11 Mayıs 2015 Pazartesi Saat 18:47
ANF-Cizîr-Halep
arasındaki uluslararası yol YPG/YPJ savaşçılarının eline geçti.
ANHA’nın haberine göre, dün gece Til Temir’ın 35 kilometre
batısında Cizîr-Halep arasındaki uluslararası yolun çevresinde YPG/YPJ güçleri
ile DAIŞ çeteleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Geç saatlere kadar
devam eden çatışmalarda 3 nokta çetelerden alınırken, yolun kontrolü de YPG’nin
eline geçti. Çatışmaların sonuçlarına ilişkin detaylı bilgi alınamadı.
Hasekê bölgesinde ise kentin batısında bulunan Salihiyê
köyünde dün başlayan çatışmalar halen devam ederken, çatışmalara ilişkin net
bilgi alınamadı.
Hasekê’nin Hol ilçesine bağlı Um El-Şok köyünde ise DAİŞ
çeteleri dün gece YPG/YPJ mevzilerine saldırı girişiminde bulundu. YPG/YPJ
savaşçılarının karşılık vermesiyle çatışma çıkarken, çok sayıda çete üyesi
öldürüldü. Çete saldırısının kırıldığı çatışmada 6 çete cenazesi de
savaşçıların eline geçti.
Salihiyê köyü
özgürleştirildi
ANHA– Hesekê’nin
batısındaki Salihiyê köyü çetelerden temizlenerek özgürleştirildi.
Köydeki ANHA muhabirleri, 3 gündür YPG güçleri ile DAIŞ
çeteleri arasında aralıksız olarak şiddetli çatışmaların yaşandığı Salihiyê
köyünün kısa bir süre önce (21:20) çetelerden temizlenerek özgürleştirildiğini
bildirdi.
Köydeki şiddetli çatışmalarda öldürülen onlarca çeteden
10’unun cenazesinin de YPG savaşçılarının eline geçtiği öğrenildi.
Saat 16:45’te de çeteler bu köye bomba yüklü kamyonla
saldırı girişiminde bulunuş, ancak YPG savaşçıları tarafından kamyon köye
yaklaştırılmadan imha edilmişti.
YPG: 3 günlük
operasyonda 10 köy ögürleştirildi
ANHA– DAIŞ
çetelerine ağır darbeler vuran YPG, Kobani’de 10 köyü özgürleştirdi. Cizîr’de
onlarca çete cenazesi ve çok sayıda mühimmat ele geçiren YPG güçleri
Serêkaniyê’nin Aliya hattında da Uluslararası yolu denetimi altına aldı.
YPG Basın Merkezi, DAIŞ çetelerine karşı yürütülen direnişe
ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Kobani ve Cizîr’de çetelere ağır darbeler
vurulduğunu belirtti.
DAIŞ çetelerinin Cizîr Kantonu’nun batı sınırlarındaki
tehdidi ve YPG güçlerinin bu tehdit karşısındaki operasyonlarının devam ettiği
belirtilen açıklamada şu detalar paylaşıldı.
Qeşqa ve Hêla’da 46
cenaze ele geçti
“Önceki gece DAIŞ çetelerinin Qeşqa ve Hêla köylerinde
düzenlediği saldırıların püskürtülmesi ardından güçlerimiz alanda arama-tarama
faaliyeti yürütmüştür. Alya cephesinde yürütülen bu faaliyetler sonucunda
güçlerimiz her iki köyde 46 çete cenazesi ele geçirmiştir. Güçlerimiz ayrıca bu
çetelere ait çeşitli çap ve markalarda 50 silah, çok sayıda cephane ve askeri
malzeme ele geçirmiştir.
Güçlerimiz bu faaliyetler ardından, gece saatlerinde
Suriye-Irak uluslararası karayolunun Alya mıntıkasından geçen bölümünü de
denetimi altına almıştır.
Salihiyê köyünde gece
boyunca çatışma
YPG, dün gece YPG savaşçılarıyla çete grupları arasında
Hesekê yakınlarında da şiddetli çatışmalar yaşandığını ve Salihiyê köyünde
yoğunlaşan çatışmalarda çetelere önemli darbeler vurulduğunu kaydetti.
YPG, “Tespit edilebilen 8 çetenin öldürüldüğü bu
çatışmalarda güçlerimiz 2 çete cenazesiyle birlikte, 2 adet BKC ve 2 adet
kaleşnikof silah ele geçirmiştir dedi.
Çeteler Til Mecdel’e
saldırdı
YPG Basın Merkezi, bugün sabah saatlerinde de çete
gruplarının Til Mecdel köyüne yönelik bir saldırı düzenlediğini, yoğun ve
şiddetli çatışmalar ardından saldırıları püskürtülen çetelerin ölü ve yaralı
sayısının tespit edilemediğini ifade etti.
Kobani’de 10 köy
özgürleştirildi
YPG son üç gündür Kobanê’nin doğusunda süren “Bexdik ve
Eydaniyê Şehitleri İntikam Operasyonu nun başarılı bir şekilde tamamlandığını
duyurdu.
Açıklamada “Daha önce günlük olarak bilgisi kamuoyuyla
paylaşılan operasyonda güçlerimiz 10 köyü özgürleştirmiştir. Aşağı ve yukarı
Xirabê Zer, aşağı ve yukarı Rekasê, Kortik, Horik, Kêste, birinci, ikinci ve
üçüncü Metîniye köylerini çetelerden temizleyen güçlerimiz çetelere önemli
darbeler vurmuştur denildi.
Açıklamaya göre operasyonda YPG güçleri çetelere ait 7
cenezeyle birlikte 1 adet 23,5 mm’lik doçka, 2 adet BKC, 2 adet B7 roketatar, 6
adet kaleşnikof, 1 adet Bruno, 4 adet raxt, 2 gündüz dürbünü, 1 termal dürbün,
3.000 BKC mermisi, 3.000 kaleşnikof mermisi, 7 adet B7 roketatar güllesi, 10 el
bombası, 2 kutu 12,5 mm’lik doçka mermisi ile 50 bidon el yapımı mayın ele
geçirdi.
YPG, operasyonda 2 savaşçının da yaşamını yitirdiğini
açıkladı.
Qil Heydê’de çatışma
sürüyor
Dün çeteler tarafından Kobanê’nin güneydoğusunda bulunan
Qilhaydê köyüne yönelik düzenlenen saldırı ardından alanda başlayan çatışmalar
ise halen devam ediyor.
YPG, bu çatışmalarda şu ana kadar tespit edilebilen 25 çete
üyesinin öldürüldüğünü ve 4 çete cenazesiyle birlikte 1 adet B7 roketatar ile 1
adet telsiz cihaz ele geçirildiğini kaydetti.
Açıklamada “Bu amansız çete saldırıları karşısında
gösterilen eşsiz direnişte 4 yoldaşımız kahramanca savaşarak şehadete
ulaşmıştır denildi.
Til Hemis’te 6 çete
öldürüldü
YPG güçleri Til Hemis bölgesinde de çetelere önemli bir darbe
vurdu.
YPG Basın Merkezi konuya ilişkin “Çete gruplarının Til
Hemis’in güneyinde bulunan Ummişok köyünde bir saldırı düzenleyeceği
istihbaratını alan güçlerimiz bir operasyon düzenlemiştir. Bu operasyonda
saldırı hazırlığındaki çete grubu çembere alınmış ve etkisiz hale
getirilmiştir. Bu operasyonda tespit edilebilen 6 çete üyesi öldürülmüştür
ifadelerine yer verdi.
Dünya medyası Kenan
Evren’in ölümünü nasıl gördü?
T24-BBC: Darbe
sırasında yaklaşık 600 bin kişi gözaltına alındı ve 50 kişi asıldı
Türkiye’nin yedinci Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül askeri
darbesinin lideri Kenan Evren’in ölümü, dış basında da yer buldu.
İşte Evren’in ölümünün ardından uluslararası basında çıkan
haberlerden özetler:
Reuters:
Türkiye’deki 1980 darbesine öncülük eden eski genelkurmay başkanı ve
cumhurbaşkanı Kenan Evren 97 yaşında öldü. Türk ordusunun siyaset üzerinde on
yıllarca süren nüfuzunun sembolü olan Evren, geçen Haziran’da müebbet hapis
cezasına çarptırılmıştı.
Yaygın işkence, tutuklama ve ölümlerle sonuçlanan 1980
darbesini gerçekleştirdiği için hüküm giyen Evren, sağlık sorunları nedeniyle
duruşmalara katılmamıştı. Evren hem bu yüzden hem de ilerlemiş yaşı sebebiyle
cezaevine girmemişti.
AFP: Türkiye’de
bazılarınca bir ulusun kurtarıcısı, bazıları tarafından ise eli kanlı bir adam
olarak görülen eski cunta lideri Kenan Evren 97 yaşında öldü.
Yaptığı askeri darbeden sonra 50 kişi asıldı, onlarca insan
işkenceden öldü, tüm siyasi görüşlerden 600 bini aşkın insan da tutuklandı.
AP: Kenan Evren 5
bin kişinin ölümüne neden olan çatışmaları sonlandırdığı için o dönem kahraman
olarak görülüyordu. Ancak kısa süre sonra ülkenin en tartışmalı liderlerinden
biri haline geldi. Ve daha çok eski militanlara ve destekçilerine yapılan
işkencelerle, özgürlükleri kısıtlayan anayasayı yürürlüğe sokmasıyla ve ordunun
siyasetteki rolüne resmiyet kazandırmasıyla hatırlanır oldu.
NEW YORK TIMES:
Türkiye tarihindeki en sert baskıyı uygulayarak bir askeri darbeye öncülük eden
ve 30 yıl sonra bu yüzden hüküm giyen General Kenan Evren, 97 yaşında öldü.
12 Eylül 1980’deki darbe gerçekleştiğinde, Türkiye’de
neredeyse anarşi hâkimdi. Siyasi çeteler birbiriyle savaşıyordu. Silah ve bomba
sesi rutinleşmişti. Komutanlar, 1979’da İran’da gerçekleşen devrime benzer bir
gelişmenin Türkiye’de de yaşanmasından ve mevcut düzenin yıkılmasından
korkuyordu. Şiddet olayları öyle bir noktaya ulaşmıştı ki birçok Türk, askeri
müdahaleyi destekliyordu. Ancak çok az kişi, ardından yaşanacaklara
hazırlıklıydı.
Beş kişilik bir cunta yönetimine başkanlık eden General
Evren, kendisini cumhurbaşkanı ilan etti. Sıkıyönetim döneminde, aralarında çok
sayıda sanatçı ve entelektüelin de bulunduğu 500 bin kişi siyasi suçlamalarla
hapse atıldı. İşkence yaygındı. Yaklaşık 300 mahkûm hapiste öldü. Bazıları
işkencedendi. Diğerlerininse intihar ettiği, “çatışmalarda” ya da
kaçmaya çalışırken öldüğü bildirildi. 50 kişi asıldı.
General Evren, meydanlardaki halka, “Asmayalım da
besleyelim mi?” diye sordu.
BBC: Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 97 yaşında
hayatını kaybetti. General Evren 12 Eylül 1980’de yaptığı askeri darbeyle
hükümeti devirdi. 1989 yılına kadar cumhurbaşkanlığı yaptı. Doksanlı yaşlarında
yargılandı ve geçen sene müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Darbe sırasında yaklaşık 600 bin kişi gözaltına alındı ve 50
kişi asıldı. Tüm siyasi partiler yasaklandı. Özellikle solcu aktivistler hedef
alındı.
Eski cumhurbaşkanı Ankara’daki bir hastanede öldü. Sağlık
durumu 2012’den beri kötüydü. Hüküm giydiği duruşmaya çıkamamıştı.
‘İngiltere yerine
Japonya’ya bak’ – Cumhuriyet
Demirtaş, kendisini İngiltere’de istifa eden muhaliflerle
eleştiren Başbakan’a yanıt verdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı
Selahattin Demirtaş, İstanbul’da partisinin düzenlediği bir dizi etkinliğe
katıldı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim sonrasında “Seçimi kaybedersek
ertesi gün siyaseti bırakacağım. Peki siz bırakmaya hazır mısınız sözlerine
yanıt veren Demirtaş, “Kaybedersek hiç tereddütünüz olmasın… Biz koltuk
sevdalısı değiliz. İngiltere’ye bakacağınıza Japonya’ya bakın. Oradaki bakanlar
kendi işçileri iş cinayetinde yaşamını yitirdi diye istifa etmekte kalmadılar,
intihar ettiler. 300 maden işçisi Soma’da diri diri yerin altına gömüldü. Onlar
çıktılar ‘Bu işin fıtratında var’ dediler. Bize istifayı hatırlatanlar siz o
mekanizmayı unutalı çok olmuş dedi. AKP’nin HDP’nin parlamentoya girmemesi için
elinden geleni yaptığını belirten Demirtaş, “Çirkin iftiralar, yalanlar,
hakaretler gırla gidiyor. HDP bu ülkenin gerçeğidir. Bizsiz bir ülkenin tadı
tuzu olur mu? Bırakın HDP’yi oy alan her parti Meclis’te temsil edilmeli dedi.
Demirtaş, Davutoğlu’nun seçim meydanlarına kendilerine
yönelik sorduğu soruları da eleştirdi. Demirtaş,“Ya sen hoca değilsin ki
başbakansın. Kendini hâlâ hoca, bizi de öğrenci sanıyor. Soruları biz soracağız
sen cevap vereceksin. Roboski’de katlettiğiniz 34 çocukla ilgili neden dava
açmadınız? 13 yılda sokakta katlettiğiniz 336 çocuğun, Gezi’de öldürdüğünüz
çocukların hesabını neden vermiyorsunuz? dedi.
Demirtaş: Kenan
Evren’in cenazesine bizden kimse gitmeyecek – Hürriyet
HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Eski zübük tarzı
siyaset bitiyor. Halk siyaseti geliyor. Eski tip siyaset son bulacak dedi.
Demirtaş, Kenan Evren’in cenazesi için “Bizden tek bir kişi cenazeye
gitmeyecek, kusura bakmasın” dedi
Demirtaş dün İstanbul’daki seçim programını Esenyurt ve
Başakşehir’de sürdürdü. Başakşehir’in Bayramtepe Mahallesi’nde mitinge yaklaşık
2 bin kişi katıldı. Mitingde, “Türkiye seninle gurur duyuyor , “Kürdistan
seninle gurur duyuyor sloganları atıldı.
Demirtaş mitingde şunları söyledi:
“Bu sistemin, bu devletin, Kenan Evren sisteminin yok etmeye
çalıştığı hiçbir farklı düşünceye AKP’nin yeni Türkiye’sinde yer yok. Yeni
Türkiye dedikleri AKP’lilerden oluşan bir Türkiye imiş. AKP’li olmayanların
Türkiye’de yeri yok diyenlere sandıkta cevap vereceğiz. AKP’ye, CHP’ye ve
MHP’ye oy veren arkadaşlarımız bizim düşmanımız değil, kardeşimizdir. Partiler
ve seçimler gelip geçici, insanlık kalıcıdır. İşi gücü bırakmışlar baraj
altında bırakmak için el birliğiyle çalışıyorlar. ‘Onlar zaten baraj altında’
diyorlar. Öyleysek bizden neden bu kadar korkuyorsunuz? Neyimize güveniyoruz
biliyor musunuz? Allah mazlumun yanındadır. Kimsenin tavuğuna kışt dememişiz,
malını mülkünü çalarak buraya gelmemişiz. Türkiye’de yaşanan rezalet başka yerde
yaşansaydı 10 defa Başbakan istifa ederdi. Japonya’daki bakanlar kendi işçileri
iş cinayetinde öldü diye harakiri yaptılar. 301 işçi Soma’da diri diri yerin
altına gömüldü. Bunlar istifa bile etmedi, ‘Bu işin fıtratında var dediler.’
EVREN’İN CENAZESİNE
GİTMEYİZ
12 Eylül askeri darbesinin ne kadar nimeti varsa Kenan
Evren’in getirdiği ne kadar anayasadaki darbe imkânı varsa hepsinden
yararlandılar. Kenan Evren tarzı bir egemenlik kurdular. Darbeci gitti. Resmi
tören yapacaklarmış. Kim katılacak izleyelim hep beraber. Bizden tek bir kişi
cenazeye gitmeyecek, kusura bakmasın. Bu kadar anneye acı çektirmiş birinin
kusura bakmasınlar cenazesine tek bir HDP’li katılmaz.
Yüksekdağ: Meclise
girdiğimizde soysuzlar kaçacak yer bulamayacak – DİHA
Tekirdağ ve Kırklareli’nden HDP’nin Çerkez, Kürt, Pomak, Laz
ve Türk milletvekili adaylarının katıldığı Çorlu mitinginde konuşan HDP Eş
Genel Başkanı ve Van Milletvekili Adayı Figen Yüksekdağ, AKP’nin halkların
iradesi olan HDP’nin meclise girmesinden korktuğunu vurgulayarak, “Çünkü
biz meclise girdiğimizde yalancılar, hırsızlar, soysuzlar kaçacak yer
bulamayacak. Halkımızın bu özlemini yerine getireceğiz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Adayı Figen
Yüksekdağ, seçim çalışmaları kapsamında Tekirdağ mitingini Çorlu Cumhuriyet
Meydanı’nda düzenledi. Her yaştan binlerce kişinin katıldığı mitinge özellikle
kadın ve gençlerin ilgisi ise dikkat çekti. HDP bayraklarıyla donatılan miting
alanını dolduran binlerce kişi miting boyunca hep bir ağızdan, “Biz’ler
meclise”, “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarını attı.
Binlerin coşkulu halaylarıyla başlayan mitingde, Tekirdağ ve
Kırklareli’nden HDP’nin Çerkez, Kürt, Pomak, Laz, Türk halklarından HDP
milletvekili adayları kürsüye çıkarak halkı selamladı. İlk olarak konuşan HDP
Kırklareli Milletvekili Adayı Nilüfer Ataman, alanı dolduran kadınların Anneler
Günü’nü kutladı. Ataman, “Annelerin ağlamadığı, artık çocuklarını
kaybetmediği, demokrasi ve barışın sağlandığı özgür günlerde anneler günümüzü
kutlayacağız, buna inanıyorum” dedi.
Ardından HDP’nin Tekirdağ Milletvekili Adayı Erdal Avcı
konuştu. Avcı, Berkin Elvan, Özgecan Aslan, Ceylan Önkol ile Gezi ve Kobanê’de
yaşamını yitirenlerin anneleri başta olmak üzere tüm annelerin Anneler Günü’nü
kutlayarak konuşmaya başladı. Avcı, “Bizler vahşi kapitalizme dur
diyeceğiz. AKP, ve Cumhurbaşkanı’nın tehlikeli planını boşa çıkaracağız.
Müzakere sürecini sonuçlandırarak asker ve gerilla annelerinin 8 Haziran’da
daha huzurlu uyanmasını sağlayacağız” diye konuştu. Seçim barajına da
değinen Avcı, “Birlik olursak onları sandığa gömeriz” ifadelerini
kullandı.
‘Zenginin padişah
fakirin daha da fakir olduğu düzeni değiştereceğiz’
Avcı’nın ardından Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ alkış ve
zılgıtlar eşliğinde konuşmasını yapmak üzere sahneye çıktı. “Bu onur ve
emeğin buluşmasıdır” diye konuşmasına başlayan Yüksekdağ, emeğin ve
bereketin toprağında yaşamın kurulduğunu söyledi. Trakya bölgesinde halkın
soluduğu havanın zehire, beslendiği toprağın kuraklığa mahkum edildiğini söyleyen
Yüksekdağ, AKP’nin çevreyi yok eden politikalarını eleştirdi. Yüksekdağ,
“Yaşamın, doğanın ve çocuklarımızın geleceğini bu siyasi iktidarın kar
hırsı için yok etmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu. AKP’nin halkların
kalkınma ve adalet isteğini sömürdüğünü söyleyen Yüksekdağ, şöyle devam etti:
“3 yılda yeni zenginler türettiler. AKP utanmaz bir sınıf yarattı. El ele
gelir dağılımı adaletsizliğini büyüttüler. Zenginin daha zengin sultan, padişah
olduğunu fakirin daha fakir olduğu bu düzeni bizler değiştireceğiz. Sadece
ekonomide değil, siyasette de adaleti sağlayacağız.”
‘Adalet yerini
bulmadı’
12 Eylül askeri darbesinin mimarı darbeci Kenan Evren’in
yaşamını yitirdiğini hatırlatan Yüksekdağ, “Ne yazık ki darbeci general
elinde on binlerce insanın kanı olan, işkencelerin sorumlusu olan general
hesapsız çekip gitti. Adalet yerini bulmadı. AKP bu adaletsizliği dayatırken
bugünün yarını olduğunu unutmasın” ifadelerini kullandı. Yüksekdağ,
“7 Haziran’da HDP sandıktan güçlü çıktığında bizden gasp ettiği koltukları
söke söke alacağız, adaleti inşa edeceğiz. Hesabı sorulmadık katliam
kalmayacak. İlk önce de Roboski katliamının hesabını soracağız” dedi.
‘AKP Meclis’e
girmemizden korkuyor’
AKP’nin halkların iradesi olan HDP’nin meclise girmesinden
korktuğunu vurgulayan Yüksekdağ, “Çünkü biz meclise girdiğimizde
yalancılar, hırsızlar, soysuzlar kaçacak yer bulamayacak. Halkımızın bu
özlemini yerine getireceğiz” diye konuştu. Yüksekdağ konuşmasına şöyle
devam etti : “Kürde Türk olmayı, Alevi’ye Sünni olmayı, kadına erkek gibi
yaşamayı dayatamazsınız. HDP, yani bizler tüm farklılığımızla eşitlik hukuk
etrafında bir arada olabileceğimizi gösterdik. Geleceğimiz de bunun üzerinden
olacak. Bu tarihi biz yazıyoruz. Onların bugüne kadar bizim adımıza yazdıkları
tarihi reddediyoruz. Bizim tarihimizde halklar eşit ve bir arada yaşayacak.
Hile yok, yalan yok.”
7 Haziran’da 12 Eylül’den kalma barajı yıkacaklarını ve
müzakere sürecini de onurlu barışla sonlandıracaklarını belirten Yüksekdağ,
“Halkların iradesi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çabasıyla bugüne
getirilen çözüm sürecini de sonuçlandıracağız” diyerek HDP’nin barış ve
çözümü iradesini vurguladı. Türkiye halklarının artık barış ve özgürlüğü çok
iyi bildiğini vurgulayan Yüksekdağ, “Biz daha çoğalacağız. Biz büyüdükçe onlar
çürüyecek. Gerilla ve askerin kanından beslenenler yok olacak. Bu yolu hep
birlikte yürüyeceğiz, kazanacağız. Yeni yaşamın birlikte kuracağız”
diyerek sözlerini sonlandırdı.
Yüksekdağ konuşmanın ardından annelerle birlikte alandaki
kadınlara gül dağıttı.
‘Süreç devrim
niteliğinde’ – Milliyet
HDP İstanbul Milletvekili ve İmralı heyeti üyesi Sırrı
Süreyya Önder, çözüm süreci ve genel seçime ilişkin ANF’ye açıklama yaptı.
Çözüm sürecini “devrim niteliğinde olarak değerlendirirken
sürecin barışla sonuçlanacağına inandığını söyledi. Sürecin seçim nedeniyle
donduğunu da belirten Önder, “Cumhurbaşkanı ve onun temsil ettiği siyasal
anlayış, demokratikleşme niyetinden vazgeçtikleri için süreç şu anda donmuş
durumda.
‘Öcalan durdurdu’
Bunun en somut göstergesi de, hükümetle vardığımız
mutabakatların tümünü boşa çıkaran yaklaşımlardır. Biz muhatapsız değiliz.
Halkların sahiplenmesi neticesinde bu süreci çileli ve zor da olsa devam
ettirebiliriz dedi.
PKK’nın silahsızlanmasını sağlayacak kongre toplamasını
Abdullah Öcalan’ın, izleme heyetinin huzurunda yapmayı planladığını ancak bunun
gerçekleşmediğini ifade eden Önder, KCK yöneticilerinden Zübeyir Aydar ve Remzi
Kartal’ın, hükümetin güvence vermemesi nedeniyle Türkiye’ye gelmediklerini,
gelişlerinin Öcalan tarafından durdurulduğunu kaydetti.
HDP’li Çetinbaş:
“Kenan Evren’in ölümü tüm Cumartesi Anneleri’ne hediye olsun – Vatan
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş İl Eş Başkanı Elif
Çetinbaş, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in ölümüyle ilgili, “Cumartesi günü ölen
12 Eylül askeri darbesinin başındaki Kenan Evren’in ölümü, tüm Cumartesi
Anneleri’ne hediye olsun dedi.
İran’da Ferinaz
Xosrawani’nin tecavüzden kurtulmak için çalıştığı otelin dördüncü katından
atlayarak yaşamına son vermesi nedeniyle HDP Kadın Bürosu önünde düzenlenen
basın açıklamasına HDP Muş İl Eş Başkanı Elif Çetinbaş, HDP Muş Milletvekili
Adayı Av. Burcu Çelik Özkan, HDP Kadın Örgütü ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Basın açıklaması öncesi kısa bir konuşma yapan HDP Muş İl Eş Başkanı Elif
Çetinbaş, devlet ve erkek terörüne lanet getirdi. Anneler Günü mesajı veren
Çetinbaş, “Bilindiği gibi 12 Eylül askeri darbe ile Cumhurbaşkanı olan Kenan
Evren dün, yani cumartesi günü öldü. O yüzden Kenan Evren’in ölümü bütün
Cumartesi Anneleri’ne hediye olsun dedi.
Açılış konuşmasının
ardından Kongreya Jınen Azad (KJA) üyesi Dilşan Kaçar ise “Kürt kadını Ferinaz
Xosrowani şahsında kadın onuruna ve halkımıza yapılan bu saldırı Mahabad’da bir
isyana dönüşmüştür. Bu haklı isyan esasta İran devletinin onlarca yıldır Kürt
halkına yaptığı zulme ve katliama karşı bir isyandır. Halkımız artık zulümleri
kaldıramayacak düzeye gelmiştir diye konuştu.
HDP’ye karşı
psikolojik savaş devrede – ANF
Seçim kampanyasını HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde barajı
aşmaması üzerine kuran AKP, kontrolündeki medya gücü üzerinden HDP’ye karşı
psikolojik savaş kampanyası yürütüyor.
Seçim kampanyasını HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde barajı
aşmaması üzerine kuran AKP, kontrolündeki medya gücü üzerinden HDP’ye karşı
psikolojik savaş kampanyası yürütüyor. HDP’yi itibarsızlaştırmayı hedefleyen
asılsız haberlerin, yorumların üretilmesi, televizyon yayınlarına ağırlık
verilmesi, gerçek dışı haberlerin mitinglerde kullanılması kampanyanın ana
aşamalarını oluşturuyor. Kampanya hedefleri doğrultusunda HDP din karşıtı ve
paralel örgütle işbirliği içerisinde gösterilmeye çalışılıyor.
Tek merkezden yönetilen HDP karşıtı medya faaliyetleri şu
aşamalardan oluşuyor:
Birinci aşamada HDP’yi kamuoyunun gözünden düşürme ve
itibarsızlaştırmaya yönelik asılsız haberlerin üretilmesi ve dolaşıma sokulması
faaliyeti yer alıyor. Akşam, Sabah, Yeni Şafak Star, Akit Gazeteleri ve web sayfaları,
AKP’ye yakın televizyon kuruluşları asılsız haberlerin yaygınlaştırılacağı
medya alanını oluşturuyor.
Kampanyanın ikinci ayağında ise AKP’ye yakın gazetelerdeki
yazar kadrolarının HDP’yi hedef alan karalama amaçlı yazılara ağırlık vermesi
yer alıyor. AKP tandanslı gazetelerdeki belirli isimler 7 Haziran’a kadar HDP
karşıtı yazılar yazması için görevlendirildi. Akşam, Sabah, Star, Y. Şafak ve
Akit’te her gün sistematik bir biçimde HDP’yi ve Demirtaş’ı hedef alan köşe
yazıları yer alıyor.
Üçüncü aşamayı ise HDP karşıtı televizyon programları
oluşturuyor. A HAber Tv, TV Net, Ülke Tv ve Kanal 24’deki haber ve canlı yayın
programlarına katılan isimler, “HDP din karşıtı”, “Paralel
örgütle ilişki içinde”, “Demirtaş bir proje”, “HDP Bölge
halkını silahla tehdit ediyor” “terörle ilişki halinde”,
“Sokakları yeniden yakıp yıkacaklar”, “Demirtaş 6-7 Ekim
cinayetlerinden yargılanmalı” şeklindeki kara propaganda söylemleri
üzerinden HDP ve Demirtaş hakkında kamuoyunda olumsuz algı üretme çalışması
yürütüyor. Uzman sıfatı adı altında birçok isim canlı yayınlara çıkartılıp
saatlerce HDP aleyhinde konuşturuluyor. Programa katılan konuklara para
verildiği de iddialar arasında.
Dördüncü aşama ise siyaset ayağına ilişkin. Erdoğan,
Davutoğlu ve AKP sözcüleri HDP hakkında üretilen gerçek dışı haberleri seçim
meydanlarında anti propaganda olarak kullanıyor.
YALAN HABERLERİN
MERKEZ ÜSSÜ AKŞAM
HDP ve Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef alan
gerçek dışı, çarpıtma haberleri üretmesi için Akşam Gazetesi’ne talimat verildiği
belirtiliyor. Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen işadamı Ethem Sancak’ın
sahibi olduğu ve Murat Kelkitoğlu’nun Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Akşam
her gün HDP’yi hedef alan bir manşetle çıkıyor. Akşam’ın dezenformasyon
içerikli haberi aynı anda AKP’ye yakın internet sitelerinde ve sosyal medyada
dolaşıma sokuluyor. Akşam’ın HDP karşıtı kampanyası 14 Nisan’da start aldı.
“Kirli ittifak sınırı aştı” manşetini atan Akşam, HDP ile paralel
örgüt arasında ilişki olduğunu iddia etti. Bu gerçek dışı haberi Davutoğlu
“HDP’nin paralel yapıyla ilişkisini tespit ettik” şeklinde
meydanlarda kullanmaya devam ediyor. 15 Nisan’daki “Organizatör HDP”
başlığı Akşam’ın HDP’yi hedef alan ikinci manşeti oldu. Haberde HDP’nin
Ağrı’daki çatışmayı organize ettiği ileri sürülerek parti hedef gösterildi.
Ardından HDP Genel merkezi 18 Nisan’da silahlı saldırıya uğradı. Akşam, 14
Nisan’dan buyana HDP karşıtı 10 manşetle çıktı. Asılsız, karalama amaçlı
manşetler şöyle:
“Bu mu Türkiye partisi” 18 Nisan
“Senaryo 6-7 Ekim hedef 1 Mayıs” 20 Nisan
“Diasporanın Demirtaş’ı” 21 Nisan
“HDP tehdit barajı aştı”, 30 Nisan
“Ceset siyaseti” 4 Mayıs
“Belediyeyi yönetemiyor Türkiye’ye talip”,
“HDP çöplüğü” 7 Mayıs
“HDP’nin Kobani provakasyonu son anda önlendi. DAEŞ
kılığında katliam planı” 8 Mayıs.
“Diyanet’i yuhlattı” 10 Mayıs.
Her faaliyeti çarpıtarak yansıtıyorlar
Psikolojik savaş merkezi gibi çalışan AKP medyası, HDP’nin
açıklamaları ve Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın konuşmaları başta olmak üzere
partinin seçim kampanyasındaki tüm faaliyetlerini çarpıtmak için harekete
geçmiş durumda. Demirtaş’ın Taksim ve Diyanet’le ilgili değerlendirmelerini
çarpıtarak yansıtan AKP medyası bunu bir kampanya şeklinde yürütüyor. Bunu
Van’la ilgili ikinci çarpıtma takip ediyor. Van İpekyolu’nda kadınların “Biz
kadınız, kimsenin emaneti değiliz” yazılı Kürtçe pankartını çarpıtan A
Haber Televizyon Kanalı, “HDP şimdi de Hadis-i Şerife hakaret etti”
şeklinde gerçek dışı haber hazırlayarak iki gün boyunca haber bültenlerinde
işledi. Yalan haber üretme konusunda seri üretime geçen Akşam, bugünkü
manşetinde Demirtaş’ın iki günce Elazığ’da yaptığı mitingde Diyanet’i kitleye
yuhalattığını iddia etti. Söz konusu asılsız haber mitingin yapıldığı gün 8
Mayıs akşamı Yenişafak, A Haber, Sabah, Star, Akşam, Haber7. Akit internet
sitelerinde dolaşıma sokuldu. Haber Doğan Haber Ajansı mahreçli gösterildi
ancak DHA’nın bu içerikte bir haber servis yapmadığı ortaya çıktı. Akşam
Gazetesi iki gün önce internette dolaşıma sokulan yalan haberi bugün manşetine
taşıdı.
Erdoğan ve Davutoğlu
yalan haberlere sarıldı
HDP ve Demirtaş’ı yıpratmaya yönelik AKP medyasında yer alan
çarpıtma ve gerçek dışı haberleri Erdoğan ve Davutoğlu seçim meydanlarında
propaganda malzemesi olarak kullanıyor. HDP’nin paralel örgütle işbirliği
yaptığı yalanını Davutoğlu her gün seçim mitinglerinde tekrarlıyor. Akşam’ın
“Diasporanın Demirtaş’ı” manşetindeki asılsız iddiaları
“Demirtaş büyük Ermenistan haritası önünde resim çektiği” sözleriyle
miting meydanlarına taşıdı. Erdoğan da Kabe ve Diyanet’le ilgili çarpıtma
haberler üzerinden Demirtaş’ı hedef almayı sürdürüyor.
Akdoğan: Onlar
postacılık yapıyor – Milliyet
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Mamak’ta yaptığı
konuşmada, çözüm sürecini “analar ağlamasın, akan kan dinsin diye
başlattıklarını söyledi.
Birilerinin yanlış politikaları, ayrımcı zihniyetleri
yüzünden, birilerinin hep dışlandığını ifade eden Akdoğan, “Biz birileriyle
birtakım görüşmeler yapıyoruz. Onu sürecin parçası olarak gördüğümüzden değil.
Onlar postacılık yapıyor. Eli silahlı bir örgüt var. Onun siyasi uzantısı,
vesayeti altında bir örgüt var, bir parti var. Sadece onlar gidiyor, geliyor
dedi. Akdoğan, daha sonra gittiği Altındağ’da ise “CHP’nin seçim beyannamesi,
Türkiye’yi tekrar IMF’nin kölesi yapma beyannamesidir. Bu beyanname gemiyi
batırma projesidir. Türkiye’yi Yunanistan’a çevirme projesidir dedi.
12 Eylül rejiminin
kalıntısını temizledik – Milliyet
Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Şanlıurfa mitinginde
sıcağa rağmen yoğun bir kalabalığa hitap etti. Davutoğlu “Bugün anneler günü.
Bugün anlatacaklarımı anneler üzerinden anlatacağım diyerek
konuşmasına başladı. Ömrünü gözaltında kaybedilen oğlunu aramaya adayan ve 12
Eylül davasının sembol ismi haline gelen Berfo Ana’ya anan Davutoğlu, “Bazı
evlat acısı çekmiş analara bakalım. Berfo Ana 12 Eylül’de oğlu cemil
hapishaneye alınmıştı, Berfo Ana bir daha onu göremedi. 105 yaşında vefat etti,
göremedi. 12 Eylül rejiminin kalıntılarını kim temizledi? İşkencelerle
ölenlerden sonra Türkiye’de işkenceyi kim kaldırdı? Yasakları kim kaldırdı.
Başörtü zulmünü, 28 Şubat zulmünü kim bitirdi? 1980’den 2002’ye kadar halkı
kıskaç içine almış olan yasakları kaldırdık, OHAL’i, Kürtçe üzerindeki
yasakları kaldırdık. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, insan onuruyla Türkiye
Cumhuriyeti’nin eşit vatandaşları olacak dedi.
Bilgen’e fatiha
okuttu
İkinci olarak 2011 yılında Bingöl’de canlı bombanın üzerine
atlayarak çocuklarını kurtaran ancak kendisi hayatını kaybeden Hatice Bilgen’i
anan Davutoğlu, herkesten Fatiha okumasını istedi. Davutoğlu, “Biz çözüm süreci
derken hiçbir anne yüreğine ateş düşmesin diye söyledik. Yeter artık diyecek
misiniz? Çözüm sürecine sahip çıkacak mısınız? Çocuklarımızı dağda değil okulda
görmek istiyoruz diyecek misiniz? diye konuştu.
‘Evet Suriye’ye
girdik’
Davutoğlu Süleyman Şah’a yaptığı ziyarete de değinerek şöyle
devam etti:
“Mukaddes makamı ziyaret ettim. Size selamları var. Bu
mukaddes emanetini getirmek için çabalarken birileri de Suriye’deki zalim Esed
ağzıyla konuşuyordu. Suriye Eşmesi’ne geçtik. Süleyman Şah huzurunda divan
durduk. CHP’liler o kadar şaşkın ki biri dedi ki, ‘48 saat içinde Türkiye
Suriye’ye girecek’ dedi Doğru girdik ama başbakan olarak Süleyman Şah’a girdik,
ziyarete girdik ziyarete… Tarihe geçti. CHP yalanları da tarihe gömüldü.
Şaşkın bunlar.
SÜLEYMAN ŞAH’A SÜRPRİZ ZİYARET
Başbakan Ahmet Davutoğlu, miting için geldiği Şanlıurfa’da
Süleyman Şah Türbesi’ni sürpriz ziyarette bulundu.
Şanlıurfa havalimanına inen Başbakan’ın ardından Genelkurmay
Başkanlığı’na vekalet eden Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar da
alana geldi. Davutoğlu ile Akar birlikte helikopterler ile Suriye sınırındaki
7’nci Hudut Bölük Komutanlığı’na indi. Davutoğlu ve Akar buradan zırhlı araç
konvoyu eşliğinde sınırın ötesindeki Süleyman Şah Saygı Karakolu’na gitti.
Konvoyun güvenliğini havadan da helikopterler sağladı.
21 Şubat gecesi düzenlenen “Şah Fırat Operasyonu ile
Türkiye sınırına 253 metre uzaklıktaki Suriye’nin Eşme Köyü’ne nakledilen
Süleyman Şah ve 2 askerinin naaşlarının geçici olarak bulunduğu türbede dua
eden Davutoğlu nöbet tutan askerlerle de sohbet etti.
Türbenin TİKA tarafından Külliye’ye de dönüştürüleceği
öğrenilirken külliyenin temelinin de önümüzdeki günlerde atılacağı ifade
edildi.
Seçime Erdoğan
gölgesi – Cumhuriyet
AKPM, anayasaya göre tarafsız olması gereken
Cumhurbaşkanı’nın kampanya yapmasını eleştirdi. 7 Haziran seçimlerini
gözlemleyecek heyetler birer birer Türkiye’ye gelirken, bunlardan Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Üyesi 7 kişilik ön heyet, seçimlere dair ilk
izlenimlerini paylaştı. Heyet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasada
tarafsızlığı için gösterilen açık hükme karşın seçim kampanyalarına
katılmasının “ciddi endişe kaynağı olduğunu belirtirken, “Türk yasal sistemine
ve Avrupa Konseyi standartlarına göre, seçimde eşit koşullar tüm katılımcılar
için sağlanmalı çağrısını yaptı. Heyet, seçimlerde sahtekarlık yapılacağına
dair büyük endişelerin bulunduğuna da işaret ederek, “Umarız seçim sahtekarlığı
olmaz dedi.
Hollandalı Tiny Kox başkanlığındaki 7 kişilik heyet, 5-6
Mayıs’ta Parti temsilcileri, YSK, İçişleri Bakanı, RTÜK ve sivil toplum
örgütleriyle görüşmelerinin ardından izlenimlerini 4 sayfalık bir raporla
paylaştı.
Yurtdışı oylar için
kaygı
Yurt dışındaki Türk vatandaşları için 47 ülkede seçimlerde
oy kullanma olanağı sağlanmasının olumlu olduğuna işaret eden heyet, “Ancak oy
pusulalarının 24 gün boyunca depolanması ve ve bunların sayım için transferi
konusunda endişeler var dedi.
Heyet, yüzde 10 seçim barajının hala düşürülmemesinden
duyduğu üzüntüyü tekrarlarken, “Bu bazı siyasi partilerin meclise girmesinin
önünde büyük engel olarak duruyor ve seçmenin tercihi ile TBMM’nin oluşumunda
büyük çelişkiye işaret edebilir ifadelerini kullandı.
Seçimlerde sahtekarlık yapılacağına dair kaygılara dikkat
çekilen raporda, kamu kurumlarının tarafsızlığı ve medya özgürlüğüne yönelik
kısıtlamaların da seçmenin özgür iradesi önünde engel yaratacağı uyarısı
yapıldı. Heyet TRT de dahil tüm televizyon kanallarına tarafsız ve kampanyada
eşit medya olanağı verilmesi için çağrıda bulundu.
Alevilik dinse orada
yokum – Hürriyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Almanya’nın
Karlsruhe kentinde düzenlenen “Gençlik Buluşması etkinliğinde konuştu.
Erdoğan, “Avrupa’da Ali’siz Alevilikten bahsediyorlar. Eğer
Alevilik Hz. Ali’yi sevmek ise benden daha Alevi’si olamaz. Ancak Alevilik bir
dinse Tayyip Erdoğan orada yok dedi. Erdoğan’ın Karlsruhe’de yaptığı
açıklamaların satırbaşları şöyle:
Oy atmak ayrıcalık
– Oy kullanmak bir külfet değil tam tersine bir
ayrıcalıktır, imkândır, bir fırsattır. Sesinizi en iyi şekilde
duyurabileceğiniz, gücünüzü en etkin şekilde gösterebileceğiniz yer, dağlardaki
silahlar değil, sandıktır.
– Yurtdışında yaşayan kardeşlerimizi artık gurbetçi olarak
değil, yurtdışındaki gücümüz olarak görüyoruz.
– Almanya Cumhurbaş-kanı’yla dün bir telefon görüşmesi
yaptım. “Türkiye’nin refah düzeyinin ne denli arttığını görüyorum. Bunu Türkiye
ziyaretinde de hissettim dedi. Artık 50 yıl önceki Türkiye yok. Sizler bu yeni
vatanın alperenlerisiniz.
– Bunlar sevemezler. İnsan öldürende sevgi olur mu?
İnsanları katledende sevgi olur mu? Öyleyse oyuna gelmemeniz lazım.
– Onlar tek millet diyebilir mi? Tek bayrak diyebilir mi?
Tek vatan diyebilir mi? Tek devlet diyebilir mi? O zaman 7 Haziran’da bunu
diyemeyenlere gereken cevabı benim Almanya’daki kardeşlerim vermelidir.
– Yavuz Sultan Selim Köprüsü bile onları rahatsız etti.
Avrupa’da da Ali’siz Alevilikten bahsediyorlar. Eğer Alevilik Hz. Ali’yi sevmek
ise benden daha Alevi’si olamaz. Ancak Alevilik bir dinse Tayyip Erdoğan orada
yok.
İstifa sözü
veremediler
– İngiltere’de seçimi kaybeden üç muhalefet lideri istifa
etti. Ben hep ne diyordum. Eğer bu seçimden birinci çıkmazsak istifa edeceğim
diyordum. Diğerlerini de davet ediyordum. Ama kabul etmiyorlardı. Şimdi bu
seçimde de böyle bir söz veren muhalefet partisine rastlamadım. Ama bakın Sayın
Başbakan birinci gelemezsem istifa derim diyor.
– Marmaray şu ana kadar 73 milyon kişiyi taşımış durumda.
Biz Fatih’in torunlarıyız. Dedemiz Fatih gemileri karadan yürüttü. Biz de
metroyu denizin altından yürütüyoruz. Kurusıkı atmakla devlet yönetilmez.
– Hastanelerde rehin kalma dönemi bitti. Bu ülkedeki ölüleri
bile rehin aldılar.
– Cumhurbaşkanı taraf olmaz diyorlar, doğru. Ama ben
milletin tarafındayım.
SALON ÖNÜNDE
GERGİNLİK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Karlsruhe’deki DM
Arena Salonu’nda “Gençlik Buluşması adlı mitingi için gelen yüzlerce kişi
salon kapılarının açılmasını beklerken HDP’li bir grup parti lehinde sloganı
atarak salon önüne gelen kalabalığın üzerine yürüdü. İki grubun bir anda karşı
karşıya gelmesi, kısa sürede karşılıklı yumruklaşmaya dönüştü. Araya giren
Alman polisi, izinsiz salon önüne gelen grubu uzaklaştırdı.
Haberim olsaydı ben o
arabayı verme derdim’ – Cumhuriyet
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet
Görmez’in 1 milyonluk otomobili hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika’daki Gençlik
Buluşması’nda Diyanet İşleri Başkanı’nın arabasıyla ilgili tartışmalar hakkında
konuştu. Erdoğan şunlanı söyledi: Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanım, eğer
benim haberim olsa ‘Sakın bu arabayı verme.’ O makam, bu tür bir arabaya
fazlasıyla layık’ derdim.
İşte Erdoğan’ın
açıklamalarından satırbaşları:
Gençler unutmayın size milletiniz bu coğrafyasındaki yeni
Alperenlersiniz.
Dilimizi kaybedersek diğer değerlerimize sahİp çıkamayız.
Burada çok hassas olmamız lazım. Anadiliniz unutmayın düşündüğünüz dildir.
Çocuklarınıza en önce Türkçe öğretecek sonra yaşadığımız bölgedeki dili en az
onun kadar öğrenmesini sağlayacağız. Artık hiçbir çocuğumuz kendisini bu
coğrafyada yabancı olarak görmesin. Dilinize, inancınıza, kültürünüze sahip
çıktığınız sürece herkesin size saygı duyduğunu göreceksiniz. Belçika toplumunun
asli parçası olduğunu kabul edeceksiniz sonra da göreceksiniz herkes bunu kabul
edecek. Avrupa’nın hiçbir yerinde başı öne eğik kardeşimi görmek istemiyorum.
Anadolu’da Diyanet tarafından hazırlanan Kürtçe Kur-an’ı
Kerim’i gösterdim. HDP Eş Başkanı ne dese “Diyanet 1 tane Kürtçe baskı yaptı
gönderdi’ Diyanet gerekli cevabı verdi. Diyanet İşleri Başkanılğı Ermenice
Kur-an’ı meali hazırladı.
“SAKIN BU
ARABAYI VERME”
Çıkmışlar, Diyanet İşleri Başkanı’nın arabasıyla
uğraşıyorlar. Kusura bakmasın Diyanet İşleri Başkanım, eğer benim haberim olsa
ben derdim ki, ‘Sakın bu arabayı verme.’ O makam, bu tür bir arabaya fazlasıyla
layık.
Ağrı’ya havalimanını yaptık, karşı çıktılar. Iğdır’a yaptık,
karşı çıktılar. Kars’a yaptık, karşı çıktılar. Muş’a yaptık, karşı çıktılar.
Bir de utanmadan, ‘Bizden korktukları için yaptılar’ diyorlar. Biz size rağmen
yaptık, bitirdik, açtık. Siz, müteahhitleri tehdit ettiniz, iş makinelerini
yaktınız ama biz buna rağmen yaptık. Çünkü bunlar Kürt kardeşlerimi sadece
aldatıyor. Ne diyor, ‘Biz sizin temsilciniziz’. Bu nasıl temsilcilik? Ama
maalesef benim bazı Kürt kardeşlerim de bunların peşine takılıyor. Bunların
yakından uzaktan sizlerle alakası yok.
”HÜRRİYETİMİ SİZE
YEDİRMEM”
Konuşmalar yapıyorum, YSK’ya şikayet ediyorlar. ‘Cumhurbaşkanını
yasaklayın, meydanlara çıkmasın’. Bir, iki, üç müracaat ettiler, hepsinden de
oy birliğiyle ret aldılar. Bunlar anayasayı da bilmiyor. Anayasayı açıp okuyun,
acaba cumhurbaşkanı nerede suç işler? Cumhurbaşkanının vatana ihanetten başka
suçu yoktur. Meydanlarda konuşma hürriyetimi size yedirmem. Alışılmış bir
cumhurbaşkanı olmayacağım.” çıkıp yan gelip yatamam. Tüm partilere eşit
mesafedeyim. Gönlümde yatan aslan elbette var. Taraf derseniz tarafım. Milletin
tarafıyım.
Onlar bizim yüzde
10’umuzdan korkuyorlar’ – DİHA
7 Haziran
seçimlerinin tarihi önemine dikkat çeken HDP Mardin Milletvekili Adayı Mithat
Sancar, AKP’nin HDP’nin barajı geçmeyeceğine dair söylemlerine dikkat çekerek
“Onlar bizim yüzde 10’umuzdan korkuyorlar. Çünkü bizim yüzde 10’umuz
onların alacağı yüzde 35’e eşittir” dedi. Ziyaret ettiği bir köy düğününde
konuşan HDP Urfa Milletvekili Adayı Dilek Öcalan ise “Asıl halayı 8
Haziran’da hep birlikte çekeceğiz. Bu demokrasinin, onurlu barışın ve
özgürlüğün halayı olacak” diyerek HDP’ye destek istedi.
MARDİN
HDP Kızıltepe İlçe Örgütü öncülüğünde Kızıltepe Belediyesi
Şeyh Davut Yalçınkaya Halk Evi’nde “7 Haziran seçim öncesi seçim ve çözüm
sürecinin değerlendirilmesi” konulu panel düzenlendi. HDP Mardin
Milletvekili Adayı Mithat Sancar, Gazeteci-Yazar Ruhi Karadağ, HDP PM Üyesi
Nazmi Kök ve DBP Mardin İl Eş Başkanı Perihan Ağaoğlu’nun konuşmacı olarak yer
aldığı panele çok sayıda kişi katıldı.
Panelde konuşan HDP Mardin Milletvekili Adayı Mithat Sancar
konuşmasına çözüm sürecine değinerek başladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile
Kürt hareketinin AKP’nin hesap ve oyunlarına karşı soğukkanlı ve kararlı
hareket ettiğini kaydeden Sancar, “Sayın Öcalan hiçbir zaman onların
oyunlarına gelmedi. Bunu da kabul etmemiz gerekiyor. Çünkü bu çok açık bir
şekilde ortadır. Sayın Öcalan’ın siyasi dehası sayesinde bugün HDP buraya kadar
gelmiştir. Yani bugün HDP tüm halkların umudu ve alternatifi haline gelmişse bu
Sayın Öcalan’ın siyasi dehası sayesinde oldu” dedi.
7 Haziran seçimlerinin önemine de vurgu yapan Sancar şöyle
devam etti: “Onlar bizim yüzde 10’umuzdan korkuyorlar. Çünkü bizim yüzde
10’umuz onların alacağı yüzde 35’e eşittir. Onun için de onlar korkuyorlar. Bu
seçim gerçekten bizler için, tüm halklar için çok önemlidir. Bu seçimde
insanlıktan anlamayanlara en büyük insanlık dersi verilecektir.”
Nusaybin’de köy
ziyaretleri
HDP Mardin Milletvekili Adayı Enise Güneyli de, seçim
çalışmaları kapsamında Nusaybin ilçesinde köy ziyaretleri gerçekleştirdi.
Güneyli ve kendisine eşlik eden HDP Nusaybin İlçe Eşbaşkanları, Nusaybin
Belediye Eşbaşkanları, DEP eski Milletvekili Ali Yiğit ile çok sayıda yurttaş,
gittikleri Bakıysan (Beylik), Gurine (Gurın), Bawırne (Bahçebaşı), Sırınçk
(Düzce) köylerinde yoğun ilgiyle karşılandı.
İZMİR
HDP İzmir İl Örgütü, seçim çalışmaları kapsamında HDP İzmir
Milletvekili adaylarınında katılımıyla “Yeni Yaşam’a çağrı” konseri
düzenledi. Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda düzenlenen konsere yüzlerce
yurttaşın yanı sıra HDP milletvekili adayları ile siyasi parti ve sivil toplum
kuruluşları temsilcileri de katıldı. Açılış konuşmasını yapan HDP İl Eş Başkanı
Cavit Uğur, 7 Haziran seçimlerinin Ortadoğu halkları için önemine dikkat
çekerek “Türkiye’nin tüm halkları zalimin zulmüne karşı HDP’den umut
bekliyor. Tüm bunlara dur demek için 7 Haziran’da bu seçimi doğru
yapacağız” diye konuştu.
Konser Selim Günday ve MKM’nin müzik dinletisi ile devam
etti.
MERSİN
Mersin’de halklar HDP’nin yeni yaşam projesini coşku ile
sahipleniyor. Mersin’in Tarsus ilçesinde seçim çalışmaları kapsamında
Kırıksırtı Mahallesi ile Çağlayan Mahallesinde kahvelerde halk toplantıları
gerçekleştirildi. Toplantılara katılan Mersin Milletvekili adayı Dengir Mir
Mehmet Fırat halk tarafından “Bizler Meclise sloganı ile coşkuyla
karşılandı.Toplantıda söz alan Fırat, AKP İktidarının yıllardır insanların dini
inançlarını kullandığına değinerek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürtçe mealli Kuran-ı Kerim’i
meydanlarda kaldırarak insanları kandırmaya çalıştığını ifade etti. Asıl AKP
İktidarının dini kullandığını söyleyen Fırat, “AKP’ye bağlı hiçbir imam, hiçbir
müezzin üst düzey bir devlet yetkilisinin yaptığı hırsızlığa hırsızlık demez.
Müslümanlıkta hırsızlığı kim yaparsa yapsın suçtur şeklinde konuştu. 7 Haziran
seçimlerine sayılı günler kaldığına dikkat çeken Fırat, seçim sabahı herkesin
oyuna sahip çıkması çağrısı yaptı.
‘Tek bir oy arttırmak için Türkiye’nin en ücra
köşesine giderim’
Ardından Çağlayan Mahallesinde halkla buluşan Fırat, 8
Haziran sabahı diktatör bir ülkeye uyanmak istenmiyorsa herkesin HDP’yi
desteklemesi gerektiğini vurguladı. Seçimlere seferberlik gözüyle baktığını
dile getiren Fırat, “Bir oy artacağını bilsem Türkiye’nin en ücra köşesine
gider onlarla görüşürüm dedi.
URFA
Seçim çalışmalarına ara vermeden devam eden HDP Şanlıurfa
Milletvekili Adayı Ziya Çalışkan, Balıklıgöl Dergah Çarşısı Esnafını ziyaret
etti. Dergah çarşısı esnafının yoğun ilgisiyle karşılaşan Çalışkan, iş
yapamadıklarını söyleyen esnaftan sorunların çözümü için destek istedi.
Kendisinin de Balıklıgöl bölgesinde büyüdüğünü söyleyen Çalışkan, burada
yaşayan esnafın durumunu çok iyi bildiğini söyledi. Urfa ve tüm ülke
halklarının, ülkeye hizmet etmek yerine kendi hegemonyasının derdine düşen
AKP’den artık bir an önce kurtulmak istediğini ifade eden çalışkan ”
AKP’den kurtulmanın tek çaresi, halkların yolu ve çatısı olan HDP’dir”
dedi.
Öcalan: Asıl halayı 8
Haziran’da çekeceğiz
HDP Urfa Milletvekili Adayı Dilek Öcalan çalışmalarına devam
ettiği Suruç ilçesinde, köy komisyonlarının seçim çalışmaları kapsamında Yukarı
Ataklar Köyündeki bir düğüne katıldı. HDP ve DBP Suruç İlçe yöneticilerinin de
eşlik ettiği Öcalan, “Biji Serok Apo” sloganlarıyla karşılandı.
Burada konuşan Öcalan “Asıl halayı 8 Haziran’da hep birlikte çekeceğiz. Bu
demokrasinin, onurlu barışın ve özgürlüğün halayı olacak” dedi. Öcalan ve
beraberindeki heyet daha sonra köy sakinleri tarafından hazırlanan dayanışma
yemeğine katılarak yurttaşlarla bir araya geldi.
Öcalan daha sonra HDP’nin diğer bir milletvekili adayı Osman
Baydemir ile birlikte Gökveren Köyü’nde verilen “Halkların Dayanışma
Yemeği”ne katıldı. Yemekte konuşan Öcalan “Anneler Günü”
dolayısıyla tüm annelerin gününü kutladı. Öcalan’dan sonra konuşan Baydemir
ise HDP’nin başarılı olmaması için her türlü yol ve yöntemi kullanan AKP’nin 7
Haziran’da büyük bir hezimete uğrayacağını söyledi.
HDP’nin diğer Milletvekili Adayı Ayşe Doğan ve diğer kadın
milletvekili adayları ise HDP İl Örgütü tarafından organize edilen
“Kadınlar Günü” etkinliğine katıldı. Burada Barış Anneleri ile
Belediyelerin kadın meclis üyeleriyle bir araya gelen Doğan kadınlarla bir süre
sohbet etti. Etkinliğin ardından Doğan ve beraberinde ki heyet ile Urfa kent
merkezinde ki çalışmalarına devam etti.
BİTLİS
HDP Bitlis Milletvekili Adayı Mizgin Irgat, seçim
çalışmalarına Mutki ilçesinde yaptığı ziyaretler ile devam etti. Mutki’ye bağlı
Parsing (Yenidoğan) köyüne giderek burada düğüne katılan Irgat, yeni
evlenenlere hayırlı olsun dileklerinde bulundu. Ardından Mutki merkezine gelen
Irgat, burada Anneler Günü dolayısı ile kadınları evlerinde ziyaret etti. Evleri
tek tek gezen Irgat, kadınlara karanfiller dağıtarak, Anneler Günü’nü kutladı.
AĞRI
HDP Ağrı Milletvekili adayları seçim çalışmaları kapsamında
merkeze bağlı köylerde yurttaşlarla bir araya geldi. Merkeze bağlı Gevirgerk
(Eski Harman), Grekor (Doğu Tepe), Xanereşk (Boztoprak), Uzunveli, Boti
(Esenköy), Korko (Oğlaklı), Birka (Özbaşı) köylerini dolaşan Berdan Öztürk ve
Dirayet Dilan Taşdemir, köy meydanlarında ve ev toplantılarında köylülerle bir
araya gelerek HDP’nin bir Türkiye partisi olduğunu, yeni yaşam için HDP’nin
mecliste yer alması gerektiğini, bundan dolayı utanç barajının yerle bir
edilmesini gerektiğini söylediler.
TUŞBA
Seçim çalışmalarını hızlandıran HDP Tuşba İlçe Örgütü,
ilçenin 4 mahallesinde seçim irtibat bürosu açtı. İlçenin Seyrantepe,
Altıntepe, Beyüzümü ve İstasyon mahallerinde açılışı yapılan seçim irtibat
bürolarının açılışlarına HDP Van Milletvekili Adayı Tuğba Hezer, HDP Van İl Eş
Başkanı Derya Havya, DBP ve HDP İlçe Örgütü Eşbaşkanlarının yanı sıra çok
sayıda yurttaş katıldı. Altıntepe Mahallesi’nde açılışı gerçekleştirilen seçim
irtibat bürosunda konuşan HDP Van Milletvekili Adayı Tuğba Hezer, HDP’nin
Türkiye’de yeni yaşamı esas alan ve bunun için tüm kesimleri kapsayan
projelerle halklara gerçek anlamda barış ve demokrasiyi getirecek olan tek
parti olduğu için herkesin HDP’de birleşmesini istedi.
IĞDIR
Iğdır’ın Aralık ilçesine bağlı Gödekli köyünde gerçekleşen
halkla buluşma etkinliğine HDP Iğdır Milletvekili adayları M.Emin Adıyaman,
Kıznaz Türkeli, DBP-HDP Iğdır il eş başkanlarının yanı sıra çok sayıda yurttaş
katıldı. Etkinlik alanı bayraklarla süslenirken, buluşma yoğun ilgi nedeniyle
mitinge dönüştü.Konuşmasına anneler gününü kutlayarak başlayan HDP Iğdır
Milletvekili adayı Kıznaz Türkeli, “Iğdır’a stajyer Başbakanı yollamışlar.
Bu Başbakan da kendisiyle birlikte çevre illerden kitle getirmiş. Bu yetmemiş
genelge yayınlatarak tüm kurum çalışanlarını oraya zorla toplamış. Buradan o
kitleyi de gördüm. Sizin gibi yüreğiyle bu alanı dolduranları da gördüm. İşte
aramızdaki fark budur” dedi.
ANTEP
Antep Milletvekili adayları Recai Yılmaz, Tuğçe Özsoy,
Mahmut Fermanoğlu, DBP Antep İl Eş Başkanı Cahide mutlu ve yöneticiler, sosyete
semt pazarında halk ile buluştu. Esnaf ziyareti ve mahalle ziyaretleri büyük
ilgi görürken, çalışmalar mahalle ve parklarda yapılan geziler ile devam etti.
HDP Antep milletvekili adayları Berivan Özpolat Şimşek ve Mahmut Toğrul ise
Antep’in Şahinbey ilçesi Güneykent seçim bürosunda halk toplantısı
gerçekleşirken, toplantıya yoğun katılım gösterildi.
HDP Antep Milletvekili Adayı Gülseren Kocaer, Yavuzeli
İlçesi’ne bağlı Sarılar ve Bülbül köylerinde halk ile bir araya geldi. Alevi
köylülerin her yıl Sarılar Köyü bölgesine bulunan Çıraklı Alanı’nda bir
düzenlediği etkinlikte HDP adayı Kocaer yoğun bir ilgi ile karşılaştı. Daha sonra
Bülbül Köyü’ne geçen Gülseren Kocaer, burada seçimlere ilişkin köylüleri
bilgilendirdi. Türkiye’de Alevilere ciddi anlamda yer veren partinin HDP
olduğunu belirten Kocaer, HDP için yurttaşlardan destek istedi. Kocaer’i
dinleyenler arasında CHP’li yurttaşların da olması dikkat çekti.
Nizip’te Alevi
köylerine ziyaret
HDP Milletvekili adayı Fatoş Çetinkaya ve partililer de,
Nizip’e bağlı Kömürler Köyü’nde ziyaretlerde bulundu. HDP heyeti köy kahvesine
davet edilirken, burada konuşan Çetinkaya, kendisinin bir Alevi olduğunu ve
Alevilerin hakkını savunabilecek tek parti HDP olduğundan dolayı aday olduğunu
dile getirdi. Köyün dedesi olan Bektaş Piroğlu HDP’nin ziyaretinden memnun
olduklarını aktararak Alevi oldukları için sistemin kendilerini ezdiğinin
bilincinde olduklarını ve buna diğer partilerin de çözüm olmadığını vurguladı.
Kurtuluşun HDP’de olduğunu savunan Piroğlu, bu nedenle 7 Haziran’da HDP’yi
destekleyeceklerini söyledi. HDP’li heyet programına ev ziyaretleri ile devam
etti.
Ecevit’e de afyon
ektirmiyorlardı – Milliyet
Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren CHP lideri
Kılıçdaroğlu, “Biz Ecevit geleneğinden geliyoruz. Ecevit’e de afyon
ektirmiyorlardı ‘Ekeceğiz’ dedi. Biz de şeker pancarını ekeceğiz. Köylü de
kazanacak dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim çalışmaları
kapsamında geldiği Çorum’da özetle şunları söyledi:
– ÖNCELİĞİM KENDİ
ÜLKEMİN İNSANI: Şimdi sadece Çorumlular değil gençlerimiz değil, vicdanı
olan bu ülkenin insanına sesleniyorum. 13 yılın sonunda 6 milyon 200 işsiz,
bizim kabul edeceğimiz bir rakam mıdır? İşsizlik olan evde huzur olmaz. Onların
çocukları sınava girmeden otomatikman devlet memuru oluyor. Meclise bir kanun
getirdiler. Yabancıların çalıştırılması hakkında kanun tasarısı. Eleman
ihtiyacımız var, yurt dışından getirip çalıştıracaklar. Dedim arkadaşlara
teklifini çıkarın başbakanın, bakanlarının imzalarını gösterin. 6 milyon 200
bin insan iş bekliyor, onların derdi dışarıdan işçi getirmek. Bu ülkenin
insanı, vicdanı bunu kabul ediyorsa gitsinler oy versinler itirazım yok. Benim
önceliğim kendi ülkemin insanına iş bulacağım diyorsanız adres CHP’dir.
– İLK BAYRAMDA
İKRAMİYE VERİLECEK: Emekli perişan vaziyette. Ramazan ve kurban bayramında
birer maaş ikramiye vereceğiz. Huzur içinde iki bayram geçirsin. Ne diyorlar?
‘Parayı nereden bulacaksın?’ Sözüm söz CHP iktidarında ilk Ramazan
Bayramı’nda, ilk Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye alacaksınız. Sanırsınız
ki, emekliye 10 bin lira vereceğiz de ‘Kaynağı nereden bulacaksınız?’ diye
soruyorlar. Bunun kaynağını sormak bile ayıptır.
– ECEVİT GİBİ
EKTİRECEĞİZ: Taşeron işçiliği de kaldıracağız. Taşeron işçi olmayacak.
Kadrosunu vereceksin kardeşim. Ben bunu söylüyorum. Koro halinde bağırıyorlar,
‘Kaynağını nereden bulacaksınız?’ diye. Bunun kaynağı zaten var. Bunu sen
cebinden ödemiyorsun. Şeker pancçarı ektirmiyorlar. Biz Ecevit geleneğinden
geliyoruz. Ecevit’e de afyon ektirmiyorlardı ‘Ekeceğiz’ dedi. Biz de şeker
pancarını ekeceğiz. Köylü de kazanacak. Kim kaybedecek? ‘Ekmeyeceksin’ diyenler
kaybedecek. Amacımız da o onları susturmak.
– SÖZÜ ALDIK: 7
Haziran’da sandığa gideceğiz. Geçen seçimlrde
CHP’ye oy vermemiş vatandaşlarımızı ikna edin. ‘Yeni bir başlangıç
yapıyoruz. Yaşanacak bir Türkiye inşa edeceğiz. Yolsuzluğu yoksulluğu
bitireceğiz’ deyin. Bunu yapmak için de 4 yıllık bir süre istiyoruz. Gel
beraber sandığa gidip CHP’ye oy verelim diyeceksiniz. Sizden bunun sözünü
istiyorum. Söz mü? Sözü aldık.
Bahçeli: Davutoğlu
doğuda serok batıda Türkmen – Hürriyet
MHP Lideri Devlet Bahçeli, seçim turunda dün Aydın ve
Denizli’deydi. Bahçeli, Başbakan Davutoğlu’na yüklenerek, “Davutoğlu belirsiz
ve tanımsız bir şahsiyettir. Hükmü şahsiyetini Erdoğan’a bağlamış, ipleri
Erdoğan’ın eline vermiştir. Davutoğlu, Erdoğan’a çalışan, başkanlık sistemi
için mücadele veren Truva atı dedi.
Bahçeli, özetle şunları söyledi: “Diyarbakır’da serok Ahmet,
Adıyaman’da mele Ahmet, Osmaniye’de Ahmet Sani olan Doğu’da Kobani’yi
selamlayan, Kandil’e gülücükler saçan, Batı’da bayrak diyen, Türkmen ve Yörük
sömürüsü yapan Davutoğlu’nun ayarı hepten bozulmuş, şaftı tamamen kaymıştır.
SİZDEN ALDI CEBİNE
İNDİRDİ
Ankara’ya 1 trilyon 370 milyara kaçak ve karanlık Saray
yapanlar sizin emeğinizi çalmıştır. Erdoğan sizden almış, cebine indirmiştir.
Erdoğan sizden yürütmüş, vakıflara gizlemiştir. Erdoğan’ın oğlu parlak ve büyük
bir işadamı olurken, sizlerin çocukları iş diye kıvranmaktadır. Malum eski
bakan 700 bin liralık kol saati takarken, akşam eve ekmek götürme kaygısı
taşıyan sizlersiniz.’’
‘KURAN’LA BÜYÜDÜYSE
YOLSUZLUKLA KÜÇÜLDÜ’
(DENİZLİ) “Erdoğan İzmir’de bir kez daha ‘Kuran ile büyüdük,
yaşadık, yürüdük’ demek suretiyle açıklarını manevi sömürüyle kapatmanın
telaşına kapılmıştır. Sorarım sizlere, Kuran ile büyüyen rüşvete çanak tutar
mı, ihanete, melanete, rezalete ortak olur mu ? Kuran ile yürüyen, hırsızları,
uğursuzları Müslüman katillerini över mi? Yanlarında durur mu? Hırsızlıktan
suçüstü yapılanlara, sahte fetvalarla hırsızlığı meşrulaştırmaya çalışanlara
Kuran kapalıdır. Hem çalıp hem ‘Kuran’ demek nasıl bir cürettir? Türk milleti
bugünkü din tacirlerine inanmaz, böylesi bir şirk ve sapkınlığa onay vermez.
Erdoğan eğer Kuran ile büyüdüyse yolsuzlukla küçülmüştür. Kuran ile büyüdüyse
17-25 Aralık’ta ufalmış ve dağılmıştır. Bunların başına Ebabil kuşları taş atsa
yeridir. Bunlar, iblisin kadrosuna isimlerini çoktan yazdırmışlardır.”
Esayan yine ‘büyük
oyun’u çözdü: ABD’de HDP’nin CHP’yi iktidar yapması için anlaşıldı – Dİken
AKP milletvekili adayı ve Yeni Şafak yazarı Markar Esayan,
bir kez daha ‘büyük oyun’u çözerek HDP’nin CHP’yi iktidar yapmak için
çalıştığını, ABD’de bu proje için anlaşma yapıldığını öne sürdü.
Seçimler yaklaşırken ilginç iddialarındaki dozajı artıran
Esayan, bugünkü “Vesayetin son projesi: HDP’ye oy ver, CHP iktidar olsun…
başlıklı köşe yazısında HDP ve CHP’ye yüklendi.
HDP’yi “Post 28 Şubatçıların “Yetenek sizsiniz yarışmasının
torpilli birincisi’ olarak niteleyen Esayan, muhalefet için “Her türlü kirli
yöntemi uygula, yalan konuş ve yediğin tüm haltlar için rakibi suçla. Çamur at
izi kalsın. Bunların hepsi birer proje.
İpleri dışarıda ifadelerini kullandı.
Sandıkların patlaması
lazım
Bu nedenle AKP’ye sadece seçim kazanmak yetmeyeceğini, bütün
dünyaya ‘oyunun‘ farkında olduklarını göstermek için sandıkların patlaması
gerektiğini söyleyen Esayan, “HDP’yi CHP’yi iktidar yapmak için formatlamışlar.
CHP’li bir koalisyonla da Çözüm Süreci’ni ve Yeni Türkiye olasılığını
bitirecekler. ABD’de üzerinde anlaşılan proje bu yorumunu yaptı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümet tarafından ‘terör
örgütü uzantısı‘ olarak nitelenmesine rağmen çözüm sürecinde HDP’nin AKP’ye
ihanet ettiğini öne süren Markar Esayan, “Dün en iyi Kürt ölü Kürttür diyenler,
Kürt kimliğini ve dilini yasaklayanlar, JİTEM ve faili meçhullerden sorumlu
olanlar, bugün HDP’li, Kürtçü kesildiler.
HDP de gazı/talimatı almış, piyango kazanmış gariban Kemal Sunal gibi
havaya girmiş, inkar ve asimilasyonu bitiren bir halk hareketine düşmanlık inşa
Mirası Erdoğan’da’ –
Cumhuriyet
Turgut Kazan: Evren’in yasası hâlâ geçerli. Eren Keskin:
“Evren mirasını Erdoğan’a bırakarak gitti. Osman Başer: 2 tane eli kanlıya ceza
vermekle bu dava çözülmez.
12 Eylül 1980 darbesinin yargılama süreçlerini ve şimdi
hesabın kimden sorulacağını hukukçular gazetemize değerlendirdi:
Diktatörlüğü miras
bıraktı
Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan 12 Eylül
yargılamalarına ilişkin şöyle konuştu: “12 Eylül yargılamaları tamamen bir
tiyatroydu. Duruşmaların her biri bir tiyatro sahnesiydi. Süreçte geçici 15.
maddenin kaldırılması da yargıyı da ele geçirmek için kurulan düzmece bir
oyundu. 12 Eylül’ü yargılayacağız diye bir şey attılar da ne oldu? Evren’in
yasası hâlâ geçerliyken, % 10 barajı hâlâ geçerliyken adil bir yargılamadan,
adaletten söz edilemez. O kişiyi yargılarken onun kurallarıyla yönetim
sağlayamazsınız. İşin özü oyun olduktan sonra mahkûm oldular da ne oldu? O
ihtiyarın yargılanamayacağını hepimiz biliyorduk. Bugünün kahramanının onun
yanında diz çökmüş fotoğrafları varken kimi yargılıyorsunuz ki? Devlet hesap
vermeli ama 12 Eylül’ün değil, bugünün. Evren’de öldü, o günlerin hesabı kime
nasıl sorulabilir? Ancak bugün bütün kötülüklerin daha büyük olduğunu ve
bugünlerin hesabınïn nasıl verileceğini merak ediyorum.
Sistemi yaşıyor
12 Eylül davasına müdahil olan oğlu Cemil Kırbayır’ı
gözaltında kaybeden Berfo Kırbayır’ın avukatı Eren Keskin ise şöyle konuştu:“12
Eylül askeri darbesi Türkiye’de militarizmin en uç noktasıydı. Bir çok acıya
sebep olundu. Baş mimarı da Evren’di. Evren’in ölümüne kimsenin üzülmemesi
bunun en büyük göstergesi. Ancak ölüm ya da kişi üzerine değil, sistem üzerine
konuşmak gerekiyor. Evren öldü, ancak onun sistemi hala yaşıyor. Evren mirasını
Tayyip Erdoğan’a bırakarak gitti. Bugün aynısını Erdoğan yürütüyor. 12 Eylül’ün
acıları değil, tüm kurumları sahipleniliyor.
Yargılama engellendi
80 darbesi döneminde cezaevine girip, cezaevinde avukat
olarak çıkan ve 12 Eylül yargılamalarında da davaya müdahil avukatlardan biri
olan Osman Başer ise süreci şöyle yorumladı: “Bir darbe dönemi kudretli
generali öldü. Ölmesini istemezdim. Çünkü bir dönemin üniversite gençlerine
Mamak’ta, Diyarbakır’da, Metris’te akla hayale sığmayan işkencelere maruz
kaldı. 1980 tarihe düşülmüş kara bir leke. Yargılamalar Türkiye Cumhuriyeti
için kara bir leke. Türkiye gençliği katledildiği bir olay yaşanırken, dava
sahipsiz kaldı. 12 Eylülcüler davasında Türk hukukçular da iflas etti. Güçlü
bir yargılama olmadı. Bunu en başta siyasiler engelledi. 2 tane eli kanlıya
ceza vermekle bu dava çözülmez.
Karar verilsin
Devrimci 78’ler Federasyonu avukatı olan ve 12 Eylül
davasına idam edilen Erdal Eren, Veysel Güney, Necati Vardar, Ali Aktaş’ın
avukat olarak katılan Mehmet Haruş ise davalara ilişkin şunları kaydetti:
“Tahsin Şahinkaya hayatta olduğu için dosya düşmüş değil. Bu aşamada
Yargıtay’ın bir an önce karar vermesini bekliyoruz. Bu mahkumiyet kararı bu 2
generalin nezdinden öte 12 Eylül rejimini mahkûm eden bir karardır. Bu isimler
sembolik ancak tek yürütülen dosyalar bu 2 isim üzerine değil. Ankara
Başsavcılığı’nda sıkı yönetim komutanları, valiler, il emniyet müdürleri,
danışma meclisi üyelerinin soruşturulduğu davalar var. 57 ile dağıtılmış
sistematik işkence soruşturmaları var. Yani bütün dosyalardan hızla karar
çıkmalı. Ben bir dönemin kesinlikle kapandığını düşünmüyorum. 12 Eylül’ün tüm
kurumları ayaktayken dönem kapanmaz.
Nasıl bilirdiniz? –
Cumhuriyet
12 Eylül’ün binlerce mağduru Evren ve darbesiyle yaşanması
gereken tarihi hesaplaşmanın hayata geçememesine tepkili. 12 Eylül darbesininin
“lideri Kenan Evren için, darbe mağduru ve mağdur yakınlarının itirazlarına
karşın “7. Cumhurbaşkanı sıfatı nedeniyle salı günü Ankara’da “ulusal cenaze
töreni düzenlenecek. Cunta yönetiminin mağdur ettiği onbinlerce mağdur ve
mağdur yakını “devlet töreni düzenlenmesi ni protestoya hazırlanırken, “Devlet
Cenaze Yönetmeliği gereği resmi tören düzenleneceği belirtiliyor. Yönetmelik
gereği Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü başkanlığında dün yapılan
toplantıda Evren’in cenazesinin ayrıntıları ele alındı. Dışişleri Bakanlığı’nda
bugün de ulusal cenaze töreni için çalışmalar devam edecek. Evren’e yönelik
tepkiler dikkate alınarak, programın buna göre şekillenmesi bekleniyor.
Devlet mezarlığı
Evren Salı günü düzenlenecek ulusal cenaze töreniyle Devlet
mezarlığına defnedilecek. Evren’in naaşı Salı günü sabah saatlerinde GATA’dan
cenaze aracı ile Genelkurmay Başkanlığı karargahına getirilecek ve Genelkurmay
Başkanlığı yaptığı için burada askeri bir tören düzenlenecek. Törene, ordunun
komuta kademesi ile eski komutanlar katılacak. Yönetmeliğe göre ikinci törenin
Meclis’te yapılması gerekiyordu. Ancak Meclis tatilde olduğu gerekçesiyle bu
törenden vazgeçildiği, ailenin de Meclis’te tören istemediği iddia edildi.
Cenaze namazının ise Ankara’nın yeni protokol camisi olarak da adlandırılan
Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılınması üzerinde duruluyor. Yönetmelik gereği,
törende Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı tören taburu ve bandosu görev alacak.
Evren’in naaşı, top arabası üzerinde taşınacak.
‘Özal gibi olmayacak’
Dışişleri kaynakları da yönetmeliğe karşın Evren için aynı
büyüklükte ve özende bir tören yapılmayacağını ancak bunun için nihai talimatın
beklendiğini belirtti. Yetkili, son anımsanan cenaze töreninin Turgut Özal
olduğunu anımsatarak, “Ancak o gün yapılanlara karşın, bugünün koşullarına göre
bir tören düzenlenecek. Aynısının olacağını söyleyemeyiz dedi.
Hükümet mağdurları
reddetmişti
Evren için “devlet töreni düzenlenmesine özellikle darbe
mağdurları ve yakınları karşı çıkıyor. Devlet töreninin yapılmaması için ancak
yasal düzenleme ile mümkün oluyor. Ancak hükümet şimdiye kadar bu yönde
düzenleme yapmadığı gibi mağdurların başvurusunu da redddetti. 12 Eylül Girişim
Grubu, geçen Mart ayında Başbakanlık’a yazılı başvuruda bulundu. Başvuruda,
Evren’in ölmesi halinde devlet törenin “darbeyi meşrulaştırmak anlamına
geleceğine dikkat çekilmişti. Evren için “devlet töreni yapılmaması için yasal
düzenleme yapılması talebine yer verildi. Başvuruya BİMER aracılığıyla yanıt
veren Dışşileri Bakanlığı, yasal düzenleme konusunda herhangi bir yorumda
bulunmazken, Devlet Cenaze Töreni Yönetmeliği’ni vurgu yaptı.
Alacağımız var –
Cumhuriyet
12 Eylül darbesinin ardından gözaltında kaybedilenlerin
yakınları, darbenin mimarı Kenan Evren’in kendileriyle yüzleşmeden öldüğüne
dikkat çekiyor.
Anamızın yüzüne
bakamadı
Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Berfo Kırbayır,
Şubat 2013’de hayata gözlerini yumdu. Ömrünün neredeyse yarısını 80 darbesi
döneminde gözaltında kaybettiği oğlu Cemil Kırbayır’ın kemiklerini arayarak
geçiren ‘Berfo Ana’, ölümünden bir gün önce “Oğlumun davasını çözün,
kemiklerini bulun. Beni onlarla gömün. Kenan Evren nerede? demişti. Cemil
Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır Evren’in ölümüne ilişkin şunları söyledi:
“Onurlu yaşam kimsenin malına, namusuna, canına zarar
vermeden yaşamaksa bu insan onurlu yaşamadı. Onurlu yaşam insanların yüzüne
bakabilecek cesarette olmaktır. Bu insan Berfo Anamızın yüzüne bakabildi mi?
Onurlu yaşayan alacaklı olmalı verecekli değil. Evren hesap veremedi. Bu toplum
ondan alacaklıydı. Berfo Ana ölmeden önce mahkemeye ambulansla, tekerlekli
sandalyeyle giderken, Evren gelmemişti. Berfo Ana hep ‘Neredeysen çık gel,
yüzleş’ diye seslendi. Biz yıllardır kemiklerimizin peşindeyiz. Hâlâ da öyle
alacağımız var.
12 Eylül askeri darbesinin acısı her cumartesi Taksim’de
Galatasaray Lisesi önünde ‘‘Cumartesi Anneleri nin buluşmasıyla yaşanmaya devam
ederken, 528. oturumun ardından 80 darbesini gerçekleştirip 7. Cumhurbaşkanı
olan Kenan Evren cumartesi gecesi hayatını kaybetti. Evren’in adını bir an
ağzından düşürmeyen evlat acısı yaşayan Cumartesi Anneleri ve bu kişilerin
yakınlarıydı. Evren’in ölümünün ardından 1980 darbesiyle birlikte gözaltında
kaybolanların yakınları Cumhuriyet’e konuştu:
Hep yarım kaldık
Gözaltında kaybedilen
Nurettin Yedigün’ün kardeşi Muzaffer Yedigün:
Annem hep ‘Sen öbür dünyaya da gitsen Kenan Evren, iki elim
yakanda olacak’ derdi. Benim annem yüzlerce acı çeken anadan biriydi. Bugün o
kadar yaşlı ki Evren’in ölümünün bile farkında değil. ‘Oğlumun kemikleri’ sözü
ise hâlâ dilinde. Evren bu ahlarla 98 yaşına kadar yaşadı. Bu insan bizlerin
ailelerini böldü, evlatlarını aldı. Bizler hep yarım kaldık. Onun için biz
hakkımızı helal etmiyoruz. Eğer öbür dünya diye bir şey varsa , ahiret varsa
hesap sorulacağına inanıyoruz. Biz 35 yıldır ne bayram gördük, ne düğün. Bizim
evimizde hep gözyaşı oldu. Ağabeyimin cenazesini görmediğimiz için hep bir
umutla bekledik. Babam 98’’e kadar cenaze aradı. Devlet ise hep 3 maymunu
oynadı. Bizim arayışımız devam ediyor, Evren ölmüş kalmış bize ne. O adam rahat
uyumayacak. Ancak Evren için, bu cani, katil için devlet töreni yapılırsa
devlet bir daha 3 maymunu oynamış olur. Eğer tören olursa ağabeyimin,
yakınlarımızın kemikleri sızlar.
Ölümünün hükmü yok
Gözaltında kaybedilen
Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan:
Annem 1 haftadır yoğun bakımda. Bu haberi de ona iletemedik.
Ancak yaşayan iki sanığın da cezalandırılmasını ilettiğimizde yüzünde bir
tebessüm oluşmuştu. Kenan Evren sadece bir semboldü. Şu anda ölümünün bir hükmü
yok. Çok ocak yaktı, bunun cezasını da tam anlamıyla ödemedi. 12 Eylül’le tam
bir hesaplaşma olmadı. Başbakanlık, TBMM, CHP, biz 2 aile davalara müdahildik.
Dava kamuoyunun vicdanını inciten bir yöntemle gerçekleşti. Şahin’in düzmece
raporlarına itaat edildi. Yapılan bir yargılama değildi, hukukçu olarak bunu
çok iyi biliyorum. Sıcak yataklarından ifade verdiler tanığım. Bu süreç
yaşanmışken, cenaze töreni için de iktidarın tutumunun farksız olacağını
beklemiyorum. Ancak devlet tören düzenlerse yüreğimize hançer bir daha
saplanır. İktidar da kendini öldürmüş olur.
Zihniyet değişmedi
Gözaltında kaybedilen Veysel Güney’in yeğeni Doğan Güney:
Biz ölmelerini hiç istemiyorduk. Azap çekmelerini istiyorduk. Ölüm darbeciler
için bir kurtuluş yolu. Evren’i toprağın bile kabul edeceğine inanmıyorum. Biz
ölse de bu mücadelenin peşindeyiz. Bir devir ölümle kapanmadı. O günün Evren’i
bugünün Recep Tayyip Erdoğan.
Erdal’ı 3 ayda
astılar, Evren’in cezasını 11 ay onamadılar
Hayrettin Eren 20 Kasım 1980 günü gözaltına alındıktan
sonra, bir daha haber alınamadı. Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, “Kenan
Evren insanlık suçu işlemiş, insan bile diyemeyeceğim bir varlıktır. 11 ay önce
yargılandı, cezalandırıldı. Ancak bu devlet 3 ayda Erdal Eren için infaza karar
verip uygularken, Evren’in kararını 11 ayda onamadı. Bu ülke hâlâ Kenan Evren
yasalarıyla yönetiliyor. Bu memlekete verilen zararı ortaya koyuyor. Kenan
Evren bizimle yüzleşmeden öldü. Ne zaman öldüğü, öleceği beni hiç
ilgilendirmiyor. Bizimle yüzleşmeden, cezası onanmadan ölmesi sadece üzdü. O
cezanın onanması halka örnek teşkil edecekti. Bugün kimse benzer sahneleri
yaşamayacağımızın garantisini veremez. O ölmüş ne ki bizim yakınlarımızın
kemikleri getirilmedi, bizler yaşarken öldük diye konuştu.
Kenan Evren’in ölümü
dış basında: Darbe lideri hayatını kaybetti – Hürriyet
Türkiye’nin yedinci Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül askeri
darbesinin lideri Kenan Evren’in ölümü, dış basında da yer buldu.
İşte Evren’in ölümünün ardından uluslararası basında çıkan
haberlerden alıntılar:
REUTERS:
Türkiye’deki 1980 darbesine öncülük eden eski genelkurmay başkanı ve
cumhurbaşkanı Kenan Evren 97 yaşında öldü. Türk ordusunun siyaset üzerinde on
yıllarca süren nüfuzunun sembolü olan Evren, geçen Haziran’da müebbet hapis
cezasına çarptırılmıştı.
Yaygın işkence, tutuklama ve ölümlerle sonuçlanan 1980
darbesini gerçekleştirdiği için hüküm giyen Evren, sağlık sorunları nedeniyle
duruşmalara katılmamıştı. Evren hem bu yüzden hem de ilerlemiş yaşı sebebiyle
cezaevine girmemişti.
AFP: Türkiye’de
bazılarınca bir ulusun kurtarıcısı, bazıları tarafından ise eli kanlı bir adam
olarak görülen eski cunta lideri Kenan Evren 97 yaşında öldü.
Yaptığı askeri darbeden sonra 50 kişi asıldı, onlarca insan
işkenceden öldü, tüm siyasi görüşlerden 600 bini aşkın insan da tutuklandı.
AP: Kenan Evren 5
bin kişinin ölümüne neden olan çatışmaları sonlandırdığı için o dönem kahraman
olarak görülüyordu. Ancak kısa süre sonra ülkenin en tartışmalı liderlerinden
biri haline geldi. Ve daha çok eski militanlara ve destekçilerine yapılan
işkencelerle, özgürlükleri kısıtlayan anayasayı yürürlüğe sokmasıyla ve ordunun
siyasetteki rolüne resmiyet kazandırmasıyla hatırlanır oldu.
NEW YORK TIMES:
Türkiye tarihindeki en sert baskıyı uygulayarak bir askeri darbeye öncülük eden
ve 30 yıl sonra bu yüzden hüküm giyen General Kenan Evren, 97 yaşında öldü.
12 Eylül 1980’deki darbe gerçekleştiğinde, Türkiye’de
neredeyse anarşi hakimdi. Siyasi çeteler birbiriyle savaşıyordu. Silah ve bomba
sesi rutinleşmişti. Komutanlar, 1979’da İran’da gerçekleşen devrime benzer bir
gelişmenin Türkiye’de de yaşanmasından ve mevcut düzenin yıkılmasından
korkuyordu. Şiddet olayları öyle bir noktaya ulaşmıştı ki birçok Türk, askeri
müdahaleyi destekliyordu. Ancak çok az kişi, ardından yaşanacaklara
hazırlıklıydı.
Beş kişilik bir cunta yönetimine başkanlık eden General
Evren, kendisini cumhurbaşkanı ilan etti. Sıkıyönetim döneminde, aralarında çok
sayıda sanatçı ve entelektüelin de bulunduğu 500 bin kişi siyasi suçlamalarla
hapse atıldı. İşkence yaygındı. Yaklaşık 300 mahkum hapiste öldü. Bazıları
işkencedendi. Diğerlerininse intihar ettiği, “çatışmalarda” ya da
kaçmaya çalışırken öldüğü bildirildi. 50 kişi asıldı.
General Evren, meydanlardaki halka, “Asmayalım da
besleyelim mi?” diye sordu.
BBC: Türkiye’nin
eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 97 yaşında hayatını kaybetti. General Evren 12
Eylül 1980’de yaptığı askeri darbeyle hükümeti devirdi. 1989 yılına kadar
cumhurbaşkanlığı yaptı. Doksanlı yaşlarında yargılandı ve geçen sene müebbet
hapis cezasına çarptırıldı.
Darbe sırasında yaklaşık 600 bin kişi gözaltına alındı ve 50
kişi asıldı. Tüm siyasi partiler yasaklandı. Özellikle solcu aktivistler hedef
alındı.
Eski cumhurbaşkanı Ankara’daki bir hastanede öldü. Sağlık
durumu 2012’den beri kötüydü. Hüküm giydiği duruşmaya çıkamamıştı.
Soma’yı unutmadık
unutturmayacağız – Milliyet
Soma’da geçen yıl 13 Mayıs’ta meydana gelen faciada hayatını
kaybeden 301 madenci, ailelerinin de katılımıyla düzenlenen dev bir yürüyüşle
anıldı
Manisa’nın Soma ilçesinde, geçen yıl 13 Mayıs’ta meydana
gelen maden faciasında yaşamlarını yitiren 301 işçi, ölüm yıl dönümünden 3 gün
önce Anneler Günü’nde düzenlenen yürüyüş ve mitingle anıldı. Sosyal Haklar
Derneği Soma Temsilciliği ve ölen madencilerin aileleri tarafından düzenlenen
mitinge yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Ege Linyit İşletmeleri (ELİ) Müessesi
Müdürlüğü önünden toplanan madenci aileleri ve yakınları 301 maden şehidinin
ismi yazılı pankart açtı. Türkiye Maden İşçileri Sendikası Ege Bölgesi Soma
Şubesi binasının üzerine, beyaz kurdele resmi bulunan siyah pankart asıldı.
’Soma uyuma madencine sahip’, ’Soma’nın hesabı sorulacak’,
’Soma’yı unutmadık, unutmayacağız’ sloganları atan grup, Atatürk Caddesi takip
ederek Cengiz Topel Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüşün yapıldığı güzergah ve
mitingin yapılacağı alan polis tarafından demir bariyerlerle kapatıldı.
Yaklaşık 800 polis görev yaparken, miting alanına girişlerde kontrol noktaları
oluşturuldu.
‘2 çocuğum yetim
kaldı’
Miting alanına girenlerin tek tek üst araması yapıldı.
Yürüyüşe, CHP Manisa milletvekilleri Özgür Özel, Hasan Ören, CHP İstanbul
Milletvekili aykut erdoğdu, Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum
Türker, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili ve İzmir
Milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının
temsilci ve üyeleri, çok sayıda Somalı esnaf ve vatandaş katıldı.
301 madencinin ismi yer alan madenci pankartı önünde
yürüyüşe katılan faciada yaşamını kaybeden İsmail Coşkun’un eşi Hüsniye Coşkun,
“2 çocuğum yetim kaldı. Sorumluları kim? diye bağırıp, sinir krizi geçirdi.
Fenalaşarak yere yığılan Coşkun güçlükle kendine getirildi. Cengiz Topel
Meydanı’nda, 301 maden şehidi için saygı duruşunda bulunulmasının ardından
konuşmalar yapıldı.
Kürsüye maden faciasında hayatını kaybeden Mustafa Kaya’nın
eşi Naciye Kaya geldi. Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen mağdur olan
301 madenci ailesi için hiçbir şey yapılmadığını öne süren Kaya, “İlk günden
itibaren devlet biz madenci ailelerini mağdur etmeyeceğini ve her türlü
ihtiyaçlarımızın karşılanacağına söz verdi. Ancak, verilen sözler yerine
getirilmedi dedi. Konuşması sırasında fenalaşan Kaya’ya sağlık ekipleri
müdahalede bulundu.
‘Başka eşler
ağlamasın’
Maden şehidi Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak da “Bizler
çok acılar çektik, çekmeye de devam ediyoruz. Başka analar ve babalar
ağlamasın. Başka eşler, başka kardeşler ağlamasın. Madenlerde iş sağlığı ve
güvenliği sağlansın. İş cinayetleri yaşanmasın dedi. Diğer madenci yakını
kadınlar da kürsüden, her gün yaşadıkları acıları dile getirdi. Madenci eşleri
ve anneleri acılarıyla başbaşa kaldıklarını, babalarını soran çocuklara cevap
veremediklerini söyledi.
Madenci ailelerine seslenen CHP Manisa Milletvekili Özgür
Özel de, “Biz 7 Haziran genel seçimlerden sonra iktidara gelirsek özel
madenlerde çalışan bütün madencileri kadrolu işçi yapacağız. Onlara insanca
yaşama hakkını vereceğiz dedi. Kalabalık grup daha sonra, sessiz ve olaysız
dağıldı.
Dönene kadar rapor –
Hürriyet
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in geçirdiği
prostat ameliyatı nedeniyle aldığı raporda kullandığı bir ifade, tartışmayı da
beraberinde getirdi. Tartışma, Özel’in sağlık sorunları nedeniyle izin
aldığının kamuoyuna yansımasından sonra Başbakanlık kaynaklarına dayanılarak
verilen ve Özel’in ‘15 günlük rapor’ alıp daha sonra görevine döneceği
haberlerinden sonra başladı.
Başbakanlık kaynakları, iki haftalık süreden bahsetse de
güvenilir kaynaklar Hürriyet’e, Özel’in raporunda herhangi bir süre bulunmadığını
vurguladı. de asker raporlarında, iznin başladığı tarihin yer aldığı, ne
zaman geri dönüleceğine dair bir tarihe ise yer verilmediği belirtildi. “Şu
tarihten itibaren raporluyum denir. Sağlık sorunu olduğu için ne zaman
dönüleceği belli olmaz. Bu nedenle raporda net bir dönüş tarihi yazılmaz
denildi.
GELİŞMELERİ İZLEYECEK
Özel’in raporunda da net bir tarih bulunmazken, “Dönene
kadar görevime Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar vekalet
edecektir ibaresinin yer aldığı öğrenildi. Askeri çevreler ise Özel’in alışık
olunmayan şekilde ‘dönene kadar’ vurgusuyla hükümete Adana’da durdurulan MİT
TIR’larıyla ilgili Jandarma’ya yönelik suçlamalar ve eski Adana İl Jandarma
Alay Komutanı Albay Özkan Çokay’ın tutuklanmasından dolayı bir mesaj verdiğini
ileri sürdü. Kulislerde, “Özel, gelişmeleri yakından izleyecek. Bunun için
hükümete bir süre verdi. Eğer Paralel yapılanma iddialarıyla ilgili TSK
personeline yönelik suçlamalarda bir değişiklik olmaz ise geri dönmeyebilir
denildi. Bir kaynak, “Çünkü dönene kadar ifadesine gerek yok. Komutanlar
sözlerini dikkatle seçerler. Ama kime nasıl bir mesaj vermek istedi bunu
bilemem dedi. Özel’in Jandarma’ya yönelik suçlamalar ve tutuklamalar nedeniyle
Adalet Bakanı ve müsteşarıyla bir araya geldiği ve rahatsızlığını dile
getirdiği de ileri sürüldü.
Doğalgaz için tarihi
imza atıldı – Star
Afşin-Elbistan-Divriği
doğalgaz sözleşmesi imzalandı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
“Kendimizden daha çok sevdiğimiz çocuklarımıza daha iyi bir Türkiye
bırakmak için bütün bu yatırımları devam ettirmemiz lazım” dedi.
Yıldız, Afşin-Elbistan A Santrali’nde düzenlenen
“Afşin-Elbistan ve Divriği Doğalgaz Boru Hatları Yapım İşi İmza
Töreni”nde, Kahramanmaraş’ın zengin kaynaklara sahip illerden biri
olduğunu söyledi.
Afşin ve Elbistan ilçelerindeki linyit rezervine değinen
Yıldız, buradaki projelerin aynı zamanda Türkiye’nin büyümesine katkı
sunacağını vurguladı.Türkiye’deki linyit rezervlerinin üçte birinin bu bölgede
olduğunu anımsatan Yıldız, bunların Türkiye ekonomisine kazandırılmasıyla
ilgili birçok girişimlerinin olduğunu kaydetti.
Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının “çevreye
rağmen” değil, çevreyle uyumlu bir şekilde ekonomiye kazandırılması
gerektiğini dile getiren Yıldız, şöyle konuştu:
“Enerji sektörü olarak 13 yılda Kahramanmaraş sınırları
içerisine yaklaşık 3 milyar liralık yatırım yaptık. Tükettiği elektriğin daha
fazlasını üreten bir ildeyiz. Bu kömür havzasında kurulu olan 2 bin 800
megavatlık ünite dışında 8 bin megavatlık termik santral üniteleri daha
kuracağız. Yani Afşin-Elbistan, yalnızca Kahramanmaraş veya Türkiye’nin projesi
değil, uluslararası yatırımcıları da ilgilendiren önemli bir bölgedir. Bazen
insanlar yaşadıkları bölgede her zaman iç içe olduğu için bunun farkında
olmayabiliyor. Bu çok ciddi bir zenginlik, önemli bir kaynak. Bu yüzden bizim
burada amacımız 80-85 milyon ton kömür çıkartmak ve 45 milyon kilovatsaatlik
bir elektriği buradan üretmektir.”
Yıldız, Türkiye’de 72
kente doğalgaz götürüldüğünü anımsattı.
Türkiye’ye hizmet etmeyi sürdüreceklerini anlatan Yıldız,
“Halkımızın zihninde tereddütler oluşturmaya çalışanlar var. O boş vaatler
konusuna hiç girmeyeceğim çünkü kendimizden daha çok sevdiğimiz çocuklarımıza
daha iyi bir Türkiye bırakmak için bütün bu yatırımları devam ettirmemiz
lazım” diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da bugünkü imzanın,
çözüm üreten siyasetin önemli bir ürünü olduğunu dile getirdi.
Milletin iradesinin taşıyıcısı olan siyasetin yansımadığı
her noktanın karanlık ve korsan olduğunu vurgulayan Ünal, “Bu milletin
iradesi, millet adına devletin her noktasını denetleyecek ve devletin her
noktasına yansıyacaktır. O yüzden siyaset kurumunu güçlendirmek, siyasette
temsili artırmak, siyasetin itibarını yüceltmek zorundayız” ifadelerini
kullandı.
Konuşmaların ardından 200 kilometrelik doğalgaz boru
hattının yapım işine ilişkin sözleşme, firma yetkililerinin katılımıyla
imzalandı.
Barzani, ABD’den
‘bağımsız Kürdistan’ mesajı ile ayrıldı – T24
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın
davetlisi olarak Washington’a giden Irak Kürdistanı Bölgesi Federe Başkanı
Mesut Barzani’nin yedi günlük Amerika ziyareti son erdi.
Barzani, başta IŞİD saldırıları olmak üzere Bağdat, Erbil
ilişkileri bağlamında Kürdistan’ın olası bağımsızlık ilanını ABD yetkilileri
ile görüştüler. Görüşmelere ABD Başkanı Obama, Başkan Yardımcısı Joe Biden ve
Kürdistan Başkanı Barzani ile birlikte her iki ülkenin üst düzeyde yöneticileri
katıldı. Barzani ayrıca ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri ve Senato üyeleri ile bir araya geldi.
Obama ile Barzani’nin görüşmesi ardından tarafların
yaptıkları açıklamalarda, ABD ve Kürdistan heyetlerinin her konuyu detaylarıyla
masaya yatırdıkları, görüşmenin mutabakata varılarak başaralı geçtiği
açıklandı. Gerek Beyaz Saray gerekse Kürdistan heyeti, masaya yatırılan konular
ve mutabakata varılan noktalara ilişkin detaylı bir açıklamada bulunmadılar.
Toplantıların ana
konusu, Kürdistan’ın bağımsızlığı
Buna karşın Kürdistan Federe Hükümeti ve ABD’nin müttefik
iki güç olduğu, bölgede güvenlik ve IŞİD’in geriletilmesi konularında Kürdistan
Federe Hükümeti’nin doğrudan ABD’nin muhatabı olduğu Amerikalı yetkililer
tarafından özellikle dile getirildi.
Irak Kürdistanı Bölgesi Federe Başkanı Mesut Barzani’nin
sırasıyla Amerika Ticaret Merkezi, Atlantik Konseyi Enstitüsü ve ABD’de yaşayan
Kürtlerle buluşmasında yaptığı konuşmalarda Beyaz Saray görüşmesinin detayları
bir ölçüde ortaya çıktı.
Her üç toplantının ana konusu Kürdistan’ın bağımsızlığına
ilişkin oldu. Kürt ulusunun kendi geleceğine kendisinin karar vereceğini
belirten Barzani, Kürdistan’ın bağımsızlığının Kürtlerin doğal hakkı olduğunu
bir kez daha vurguladı.
‘Irak bölünecek,
bağımsız Kürdistan yolda’
Atlantik Konseyi Enstitüsü’nde “Kürdistan’ın olası
bağımsızlığına ilişkin bir tarih verebilir misiniz sorusuna Barzani, “belirli
bir tarih vermem ancak, bağımsız Kürdistan yolda. Irak’ın toprak bütünlüğü uzun
sürmeyecek dedi.
IŞİD savaşı sonrası farklı bir durumun ortaya çıktığını
söylen Barzani, daha önce hiçbir devletin ‘Kürt devleti’ sözünü duymak
istemediğini hatırlatarak, ancak şimdi birçok ülkenin açıktan bağımsız
Kürdistan’a giden süreci desteklediğini ifade etti.
Daha önceki ABD ziyaretlerini bu ziyaretle kıyaslayan
Barzani, gerek ABD Temsilciler Meclis’inde gerek Senato’da gerekse sivil toplum
örgütlerinde Kürdistan’ın bağımsızlığını destekleyen ve Kürdistan’ın yanında
olacak önemli sayıda Amerikalı dostları görmekten memnun olduğunu söyledi.
Siyasi gözlemciler, Beyaz Saray’ın Kürdistan’ın bağımsızlığı
konusunda daha önceki karşı pozisyonunu Irak’taki politik, ekonomik ve askeri
gelişmelere paralel olarak nötr pozisyonuna çevirdiği konusunda hemfikriler.
Barzani,
ziyaretlerini Avrupa’da devam ettirecek
Irak’ın yakın gelecekte ikili federal bir yapıdan Şii, Sünni
ve Kürtlerden oluşan üçlü konfedere bir yapıya geçmesi bekleniyor. Konfedere
bir Irak, başta ABD olmak üzere uluslararası kamuoyunun projesi olarak gündemde
duruyor.
Mesut Barzani’nin ABD gezisi sırasında “Irak bölünecek
belirlemesi, Kürtlerin konfedere bir Irak’ın sorunlarını çözümüne katkı
sunacağına inanmadığının açık telaffuzu olarak okunabilir. Uluslararası kamuoyu
ününde Kürtler, oyunbozan pozisyonuna düşmemek için bu projeye açıktan karşı
olduklarını söylemiyorlar. Konfedere Irak’ın gereken sonucu vermemesi
durumunda, Kürtlerin diyalog ile barışçıl yollardan Bağdat’tan ayrılarak
bağımsızlıklarını ilan etmeleri bu eşiğin geçilmesinden sonra gündeme gelmesi
bekleniyor.
ABD gezisinden memnun ayrılan Irak Kürdistanı Bölgesi Federe
Başkanı Mesut Barzani, Avrupa’ya geçerek Çek Cumhuriyeti ve Macaristan
ziyaretlerini gerçekleştirecek.
Muhafazakâr Parti’ye
öfke – Hürriyet
İngiltere’nin başkenti Londra’da Muhafazakâr Parti’nin
beklenmedik bir seçim zaferi kazanarak tek başına hükümet kurma fırsatını elde
etmesinin ardından önceki gün düzenlenen protesto gösterilerinde 17 kişi
gözaltına alındı.
Muhafazakâr Parti Genel Merkezi önünde toplanan yüzlerce
protestocu Downing Sokağı 10 Numara’daki Başbakanlık konutuna yürüdü ve slogan
atarak yeni hükümetin izlemesi beklenen
kemer sıkma politikalarını eleştirdi. Devlet harcamalarında kesintiye gidilmesini
istemediklerini belirten protestocular “Direneceğiz ve “Kesintileri durdurun
yazılı pankartlar taşıdı. Metropolitan Polis Teşkilatı konu ile ilgili
yayınladığı basın açıklamasında “Çok az sayıda protestocunun polise çeşitli
objeler atarak huzuru bozduğunu ve çıkan arbedede 4 polis memuru ve bir
teşkilat çalışanının hafif yaralandığını ancak hiçbir protestocunun yara
almadığını söyledi.
Beyaz Saray için
yarış başladı – Milliyet
Kasım 2016’daki başkanlık seçimi için adaylar bir bir
sahneye çıkıyor. Demokrat Parti’de Hillary Clinton rahat gözükürken
Cumhuriyetçi Parti’de aday listesi kalabalık
ABD’de 8 Kasım 2016’da yapılacak başkanlık seçimlerine 1.5
yıl kala iki partinin aday adayları belli olmaya başladı. Demokrat Parti’de
Hillary Clinton tek ciddi aday adayı olarak ön seçimlere ilerlerken
Cumhuriyetçi Parti’de şimdiden 6 aday adayı yarışıyor. Üstelik partinin
başkanlığa en yakın görülen ismi Jeb Bush henüz adaylığını resmi olarak
açıklamadı bile… Önümüzdeki bir yıl boyunca yapılacak ön seçimlerin ardından
partilerin Beyaz Saray adayları gelecek yıl Temmuz ayında netleşecek. ABD
Başkanı Barack Obama’nın ardından Oval Ofis’te oturmaya talip olan isimler şu
ana kadar şöyle:
Demokrat Parti’de
Hillary tek başına
– Hillary Clinton:
Demokrat Parti’nin adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Son anketlere göre
Demokratların yüzde 80’i, Amerikalıların yarısı Hillary Clinton’u (67)
güvenilir bulduklarını söylüyor. Ancak Cumhuriyetçiler şimdiden bütün
enerjilerini Clinton’ı yıpratmak için kullanıyor. Dışişleri Bakanı olduğu
dönemde yaptığı özel yazışmaları silmiş olması ve Bingazi’de 2012 yılında
buradaki Amerikan başkonsolosluğuna karşı düzenlenen saldırılardaki rolü en çok
başını ağrıtacak konulardan. Eski başkan Bill Clinton ile birlikte kurduğu
Clinton Vakfı’nın maddi ilişkileri de şimdiden mercek altına alındı.
– Bernie Sanders:
ABD Temsilciler Meclisi’nde 16 yıl görev yaptıktan sonra 2007’de Senato’ya
seçilen Bernie Sanders (73) bugüne kadar seçimlere hep bağımsız aday olarak
girdi.
Senato’daki tek sosyalist olduğunu söyleyen Sanders,
önümüzdeki seçimlerde başkanlığa aday olabilmek için Demokrat Parti’ye geçti.
Vermont eyaleti senatörü politikaya girmeden önce marangoz,
sinemacı, yazar ve araştırmacı olarak kısa dönemli işlerde çalıştı.
Sanders 330 bin dolar şahsi servetiyle yarıştaki en fakir aday
adayı.
Cumhuriyetçi Parti’de
Çay Partisi etkisi
– Senatör Ted Cruz:
Teksas eyaletini temsil ederek Senato’ya giren ilk Hispanik politikacı. Ancak
azınlıklarla ilgili duruşundan çok Cumhuriyetçi Parti’nin Radikal kolu Çay
Partisi’ne yakın görüşleriyle tanınıyor. Senato’da fikirlerine ve eylemlerine
dikkat edilen isimlerden biri… Senatör Cruz (44) Senato’nun etkili Silahlı
Kuvvetler Komitesi’nde görev yapıyor. Başından beri ABD’nin Suriye’ye hiç
karışmaması gerektiğini savunuyor. “İsrail’den nefret etmek Amerika’dan nefret
etmektir diyor. Cumhuriyetçi Parti çizgisine uygun olarak kürtaja ve eşcinsel
evliliğe karşı.
– Senatör Rand Paul:
Senato’da Kentucky eyaletini temsil eden Rand Paul’ün (52) asıl mesleği göz
doktorluğu… Çay Partisi hareketine yakınlığıyla tanınan Paul, genel olarak
hükümetin vatandaşların işlerinden uzak durması gerektiğini düşünüyor. Mesela
Amerikan Merkez Bankası’na karşı…
Amerikan ordusunun farklı ülkelerde çeşitli şekilde rol oynayabileceğini
savunuyor.
– Senatör Marco
Rubio: Senato’daki üç hispanik politikacıdan biri olan Marco Rubio (44)
seçimlerin kilit konusu göçmenliğe en hakim isimler arasında sayılıyor. Annesi
ve babası Küba’dan 1956 yılında göç eden Rubio’nun genç ve latin seçmene hitap
edebileceği düşünülüyor. Senato’ya 2011 yılında giren Rubio, burada Dış
İlişkiler Komitesi’nde görev yapıyor. Suriye’de ılımlı muhaliflere silah
verilmesini ve IŞİD’in bombalanmasını destekliyor ancak direkt bir müdahaleye
karşı çıkıyor.
– Ben Carson:
Şimdiye kadar aday adaylığı en çok şaşırtan ve tartışılan isim Ben Carson (63)
oldu. Dünyada başından yapışık ikizleri ayıran ilk beyin cerrahı olan Carson,
2013 yılında ABD Başkanı Obama’nın da katıldığı Ulusal Dua Kahvaltısı’nda
muhafazakar Kanada yakın muhalif bir konuşma yaptıktan sonra Cumhuriyetçilerin
ilgisini çekmişti. Yale Üniversitesi mezunu cerrah, eşcinsel evliliğe karşı,
evrime inanmıyor, dış politikayla ilgili görüşleri ise bilinmiyor.
– Carly Fiorina:
Dünyaca ünlü bilgisayar ve teknoloji şirketi Hewlett-Packard’ın eski yöneticisi
Carly Fiorina’nın (60) başkanlık seçimlerine gireceği uzun süredir tahmin
ediliyordu. Nitekim Fiorina, aday adayları arasında ekonomiden gerçekten
anlayan tek kişi olduğunu hatırlatarak başkanlık koltuğuna talip oldu. Fiorina
80 milyon dolarlık şahsi servetiyle en zengin aday adayı.
– Mike Huckabee: Eski Arkansas valisi Mike
Huckabee (59) başkanlık için ikinci kez aday adayı oluyor. Aynı zamanda rahip
ve televizyon yorumcusu olan Huckabee’nin rock müzik grubu da var. Göçmenliğe,
eşcinsel evliliğe ve kürtaja karşı. ABD’nin askeri harcamalarını artırması
gerektiğini savunuyor.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com – www.navendalekolin.com – www.lekolin.org – www.lekolin.net – www.lekolin.info
0
21
TR
:” ”
:””
” “,” ”
:” ”
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkeziwww.lekolin.com-www.navendalekolin.com-www.lekolin.org-www.lekolin.net–www.lekolin.info