• kurdî
  • Turkish
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • الرئيسية
  • اخبار
  • مقالة
  • بحث
  • التحليل السياسي
  • حقائق
  • الكل
    • الدراسات الاستقصائية
    • الإعلانات
    • ريبورتاج
    • المحررين
    • علم البيئة
    • اقتصاد
    • المرأة
    • الشبيبة
    • الصحافة الاجنبية
    • تاريخ ولغة كوردستان
    • من نحن
    • تصريحات صحفيه
    • تحديثات
    • التاريخ
    • وثائقي
    • نصوص
    • من القارئ
    • وجهات نظر
    • المشاركات
    • تكنولوجيا
    • حقائق
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
Anasayfa اقسام دراسات

Türk Milliyetçiliğinde “Vatan” -2

Yayınlayan Kendal Bagok
31 أغسطس 2020
Kategori: دراسات, نصوص
260 20
A A
Türk Milliyetçiliğinde “Vatan” -2
Facebook İle PaylaşınTwitter İle Paylaşın
FacebookX

 

Kapitalist modernitenin ulus devlet sisteminde kutsallaştırdığı kavramlardan biri “vatan” kavramıdır. Türk milliyetçiliğinde hem yayılma isteğinin temel alınması hem de sürekli verili sınırlar içinde tanımlanan “vatan”ın kutsanması görünür bir çelişkidir. Öyle ya şimdi ki topraklar “kutsalsa” ve “kanla” vatan haline getirildiyse neden yeni “kutsal olmayan” topraklar istensin ki? Kanla her toprak kutsal vatanın bir parçası haline getirilebilecekse sınır neresidir? Tüm dünya kanla kazanılacak potansiyel vatan olabiliyorsa şimdiki toprakların önemi nedir? Bu çelişkiye dönmeden önce vatan kavramı üzerinde durmalıyız.

Vatan kavramı halklar için belirleyici bir unsurdur. Halkların, toplumların varoluş mekânları olarak ele almak gerekir. “Vatansız”, “Welatsız” bırakılmak istenen Kürtler belki de bu kavramın önemini en can alıcı biçimde hisseden halktır. Önder APO vatanı sadece toplumsal yaşamın maddi ve manevi üretildiği alandan öteye halkların tarihinin ve ruhunun oluştuğu beşik olarak tarif ediyor. Kapitalist modernitenin vatan kavramını ters yüz edip kendi çıkarı uğruna kullandığını ekleyen Önderliğimiz katı, değişmez tek uluslu sınır anlayışının mülkiyetin en gelişmiş hali olarak ele alınması gerektiğini ve bunun tekellerin azami kar ve sömürü anlayışını yansıttığını ifade eder. Vatanı fetişleştirmesinin amacının da kar olduğunun altını çizer. Demokratik ulus anlayışında değerli olan ve ulus zihniyeti ve kültürü için vazgeçilmez olan vatanın demokratik ulusun bedenleşmesinin aracı olarak görülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Önderliğin çizdiği bu çerçeve bize vatan kavramının hakikatini göstermektedir. (Önderliğin bu değerlendirmeleri “Demokratik Uygarlık Manifestosu”nun 5. cildinden aktarılmıştır.)

Vatan kavramının dile pelesenk edilip içinin boşaltılmasının en uç örneğini Türk faşizminde görmekteyiz. Türk milliyetçiliğinin tüm türevleri yayılma isteği ile maluldür. Bu ister dini kılıfla isterse ırkçı motiflerle sunulsun sonuç değişmez. Ulus devletin egemen sınıfının ve yönetici kliğin ideolojisi olarak milliyetçilik sürekli pazarını ve iktidar alanlarını artırmak ister. Sömürüden devşirdikleri karı artırma amacı bu yayılma isteğinin temel sütunudur. Yayılma alanlarında halkın fiziksel ve zihinsel soykırıma tabi tutulması da bu isteğin doğal sonucudur. Çünkü iktidarlarını bu şekilde garanti altına almaya çalışırlar. Türk milliyetçiliğinin zihin dünyasını derinlemesine çözümlemeden bu yayılma isteğinin üstünlüğü esas alan bir ruh haline dayandığını söyleyebiliriz. “Bir Türk dünyaya bedeldir” vecizesinde gördüğümüz bu hayali tanımlama Türk milliyetçiliğinin inşa zeminidir.

Türk milliyetçiliğinin kurucu çekirdeğini en açık gördüğümüz nokta Turan düşüncesidir. Turan’ın neresi olduğuna ve burada kimlerin yaşama hakkına sahip olduğuna dair milliyetçi metinler ortak bir açıklama getirmez. Adriyatik Denizinden Sarı Irmağa diye Asya’nın neredeyse tümünü işaret eden Turan ülkesi zorlanmış bir kurgudan öte bir anlam taşımaz. Ama zaten bu düşünce mantıklı bir izaha ihtiyaç duymaz. Sınırları belirsiz bir bölgeyi tarif eden “Turan” Türk milliyetçiliğinin dünya hâkimiyeti için temel ilkesi, efsaneleştirilmiş ifadesiyle “Kızıl Elma”sıdır. Devşirme Türk olarak Türkçülüğün kurucu isimlerinden Ziya Gökalp’ın şu beyti zaten durumu açıklamaktadır:

“ Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan;

                   Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan”

Peki, “vatan” bugünkü topraklar değilse bu sınırların anlamı nedir? Bunu yine Ziya Gökalp’ta buluyoruz. Türkçülüğün Esasları kitabında açıkça yazar. Bugünkü topraklar geçici, zorunlu kalındığı için yaşanmaya mecbur olunan ülkedir. Turan ise nihai ve uzak hedeftir. Umulan ile mevcut olan arasındaki çelişki bu biçimde giderilmeye çalışılır.  Oysa bu tanımlama aslında açıkça bugünkü vatan güzellemelerinin sahte olduğunu gösterir. Yenilgi bugünkü sınırları kabul etmelerine yol açmıştır. Türk milliyetçiliğinin dilindeki vatan kandırmacadan ibarettir. Onlar için vatan kendi sömürü ve soykırım düzenleridir. Kürt soykırımını tamamlamak için ya da kendi menfaatleri için vermeyecekleri toprak da, taviz de yoktur. Nitekim Türk Devleti Ağrı İsyanı’nda Kürt hareketini imha edebilmek için kutsal toprağın bir parçasını hiçbir şey olmamış gibi İran’a bırakabiliyordu. Nazım Hikmet Türk milliyetçiliğinin vatandan ne anladığını çok açık ve özlü biçimde tarif etmektedir:

“Vatan çiftliklerinizse,

Kasalarınız ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,

Vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,

Vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,

Fabrikalarınızda al kanı içmekse vatan,

Vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,

Vatan, mızraklı ilmihalse, vatan, polis copuysa,

Ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,

Vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,

Vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığınızdan,

Ben vatan hainiyim.” (Nazım Hikmet’in kendisini hainlikle suçlayan Türk basınına cevap olarak yazdığı “Vatan Haini” Şiirinden bir bölüm.)

Yarın; Türk İşgalciliğinin İki Temeli; Misak-ı Milli ve Lozan-3

 

Kendal Bagok

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Etiketler: Barış AtayKızıl ElmaMilliyetçiMusa OrhanSüleyman Soylu
Önceki yazı

Tecavüzcülerin Arkasında Özel Savaş Dairesi Var

Sonraki Haber

HEWLER’DE KDP DENETİMİNDE  ENGİZİSYON UYGULAMALARI-1

Benzer Haberler

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik
دراسات

İşgalci Türk Devletinin Savaş Suçları ve Uluslararası Sessizlik

14 ديسمبر 2022
TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ
التحليل السياسي

TC’NİN İKİNCİ YÜZ YILINDA DEMOKRATİK CUMHURİYETİ

13 ديسمبر 2022
Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON
دراسات

Devlet Eliyle Üzeri Örtünmek İstenilen Taciz Ve Tecavüz Olayları BÖLÜM – 2 SON

12 ديسمبر 2022
Sonraki Haber
HEWLER’DE KDP DENETİMİNDE  ENGİZİSYON UYGULAMALARI-1

HEWLER’DE KDP DENETİMİNDE  ENGİZİSYON UYGULAMALARI-1

Öne Çıkan Yazılar

  • Komünar Sitesi Yayında

    Komünar Sitesi Yayında

    1186 Paylaşım
    Paylaş 474 Paylaş 297
  • Ermenistan 2 Gerillayı Neden Ve Nasıl Teslim Etti

    834 Paylaşım
    Paylaş 334 Paylaş 209
  • Sihad Barzani Komutasında MİT Yeni Üsler Kuruyor!

    1133 Paylaşım
    Paylaş 453 Paylaş 283
  • 30 Yıllık Serxwebûn Arşivi İnternette

    1015 Paylaşım
    Paylaş 406 Paylaş 254
  • İstihbarat ve Türk Devlet Geleneği –DOSYA 1

    994 Paylaşım
    Paylaş 398 Paylaş 249

Önerilenler

Özel Savaş Politikalarının Merkezi Amed

 Kerkük Karışacak! -ÖZEL HABER

2023’te Kürtleri Büyük Zafer TC’yi Yıkım Bekliyor Neden Mi?

MİT Rojava İşgal Operasyonu İçin Urfa’da Arap Aşiretleriyle Toplandı – ÖZEL HABER

Cinayet ve Katliam Çetesi MİT’in Unuttuğu Gerçek

  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Tüm Yazılar
KÜRDİSTAN ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

© 2020 Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Tekrar hoşgeldiniz!

Hesaba giriş

Şifrenizimi unuttunuz?

Tüm alanlar zorunludur

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Oturum aç

Add New Playlist