMusulTurkishTürkiye
Önceki yazı

Redhack Bu Kez TRT1’i Hedefledi!

Sonraki Haber

Express: Kürdistan Közü Yeniden Alevlendi

Benzer Haberler

Kadın Bir Gerillanın Bakışı
التحليل السياسي

Kadın Bir Gerillanın Bakışı

11 أكتوبر 2022
ŞER!
التحليل السياسي

ŞER!

29 سبتمبر 2022
Bu Genci Tanıyor Musunuz?
التحليل السياسي

Bu Genci Tanıyor Musunuz?

23 سبتمبر 2022
Sonraki Haber
Express: Kürdistan Közü Yeniden Alevlendi

Express: Kürdistan Közü Yeniden Alevlendi

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist