• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام دراسات

MİLLİYETÇİLİK HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMENİN İDEOLOJİSİDİR

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: دراسات
256 6
A A
MİLLİYETÇİLİK  HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMENİN İDEOLOJİSİDİR
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

03 Nisan 2016 Pazar Saat 10:27

Her gün onlarca, yüzlerce insanın öldüğü, daha fazlasının yaralandığı, yüz binlerce insanın yaşadığı topraklardan sürüldüğü çocuk, kadın ve yaşlıların büyük acılar yaşadığı bir coğrafya haline gelmiştir Ortadoğu. Kadim tarihiyle örtüşmeyen insanlık dışı şeyler yaşanmaktadır. Bu coğrafya ki toplumsallaşmanın ve insanlık değerlerinin yaratım mekânıydı. Tevrat’ta cennet olarak tanımlanmıştı. Oysa şimdi acı, gözyaşı, açlık

MİLLİYETÇİLİK HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMENİN, KIRDIRMANIN İDEOLOJİSİDİR

ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ -1-

Her gün onlarca, yüzlerce insanın öldüğü, daha fazlasının
yaralandığı, yüz binlerce insanın yaşadığı topraklardan sürüldüğü çocuk, kadın
ve yaşlıların büyük acılar yaşadığı bir coğrafya haline gelmiştir Ortadoğu.
Kadim tarihiyle örtüşmeyen insanlık dışı şeyler yaşanmaktadır. Bu coğrafya ki
toplumsallaşmanın ve insanlık değerlerinin yaratım mekânıydı. Tevrat’ta cennet
olarak tanımlanmıştı. Oysa şimdi acı, gözyaşı, açlık, yoklukla insanî
değerlerin ayaklar altına alındığı cehennemi andıran bir mekana dönüşmüştür.

Farklı dilden, inançtan, dinden, renkten, kültürden
insanların-halkların bir arada yaşadıkları topraklar günümüzde bir kan
deryasına dönmüş durumdadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri, kapitalist
emperyalizmin son iki yüzyıldır Ortadoğu’ya bulaştırdığı milliyetçilik
mikrobudur. Milliyetçilik mikrobu insanları bakan kör, işiten sağır ve taş
bağlamış vicdanlar haline getirmiştir.

19. yy da Avrupa’nın doğusu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya
kadar birçok yer Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yer alıyordu.
Avrupa’da gelişen ulus devletçilik ve milliyetçilik hareketleri Balkanları
etkileyerek buradaki halkların Osmanlıya karşı bağımsızlık savaşına girmelerine
yol açtı. Osmanlı gelişen bu milliyetçilik hareketleri karşısında İmparatorluğu
ayakta tutabilmek için öncelikle Osmanlıcılık akımını geliştirmiştir. Ancak,
Balkanlar’daki halklar bağımsızlıklarını elde ederek Osmanlı’dan
ayrılmışlardır. Osmanlı, Balkanların İmparatorluktan kopuşunu önleyemeyince bu
sefer Arapları İmparatorlukta tutabilmek için İslamcılık akımını öne
çıkarmıştır. Ancak, Arapları da İmparatorluk bünyesinde tutmayı başaramamıştır.

Osmanlı
İmparatorluğunun Viyana önlerinde yaşadığı yenilgiyle gerileme sürecine girmesi
, İslamiyetin Avrupa karşısında gerilemesi biçiminde yansımaktaydı. Avrupa
devletleri ise bu süreçte palazlanmaktaydı. Avrupa’nın başta İspanya ve
Portekiz’le,  daha sonra ise İngiltere ve
Fransa ile dünyanın birçok bölgesini sömürgeleştirmesi ve bu bölgedeki
zenginlikleri ülkelerine taşımaları bu devletlerin başta ekonomik olmak üzere
birçok alanda daha güçlü hale gelmelerini sağlamıştır.

15. yy da gelişmeye
başlayan Rönesans ve sonrasında gelişen Reformasyon ve Aydınlanma
hareketlerini, kendi iktidar çıkarları için kullanan başta İngiltere ve Fransa,
19.yy da  Osmanlı İmparatorluğu
karşısında giderek güçlenmiş ulus devletler haline gelmişlerdir.  Avrupa’da yaşanan bu gelişmelerden
Osmanlı’nın eğitim amacıyla gönderdiği zengin ailelerin, beylerin,
bürokratların çocukları da etkilenmiştir. Daha sonra Jön Türkler olarak tarihe
geçecek bu kişiler Osmanlı İmparatorluğunda Turancılık akımını geliştirmeye
çalışacaklardır. Ancak, bu Turancılığı geliştirenlerin ve İttahat Terakki’nin
kurucularının çoğu Yahudi’dirler. İçlerinde Arnavut, Çerkez, Arap ve Kürtler de
vardır. Avrupa’nın amacı Osmanlı İmparatorluğu içinde milliyetçiliği
geliştirerek, halkları birbirine düşman ederek kırdırmaktır. Bu yolla Osmanlıyı
kendine bağımlı hale getirirken Müslüman olmayan kesimler üzerinde de etkili
olarak kendi politikalarını pratikleştirmek istemişlerdir.

İngiltere 18. yy. başlarından itibaren Ortadoğu’ya yönelik
faaliyetler içine girmeye başlamıştır. Bir yandan özel olarak görevlendirdiği
insanlarla bölgeyi tanıma çalışmaları yürütürken diğer taraftan da bölge halkları
hakkında özel eğitimden geçmiş, bölge kültürünü tanıyan misyonerleri
görevlendirerek kendi politikaları doğrultusunda buralarda neler yapılması
gerektiği üzerinde fikir sahibi olmaya çalışmıştır. Yine, Ortadoğu’nun ticaret
yollarının üzerinde bulunmasından dolayı, kendisine bağımlı bir tüccar sınıfı
oluşturarak ülkenin ekonomisi üzerinde etkili olmaya çalışmıştır.

19. yy da Avrupa’da ve Osmanlı İmparatorluğu içinde yaşanan
gelişmelerden Araplar da etkilenmişlerdir. Ancak Müslüman Arapların
başlangıçtaki yaklaşımları daha çok Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde yaşamak
biçiminde olmuştur. Sonuçta Osmanlı İmparatorluğu da Müslüman bir devletti.
Müslüman Araplar, İslam dünyasının Batı karşısında önlenemez gerileyişine bir
tepki olarak Arap kimlik ve kültür mirasına vurgu yaparak İslam ve Batı
kültürüne Arapların yaptıkları katkılardan bahsederek Arap bilincini öne
çıkarmışlardır.  Ancak Hıristiyan
Arapların,  İngiltere tarafından
örgütlendirilerek Arap milliyetçiliğinin Osmanlıya karşı geliştirilmesi
çabaları zamanla Müslüman Arapları da etkileyerek Arap milliyetçiliğinin
gelişmesine yol açacaktır.

Osmanlı İmparatorluğunda Tanzimatla birlikte modern okullar
açılmaya başlanmıştır. Beyrut, Suriye ve Filistin’de bu tip okullar açılmıştır.
Beyrut’ta 1866’da açılan Amerikan koleji, 1875’te kurulan St. Joseph Cizvit
Koleji yine Suriye ve Beyrut’ta açılan Arap Edebiyat Dernekleri Hıristiyan
Araplar içinde Arap bilincinin ve milliyetçiliğinin gelişmesinde etkili
olmuştur.  Arap milliyetçiliğinin
gelişmesinde Beyrut önemli bir yere sahiptir. 
Arap milliyetçiliğinin gelişmesi için burada bir matbaa oluşturularak
Arapça gazete, dergi ve kitapların basımı sağlanmıştır. Bu biçimiyle Arap dil
ve kültürü geliştirilirken, Avrupa kültürünü de tanıyan bir Arap toplumu da
yetiştirmeyi amaçlamışlardır.

İngiltere ve batılı devletler öncelikle Hıristiyanlar
üzerinden örgütlenme çalışmaları geliştirmişlerdir. Bu amaçla gizli cemiyetler
kurulmuştur. Gizli cemiyet kuranların hepsi Hıristiyanlardır ve amaçları
Müslümanlarla eşit imkanlara sahip olmaktır. Mason locaları üzerinden de Arap
milliyetçiliği geliştirilmiştir. Hıristiyan Araplar, Arap milliyetçiliği
yaparak Beyrut’un önde gelen Müslümanlarını da bu localara sokma taktiğini
geliştirmişlerdir. Bu biçimiyle Araplar arasında milliyetçilik ideolojisinin
güçlenmesini sağlamışlardır. Türklerle eşit haklara sahip olmaları gerektiğini
öne sürerek hem Müslümanları hem de Hıristiyanları yaşanan haksızlıklar ve
Osmanlı baskısı karşısında ortak mücadelede birleştirme çalışmaları
yürütmüşlerdir. İngiltere’nin ve Batılı devletlerin yürüttüğü bu politikalarla
Araplar içinde giderek gelişen ve örgütlenen bir Arap milliyetçiliği açığa
çıkmaya başlamıştır.

Düzgün Kaya

Kürdistan Stratejik
Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com –
www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info – www.navendalekolin.com

 

0

21

TR

:” ”

:””

” “,” ”

:” ”

Etiketler: araştırmaBIRBIRINEDUSMANETMENINHALKLARIIDEOLOJISIDIRkurdiKurdishkurdistanLekolinMILLIYETCILIKTurkishTürkiye
Önceki yazı

Kürtler Çöktürme Planını Çökertmiştir

Sonraki Haber

ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNDE PAN ARABİZM

Benzer Haberler

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik
دراسات

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik

14 ديسمبر 2022
TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ
التحليل السياسي

TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

13 ديسمبر 2022
Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON
دراسات

Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON

12 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNDE  PAN ARABİZM

ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNDE PAN ARABİZM

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist