• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام مقالات

TARİHE YAKLAŞIM

Yayınlayan Cemal Şerik
18 يناير 2021
Kategori: مقالات
280 12
A A
Kürtlerin En Doğal ve Demokratik Hakkı
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

Türkiye’de tarih üzerine araştırma yapma, incelemede bulunarak görüş oluşturma daha çok sağcı, muhafazakar, milliyetçi vb. kesimlere bırakılmış gibi. Tarihe sosyalist, devrimci ve demokrat kesimlerin ilgisi dışında olan bir konuymuş gibi gibi yaklaşılmaktadır. Oysa, sosyalist, devrimci vb. kesimler için tarih en temel konular arasında yerini aldığı gibi, sosyalistler için “genel dünya görüşü” olarak kabul edilen “Diyalektik ve Tarihsel Materyalizmin” de en temel ilkelerinden birini oluşturmaktadır. Buna göre de dünya ölçeğinden sosyalist ve devrimciler için tarih her zaman en temel konulardan biri olmuştur. Siyasal, toplumsal değerlendirmelerde ve felsefi bakış açılarının geliştirilmesinde de hep bu yön esas alınmıştır.

Bilimsel Sosyalizmin temellerini oluşturan Marks ve Engels’in yaklaşımlarında bunu görmek mümkündür. Marks, Morgan’ın “Eski Toplum” adlı yayınlandığı kitapta yer bilgileri önemli görmüş ve Engels’e Morgan’ın dile getirdikleri üzerinde bir incelemede bulunarak, kitaba dönüştürmesini istemiştir. Engels’in “Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni” adlı çalışması böyle ortaya çıkmıştır. Yine 19.yy’da Alman arkeologlarının Ortadoğu’da yaptığı kazılarda, Yunan uygarlığı öncesine ait bulgulara rastlaması, o zamana kadar ki tarih, devlet, uygarlık vb. konularda var olan görüşleri sorgulatmış ve arayışlara neden olmuştur. Bunların sonucu olarak da tarihe ve yaşanmışlıklara dair bilgiler çoğalırken, doğruya yakın görüşlere ulaşılabilmiştir. “Göbekli Tepe” örneğinde olduğu gibi bugün bile, tarihe ilişkin yeni bulgulara ulaşıldığında benzeri tablolarla karşılaşılabilmektedir.

Böyle bir gerçekliğe rağmen Türkiyeli sosyalistlerin, devrimcilerin tarihe ilgisinin bazı teorik belirlemeleri fazla aşamamış olması üzerinde durulması gereken bir husustur. Fakat burada belirtilenlerden yola çıkarak Türkiye’de sosyalistlerin, devrimcilerin, tutarlı araştırmacı bilim insanlarının/tarihçilerinin varlığının reddi de söz konusu değildir. Tarihe yaklaşım ve Türkiye tarihi konusunda Hikmet Kıvılcımlı’nın kayda değer yaklaşımlarını Yine Doğan Avcıoğlu, Çetin Yetkin, Server Tanilli vb. gibi tarihçileri, düşünce insanlarını ve bunların önemini unutmamak gerekir. Ancak bunlarla sınırlı kalmıştır. Türkiye’deki mevcut hiçbir sosyalist hareket görüşlerini temellendirirken bunların tarihle olan bağını kurma gereğini duymamaktadır. Daha çok Osmanlı’nın son dönemi ile başlayan bir tarihi ele alış söz konusudur. Siyasal, sosyal, kültürel vb. konulara dair görüş oluştururken de bunun ötesine geçilmemektedir.

Türkiyeli sosyalist ve devrimci hareketin tarihe, özellikle de Türklerin tarihine dair bu yaklaşımı ayrıca irdelenmeye muhtaç olsa da, bunu TC’nin ilanıyla oluşturulmaya çalışılan “Türk Tarih Tezi” ve “Güneş Dil Teorisi” ile doğrudan olan bağını da görmek gerekmektedir. Türkiyeli sosyalist ve devrimcilerin “Kemalist aydınlanma” içerisinde almış oldukları ya da yaşadıkları biçimlenmenin de böyle bir sonucun ortaya çıkmasında etkili olduğunu söylemek mümkündür.

“Kemalist aydınlanmanın” kök olarak her ne kadar kaynağı “Avrupa aydınlanmasından” ve onun “ulus devletçi”, “milliyetçi” damarlarından almış olsa da, gelişim zeminini kentlerde bürokrasi ve akademilerde, eğitim kurumlarında bulmuştur. Laik düşünce yapısı, sosyalist, devrimci düşüncelerden daha çok bu zemin içerisinde akademilerde, eğitim kurumlarında ve aydınlar içerisinde gelişip boy vermiştir. Bu düşünce yapısı Laik, sol söylemlere ihtiyaç duyduğunda onları kullanmaktan geri kalmayan Kemalizm’le de direkt ve doğrudan ilişki içerisinde olmuştur. Bu da beraberinde Kemalizm’in tarih ve toplum düşüncesinden etkilenmeleri gibi bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Kemalizm’in; kökleri Orta Asya’ya dayalı “Türklük” düşüncesi yerine kökleri Anadolu’ya, Mezopotamya’ya dayalı geliştirdiği “Türklük” düşüncesi de bunlar arasında yerini almıştır. Dikkat edilirse genel olarak Türkiye’deki sosyalist, devrimci vb. hareketlerin formüle ettikleri görüşler hep mevcut TC Devlet sınırları içerisinde kalan düşünceler olmaktadır. Onun ötesine geçemedikleri gibi sorunlara çözüm arayışları da yine bu sınırlar içerisinde kalmaktadır. Böyle olunca hem geçmişe hem de geleceğe dair tutulan projeksiyon da buna göre belirlenmektedir.

Bugüne kadar Türkiye’deki sağcı, milliyetçi, ırkçı faşist düşünce yapısı, Türkiyeli, sosyalistlerin, devrimcilerin, aydınların bu konuda bıraktığı boşluğu, adeta boş bir tarlayı sürer gibi sınırsız bir şekilde kullanmışlardır. Bunun bir sonucu olarak da ortaya çok çarpık bir “Türk” tarihi çıkmıştır. Bu çarpık düşünce yapılanmasının karşıtı oluşmayınca ya da kendini etkili bir konuma getirmeyince, sanki dile getirdikleri doğruymuş, Türklerin geçmişi/tarihe onlara aitmiş, anlattıkları gibiymiş gibi yanılgılar gelişmiş, boy vermiş, sanki doğruymuşçasına kabul görmüştür. Zaman zaman Türkiye’de kendine sol, ya da sosyal demokrat adı veren vb. çevrelerin “gerçek milliyetçilere söylüyoruz” vb. gibi sözcükler kullanıyor olmaları da bunu göstermektedir.

O nedenle de yanılgılı bir tarih yaklaşımı ve tarih anlatımı olduğunu söylemek mümkündür. Bu yanılgıların başında da Türklerin yaşadığı toplumsallığa ve toplumsallığın reddi olan sömürü, egemenlik ve devlete yaklaşım gelmektedir. Adeta toplum olmak reddedilmekte, küçük görülmekte, aşağılanma olarak kabul edilmektedir. Bunun karşısında da sömürü, yağma talan, devlet olma, katliamlar, işgaller kutsanmaktadır. Bugün Türkiye toplumuna tarih deyince bunların anlatılmasında, okullarda bunların öğretilmesi, TV ekranlarında, sinemalarda, kitaplarda, gazete ve dergilerde bunun propagandasının yapılıyor olması da bunun bir göstergesidir.

 Cemal ŞERİK

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Önceki yazı

TRUMP’IN 6 OCAK HAMLESİ

Sonraki Haber

AĞIR HASTA KAPİTALİZMİN KANGREN UZVU TÜRKİYE

Benzer Haberler

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek
مقالات

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

8 يناير 2023
Yeni Gündem Algılarıyla Yenilgilerin Kamufule Edilmesi
مقالات

Yeni Gündem Algılarıyla Yenilgilerin Kamufule Edilmesi

4 يناير 2023
Çöktürme Planı Çerçevesinde Kültürel Soykırım Saldırıları
مقالات

Çöktürme Planı Çerçevesinde Kültürel Soykırım Saldırıları

21 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
AĞIR HASTA KAPİTALİZMİN KANGREN UZVU TÜRKİYE

AĞIR HASTA KAPİTALİZMİN KANGREN UZVU TÜRKİYE

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist