• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام من القارئ

OSMANLIDA OYUN BİTMEZ

Yayınlayan Lekolin
15 مارس 2020
Kategori: من القارئ
252 10
A A
OSMANLIDA OYUN BİTMEZ
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

08 Eylül 2016 Perşembe Saat 11:34

AKP ve Erdoğan sürecinde söylenen sözler ve verilen vaatler samimiyet testini geçemedi, Kürtler yine bir hayal kırıklığına uğratıldı. Erdoğan’ın “ustalık” dediği döneme dair artan endişeler devam etti. Ustalık sürecinde siyasetçi, seçilmiş belediye bakanı, iş adamı, hukukçu, gazeteci, aydın, öğrenci, memur vs. toplumun her kesiminden insanlar KCK adı altında tutuklandı. “Ovada siyaset zor olmaya başladı. Kürt taleplerinin demokratik süreçte temsil edilmesi, şiddetin siyasetten

Kürtlerin saflığından dolayı bitmek tükenmek bilmeyen
aldanışları ve Türklerin Osmanlı’da oyun bitmez hileleri neticesinde gelinen
son nokta 2015’in son baharı kışa doğru ilerliyordu. Türkiye kış mevsiminin
soğuk havasında, siyasetin ve siyasetçinin soğuk yüzüyle karşı karşıyaydı. Siyasetin
dili artık hakaret boyutunu da aşmış kan kusuyordu. İşte bu soğuk havaların
buza kesen siyasetinde herkes “vur derken, “yaşat diyenlerin sesi çok cılız
çıkıyordu.

Yüzyılların sorunu olan “Kürtlerin kendini yönetme
demokratik ve Kültürel hakları sorunu, konusunda çözüm halen sağlanmış değil.
Yüzyılların sorunu derken aslında bu konuyu Cumhuriyet’in kuruluşu ile beraber
ele almak istiyorum. Çünkü bu sorun, daha Osmanlı dönemindeki 15 civarında isyanla
süreci kapatmış, Cumhuriyet döneminde başlayan isyan hareketi ise 29. isyan
olarak hâlâ devam etmektedir. Her şeye rağmen Kürtler Cumhuriyet tarihinde en
çok dört lidere güvendi ve onlara tüm desteğini verdi. Kürtlerin en çok
güvendiği bu liderler Atatürk, Bülent Ecevit, Turgut Özal ve Recep Tayip
Erdoğan. Özellikle iç ve dış siyasal sürecin de etkisiyle Kürtlerin en son
kendisine güvendiği ve sorunlarını çözeceğine inandıkları kişi Recep Tayip
Erdoğan’dı. Anlayacağınız Soldan sağa, dincisinden laiğine kadar Kürtler her
siyaset kategorisindeki liderlere güvenmiş.
Kürtler hep güvendi ancak her güvendikleri lider ve siyaset anlayışı onları
hayal kırıklığına uğrattı.

TC Kurucu Lideri Kemal Atatürk’e Başlayan Uzun Süreli
Destek ve Kürtlerin İsyan Dönemi!

Türkiye Cumhuriyeti kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk,
Kürtlerin ilk ve en çok güvendiği kişiydi. Kürtlerin onunla Kurtuluş Savaşı’nda
gösterdiği çaba ve buna karşılık Atatürk’ün Kürtlere ilişkin ifadeleri de bunun
göstergesidir. Ancak Kürtler, en büyük hayal kırıklarından birini bu süreçten
sonra yaşadı. Bu hayal kırıklığı çok uzun süre devam etti ve bu süreçte
Kürtler, Cumhuriyet boyunca birçok defa isyan etmek zorunda kaldı.

Oysa Mustafa Kemal 1918’de Anadolu kuşatma altındayken,
Kurtuluş Savaşı’nı doğudan başlatıyordu. Bu dönemde kendilerinden yardım
istediği sunuyorlar. Bu sebepledir ki Kürtlere zaferden sonra bir çok
demokratik hakkın verileceğini vaat ediyor. Bu konuyla ilgili birçok tarihi
belge söz, tarihçiler tarafından artık açıklanıyor. Türkler ve diğer Anadolu
halklarıyla birlikte canla başla kurtuluş mücadelesi veren Kürtler, 1924
anayasasıyla birlikte bırakın vaat edilen hakların verilmesi, sahip oldukları
tüm haklar da ellerinden alınarak Türklüğe asimile edilmeye başlanmıştır. Ve
arkasından gelen katliamlar tabi ki 1921 Koçgiri 1925 Şêx Said 1930 Zilan ve 1938
Dersim.

Bülent Ecevit ve Hayal Kırıklığı Dönemi!

Ecevit 1960’ların sonunda şapkasını başına geçirdi, mavi
gömleğini giydi ve Anadolu’yu karış karış gezdi. Dağa taşa Karaoğlan yazıldı.
Gündeminde işçi-köylü hakları ve 12 Mart darbesinde mağdur olan insanların
idamları, insan hakları, ifade özgürlüğü, dine saygılı laiklik anlayışı vardı
ve bu yeni bakış açısıyla kucakladığı halktan büyük bir destek alarak başarı
kazanmıştı. Ecevit de Atatürk’ten sonra Kürtlerin güvenini kazanmıştı. Bu
sebeple CHP, 1977 seçimlerinde %41,05 oranında oy aldı. Ecevit 1974 yılında
muradına ermişti. Kürtlerin Ecevit’e bu kadar güvenmesinde, tabi ki kulaktan
kulağa dolaşan “Ecevit’in Kürt olduğu sözü de etkili olmuştu. Bu duruma
Hakkarililer de destek vermiş. Hatta Hakkarili siyasetçiler Ecevit’in
Hakkari’de önde gelen bir ailenin çocuğu olduğunu bile söylüyorlardı.1973 ve
1979 yılları arasında CHP ile Ecevit’in sözünü dinleyen Kürtler 1980 darbesi
ile beraber en büyük şoklardan birini yaşamış, ceza evleri ve faili meçhul
cinayetler, işkence derken bir çok insanlık dışı olay yaşamışlardı. Bu dönem de
Kürtler açısından bir hayal kırıklığı dönemiydi.

Öngördüğü Değişimleri Yapmaya Ömrü Yetmeyen: Turgut Özal
Dönemi!

Özal da çözüm olarak ilk kez Kürt kimliğinin ve dilinin
tanınmasını öneriyordu. Bir rapor hazırlayan Özel, durumu anlamaya başladı ve
bu sebeple kimi değişiklikler yaratmaya çalıştı. Fakat Özal’ın ömrü bu değişimi
netleştirip ortaya çözüm koymaya yetmedi. 12 Eylül darbesinden sonra iktidarı
devralan Özal‘ın karşısında Kürt isyanlarından 29.uncusu  duruyordu.
“Bir avuç eşkıya” söylemiyle sorunu çözmek için birçok yöntem
denendi. Olağanüstü Hal Bölgesi (OHAL), koruculuk sistemine rağmen bu isyan
dalgası  daha da arttı, kangrene dönüştü. Özal, gidişatı fark edip
demokratik açılımları düşündü. İlk çıkış, “Benim anneannem de Kürttür”
sözüyle oldu. Özal artık, “terörle mücadelede ‘en şahin’ benim diyordu ve 21.
asırda çözüm sopayla olmaz, özgürlük, diyalog ve ikna ile olur” diyordu.
Seksen darbesinden sonra ANAP ve Turgut Özal cephesinde Kürtler yine karar
kılmış, Özal’ın demokrat yapısı ile siyasette yer almışlardı. Özal’ın Malatyalı
ve Kürt olması nedeniyle ona güven daha fazla olmuş, Özal’ın ekonomi
konusundaki politikaları ile ekonomik açıdan ülkenin yüzü gülmüş bir müddet,
kaçakçılık biraz daha normal bir hale getirilmişti. Hatta bu yüzdendir ki halen
Doğu’da birçok insanın evinde Turgut Özal fotoğrafı duvarlarda asılı
durmaktadır. Özal’ın ufak tefek Kürtçe üzerindeki yasaklarla oynamasından sonra
umut daha da büyümüştü. O süreçte Federasyon bile tartışılabilir hale gelmişti.
Fakat daha sonra o da “suikast ihtimali yüksek ve hala çözümlenemeyen bir ölüm
yaşayacaktı.

Kürtleri En Uzun Vadeli Oyalama Taktiğinin Yürütücüsü: Recep
Tayip Erdoğan

Bu liderlerden sonra yıllarca İslamî kesimin mağduriyetini
gündeme getiren AKP ve Erdoğan süreci başlıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi
olarak adından da çağrışımlar olarak Adalet = Demokrasi ve Kalkınma Ekonomi.
Yani Kürtlerin öncelikle demokrasi ve daha sonra ekonomiye ihtiyaçları vardı.
Okuduğu bir şiir nedeniyle aylarca cezaevinde yatan ve Kürtlerin eleştirdiği
askeri cunta, bağımlı yargı vs. konuları siyasetinin merkezine koyan bu parti Kürtleri
de yanına çekecekti. Kürtlerin eleştirdiği, demokrasi karşıtı olarak gördüğü
her şey aslında Erdoğan ve AKP gündeminde de vardı. Türkiye’deki Kürtlerin
büyük çoğunluğunun desteğini kazanan parti tek başına iktidar olmuş. Birkaç
seçim sonra yani 2007 seçimlerinden sonra Kürtlerin desteğini peyder pey
kaybetmeye başlamıştı. Düşüş Haziran 2011 seçimlerinde belirgin olarak
görülmüştür. Aslında Kürt sorunu, Kürt kimliği noktasında Cumhuriyet sürecinin
ezberini bozacak kararlar alınmış, Kürtçe Tv ve Radyo, Kürt dilinin Kürtlerin
kuracağı dernekler tarafından öğretilmesi, Kürt sorunun açıkça tartışılması vs.
birçok noktada önemli adımların atıldığı görülmüştür. Bunlara ek olarak Erdoğan
ve kabinesi her türlü kültürel hakkın verileceğini söyleyip bunları yeni anayasa
sürecinde de anayasal güvence altına alınacağını dile getiriyor.

Erdoğan Sürecinde Neler Yaşandı?

Devlet bürokratları vasıtasıyla sorunun çözümü için direk
Sayın Öcalan ile görüşmeler yaptı. Başbakan 2005 Ağustos ayında, Kürt
bölgesinin gayri resmi başkenti olarak kabul edilen Diyarbakır’da yaptığı bir
konuşmada Kürt sorunu hepimizin sorunudur ve özellikle benim sorunumdur”
dedi. Türk ulusuna aidiyet bir “üst kimlik” olarak benimsendiği
sürece, farklı “Alt kimliklerin” özgürce yaşanabileceğini söylemişti.
PKK bile, Başbakan’ın bu girişimine olumlu tepki vermişti.

Erdoğan Kürt sorunundan söz ettiğinde, askerlerin ve
milliyetçi muhalefet partilerinin saflarından bir protesto dalgası yükseldi.
Erdoğan’ın son Dersim katliamı açıklaması ve Dersimlilerden özür dilemesi, Cumhuriyet
tarihi için bir ilk olmuştu. İlk kez bir başbakan, Cumhuriyet’in bir suçu için
halktan özür diliyor. Geçmişte yaşanan derin devlet, cunta yapılanmaları, faili
meçhul cinayetler sorgulanmaya başlandı. İlk defa generaller adalet önünde
hesap vermeye başladı.

Başbakan Yardımcısı  Bülent Arınç’ın TBMM Genel
Kurulu’nda dile getirdiği Kürt sorununa anayasal çözüm mesajı, ‘İkinci açılım
dönemi mi başlıyor?’ sorusunu akıllara getirdi. Arınç’ın “Bir insanın kimliğini
inkâr etmek o insanı inkâr etmek gibidir. Kim varsa bu topraklar üzerinde kendi
kimliğini rahatlıkla söyleyecektir. O kimliğe saygı duyacağız, o kimliğin bütün
kültürel haklarını, anayasal haklarını vereceğiz, tanıyacağız sözleri,
hükümetin açılım politikasının seyri hakkında da ipuçları barındırırken,
bölgede heyecan yarattı.

AKP ve İcraatları Nasıl Yankı Buldu, Peki Ne Oldu?

AKP ve Erdoğan sürecinde söylenen sözler ve verilen vaatler
samimiyet testini geçemedi, Kürtler yine bir hayal kırıklığına uğratıldı.
Erdoğan’ın “ustalık” dediği döneme dair artan endişeler devam etti.
Ustalık sürecinde siyasetçi, seçilmiş belediye bakanı, iş adamı, hukukçu,
gazeteci, aydın, öğrenci, memur vs. toplumun her kesiminden insanlar KCK adı
altında tutuklandı. “Ovada siyaset zor olmaya başladı. Kürt taleplerinin
demokratik süreçte temsil edilmesi, şiddetin siyasetten dışlanması, yeni
anayasanın yapımında söz sahibi olması açısından HDP’nin Meclis’te bu defa daha
güçlü bir grup kurması önem taşıyordu. HDP yakaladığı  moment ile seçim
çalışmalarına başlarken birbiri ardından  HDP kitlesi içerisinde bombalar
patlatıldı  önce Suruç  sonra Diyarbakır ve daha sonra Ankara 
ortalık kan gölüne dönüştü. Tüm Türkiye genelinde  HDP binalarına 
Kürtlere Kürtlerin ev ve işyerlerine saldırı furyası başladı. 1 Kasım
seçimlerine bu şartlar altında giren HDP yine de Cumhuriyet tarihinde ilk defa
Kürt Muhalefet hareketi 59 vekille temsil ediliyordu. Ve artık ne olduysa her
şey bugünden sonra oldu.

Ve Sonuç Olarak!

Daha dün uçaklarla bombalayarak  33 sivilin
katledildiği Roboski  katliamının ne hesabı verilmiş ne özrü dilenmişken
topyekün Kürdistan şehirlerini ilçelerini illerini bombalama ve katliamları
gerçekleştirme furyası devreye girdi insanlar diri diri yakıldı evler yıkıldı
camiler yıkıldı işyerleri talan edildi. Kan, göz yaşı, tutuklanmalar 
başladı. Bir yandan açılım demokratikleşme sinyalleri verilirken diğer yandan
büyük bir katliam başladı. Sonuçta bombalanan yakılan yıkılan şehirlerimizi,
katledilen diri diri toplu halde yakılan insanlarımızı gördükçe ve yine yakalanan,
dövülen, öldürülen, cezaevine atılan insanlarımızı gördükçe  şu söz bir
kez daha  aklımıza geliyor. Hani diyorlar ya Osmanlı’da oyun bitmez Evet
yine bir Osmanlı oyunuydu oynandı ve yine Kürtler kandırıldı geriye sadece bize
harab olmuş şehirler, talan edilmiş Kürdistan coğrafyası, cesetleri molozlarla
birlikte kepçelerle kamyonlara yüklenip nehirlere dökülen çocuklarımız kaldı.

Fecri Dost

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.lekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html

 

 

Etiketler: araştırmaBITMEZkurdiKurdishkurdistanLekolinOSMANLIDAOYUNTurkishTürkiye
Önceki yazı

Komxebata Zaravên Teknîkî Dest Pê Kir

Sonraki Haber

Redhack Belgeleri: Muhbir Ağı Medyayı İhbar Ediyor

Benzer Haberler

Batman Belediye işçilerinden AKP-Erdoğan rejimi ve kayyımına İslamiyet dersi
من القارئ

Batman Belediye işçilerinden AKP-Erdoğan rejimi ve kayyımına İslamiyet dersi

15 مارس 2020
Kapitalizm, fabrika ayarlarına mı dönüyor?
من القارئ

Kapitalizm, fabrika ayarlarına mı dönüyor?

15 مارس 2020
Herkes AKP’li olmak zorunda mı? Tabi ki “Hayır!
من القارئ

Herkes AKP’li olmak zorunda mı? Tabi ki “Hayır!

15 مارس 2020
Sonraki Haber
Redhack Belgeleri:  Muhbir Ağı Medyayı İhbar Ediyor

Redhack Belgeleri: Muhbir Ağı Medyayı İhbar Ediyor

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist