PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, YPS’nin tarihe not düşecek bir direniş sürecini ortaya çıkardığını, AKP’nin gençlerin YPS’lileşmesinden çok büyük korku duyduğunu belirterek, tüm YPS üyelerinin ikinci mücadele yılını, YPS’nin resmi internet sitesine yazdığı yazı ile kutladığını belirtti
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan YPS’nin birinci
kuruluş yıldönümü vesilesiyle YPS’nin resmi internet sitesine
(http://yps-online.com ) bir yazı yazdı. Kürdistan’da demokratik özerklik ilanı
ve bu temelde gelişen şehir direnişlerinin, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin tarihinde
yeni bir aşama olduğunu belirten Karayılan, şehir direnişleri sürecinin öne
çıkan beş özelliğine dikkat çekti.
Tek Ulus Yaratma İstemi Bağrında Soykırım Taşıyor
Çağımızda merkezi yönetimlerin değil, yerel yönetimlerin
daha fazla gelişmekte olduğunun bir gerçeklik olduğunu belirten Karayılan,
Kürdistan’da gelişen öz yönetim direniş sürecinin birinci özelliğini şu
sözlerle açıkladı: “Esasen kapitalist modernitenin bir ürünü olan merkeziyetçi,
tekçi ulus-devlet modeli giderek aşılmaktadır. Bugün yeryüzünde
merkeziyetçiliğin değil, yerelliğin ve çoğulculuğun esas alındığı sistemler
daha fazla öne çıkmakta ve demokratikleşme de bununla bağlantılı olarak
gelişebilmektedir. Bir sistem, yönetiminde ne kadar yereli esas alıyorsa,
merkezi yönetimle yerel yönetim arasında ne kadar denge varsa ve tüm kesimlerin
kendilerini temsil edebildiği çoğulculuğu ne kadar uyguluyorsa, o ülke o kadar
demokratiktir.” Yerel yönetimler sisteminin, farklı kültürlerin bir arada
yaşamasının da formülü olduğunu kaydeden Karayılan, “Farklı kültürlere sahip
toplumlar ancak otonomi, özerklik, federasyon gibi modellerle bir arada
yaşayabilmektedirler. Tek ulus yaratma istemiyse, esas olarak bağrında soykırım
taşıyan bir eğilimdir” dedi.
Demokratik Özerklik İlanı Doğru ve Yerinde Bir Adımdır
Bugün Türkiye’de Kürt sorununun Türkiye’nin birliği
çerçevesinde çözüme kavuşmasının da demokratik özerklik modeliyle mümkün
olabileceğini belirten Murat Karayılan, bu sürecin temel özelliklerinden
ikincisini şöyle izah etti: “Demokratik özerkliğin bir çözüm formülü olarak
ilan edilmesi çok önemli bir çözüm iradesinin ortaya konulması anlamına
gelmektedir. Önder Apo, paradigmasal temele dayandırdığı demokratik özerkliği
en uygun çözüm biçimi olarak belirlemiştir. Bu açıdan Türk sömürgeciliği bu
çözüme gelmeyip savaşı başlatınca, Kürdistan’da halk meclislerinin yerinde
yönetim anlayışıyla demokratik özerklik ilanlarını yapması çok doğru ve yerinde
bir adım olarak pratikleşmiştir.” Aslında çözüme gelmeyen AKP devletine rağmen,
Kürdistan halkının kendi çözümünü kendisinin dillendirdiğini ifade eden
Karayılan, “Önder Apo, ‘Demokratik özerklik bir hakikattir’ derken, hem
Türkiye’nin demokratikleştirilmesi, hem de Kürt sorununun çözümünün yegane
biçimi olduğu için bunu söylemiştir. Böyle bir model hem Türkiye’yi
demokratikleştirecek, hem de Kürdistan’da toplumsal barışı kalıcı kılacak bir
çözümü geliştireceği için tüm Türkiye ve hatta bölge halkları açısından bir
önem taşımaktadır” diye belirtti.
Demokratik Özerklik Birliği Taşıyan Tarihsel Bir Çıkıştır
AKP ve sömürgeci sistem temsilcilerinin ağız birliği
yaptığına, ‘demokratik özerklik Türkiye’yi bölme girişimidir; Türkiye’yi
parçalamadır; bölücülüktür’ söylemlerinin tamamen bir çarpıtma olduğuna dikkat
çeken Karayılan, “Bu söylemler gerçeğin tersyüz edilmesidir. Demokratik öz
yönetimlerin ilan edilmesi girişimi, Türkiye’nin parçalanması değil, tersine
demokratik-eşit-özgür birliğini kurma amacını taşıyan önemli bir tarihsel
çıkıştır. Ancak AKP kendi iktidarını kalıcılaştırmak ve hedeflediği başkanlık
sistemine ulaşabilmek için, Türkiye’nin bekasını ortaya atarak elindeki tüm
devlet imkanlarını ve diplomatik-siyasi-askeri gücünü, demokratik özerkliği
ilan eden şehirlerin üzerine yöneltmiştir” dedi.
YPS, Tarihe Not Düşecek Bir Direniş Ortaya Çıkardı
Doğal bir hak istemiyle ortaya çıkmış olan halk hareketinin
bu denli yüksek düzeyde bir devlet terörü ile yüz yüze kaldığı bir ortamda
YPS’nin kurulmuş olmasını önemli bir husus olarak değerlendiren PKK Yürütme
Komitesi Üyesi Murat Karayılan, “Burada önemli olan, bunun bir ihtiyaç olarak
ortaya çıkmış olması ve yine savaş içerisinde direnme arzusuyla bu yapının
kendini örgütleyebilmiş olmasıdır. Anlamlı olan yanı budur” diye kaydetti.
YPS’nin, herhangi bir yerde, masa başında ya da bir
toplantıda kararla kurulmuş bir örgüt olmadığını vurgulayan Karayılan, YPS’nin
tarihe not düşecek bir direniş sürecini ortaya çıkardığına da değindi. Sürecin
üçüncü özelliğini belirten Karayılan, bütün yetersizliklere rağmen halkın büyük
bir direniş gösterdiğine dikkat çekerek, “halkın yüksek fedakarlığı ve Mehmet
Tunçların şahsında görülen gerçek önderlerin fedaice duruşu karşısında,
görevini zamanında yapmayanların durumunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Yaşanan bütün yetersizliklere rağmen halkımızın büyük bir direniş göstermiş olması
sonucu önemlidir. Bu sürecin en önemli özelliklerini sayarken, üçüncü sırada
buna değinebiliriz” dedi.
Zafere Kilitlenmiş Fedai Bir Ruh Ortaya Çıktı
Murat Karayılan, sürecin dördüncü aşamasının ise; amatör
olan alt yapıya ve hazırlıkların çok ciddi yapılmamasına rağmen ortaya çıkan
yüksek fedai ruh olduğuna dikkat çekti. Karayılan devamla şunları söyledi:
“Mehmet Tunçların ve Sêvê Demirlerin duruşu bunun açık göstergesidir. Özellikle
de savaşın sertleşmesi ardından kitlenin şehirleri boşaltmak zorunda kalmasına
rağmen direnişte ısrar edilip yüksek bir kararlılık ve fedai ruhla sürdürülmüş
olması, bu direniş sürecinin en çarpıcı özelliğidir. Büyük komutan Çiyager’in
‘son ne olursa olsun muhteşem olacaktır’ demesi, aslında büyük bir amacı,
zafere kilitlenmiş bir ruh düzeyini ifade etmektedir. Onlar düşmana teslim
olmayarak, sonuna kadar direnerek, zaferin yolunu açmayı hedeflediler.”
Yaşanan direnişlerin büyük anlam taşıdığını vurgulayan
Karayılan, “Çiyagerlerin, Xebatkarların, Zeryanların, Rûkenlerin, Çekoların,
İslamların geliştirdiği bu tarihsel direnişler Kürdistan Özgürlük
Mücadelesi’nde yeni bir sayfa açmıştır. Bu sayfa, görkemli direnişlerle ve
büyük yiğitliklerle süslenmiş bir şekilde halkımızın direniş tarihine
eklenmiştir” diye belirtti.
YPS’nin Direniş İçerisinde Kurulması Takdire Şayandır
YPS’nin bu fedai ruhla kurulduğunu belirten Karayılan,
“YPS’nin bir yıl gibi çok kısa bir süre önce kurulmuş olmasına rağmen büyük bir
direnişi bağrında taşıyor olması, onun geleceğinin de parlak olacağını gösteriyor.
Kürdistan gençliğinin direniş içerisindeyken YPS’yi kurması ve yaşadığı Apocu
fedai ruhu zirveleştirerek onu şekillendirmiş olması, takdire şayandır. Tarihe
mal olmuş bir direniş süreci içerisinde kurulan böylesi bir örgütün geleceğinin
parlak olacağı kesindir” dedi.
Devrimci Halk Savaş Stratejisi Yaşama Geçmiş Oldu
Karayılan, sürecin beşinci önemli özelliğine ilişkin olarak
ise şunları söyledi: “Beşinci ve bu yazıda son olarak belirteceğimiz diğer bir
özellik ise şehir direnişleri ile birlikte mücadelemizin dönemsel stratejisi
olan Devrimci Halk Savaşı Stratejisi’nin bir biçimde yaşama geçmiş olması
durumudur. Devrimci Halk Savaşı Stratejisi, halkın da devrimci mücadelenin her
safhasına katılım gösterebildiği bir aşamadır. Bunu, bu şehirlerde yaşanan öz
yönetim direnişlerinde gördük. Bu direnişi geliştirenlerin hepsi, daha önceden
mücadeleye katılmış, eğitim görmüş, militan diyebileceğimiz kadrolar değildi.
Büyük bir çoğunluğu halktan gelen gençlik ve halkın kendisinden oluşmaktaydı.
Ancak buna rağmen çok büyük yiğitlikler sergilenmiştir. Şırnak’ta, Nusaybin’de,
Sur’da, Cizre’de, hiçbir eğitim görmemiş o gençliğin adeta bir kaplan gibi
düşman karşısında direniyor olması, aslında gençliğin taşıdığı cevheri
göstermektedir.”
AKP, Gençliğin YPS’leşmesinden Korkuyor
AKP’nin bu kadar insanlık dışı uygulamalarla faşizmi
tırmandırıp toplumu bastırmak istemesinin nedeninin Kürdistan gençliğinin
yaşadığı yüksek ruhtan duyduğu korku olduğunu belirten Murat Karayılan, “Türk
devletinin bütün çabası, yoğunca yaşama geçirdiği özel ve psikolojik savaş
yöntemleriyle, bugün Amed’de, Gever’de, Cizre’de ve Nusaybin’de gençliği baştan
çıkarmaktır. Türk sömürgeciliği ilk kez Kürt gençliğinden bu denli korkar hale
gelmiştir. Onun korkusu gençliğin YPS’leşmesi; YPS’nin ise Sur’da, Cizre’de,
Şırnak’ta, Nusaybin’de geliştirdiği direnişi genelleştirmesidir” dedi.
En İyi Savunma Aracı Örgütlenmektir
Gençliğin kendini her yerde güç ve irade haline getirmesi
gerektiğini vurgulayan Karayılan, şöyle devam etti: “Örneğin, metropoldeki tüm
gençlik kendisini bir sivil savunma gücü olarak örgütleyebilmelidir. Bu illa
silahlı olmalı diye bir kural yok. Doğrudur; bir savunma gücü olması itibarıyla
halkını ve kendisini savunması gerekmekte ve bunun için gerekli araçlara sahip
olmalıdır. Ama unutmayalım ki en iyi savunma aracı örgütlenmektir. Sen toplumu
ne kadar örgütlemişsen ve kendi içindeki örgütlenmeyi ne kadar sıkı hale
getirmişsen, savunman da o kadar güçlü olacaktır. Günümüzde çok sıkı
örgütlenme, disiplin ve gizlilik olmadan hiçbir şey yapılamaz; hele savunma
görevi hiç yerine getirilemez.”
En İyi Çözüm, Toplumsal Dayanışmanın Sağlanmasıdır
Demokratik özerkliğin artık bir yaşam biçimi olarak ele
alınması gerektiğini dile getiren Karayılan, “Düşman istediği kadar reddetsin;
demokratik özerkliğin ilan edildiği şehirlerimizi yerle bir etmiş olsun. Biz
artık kendimiz bu düşmandan ayrı, bağımsız, kendi kendimizi yönetecek şekilde
örgütlenmeye karar vermişsek, bizim için önemli olan bu karar ve bu karara olan
bağlılığımızdır” dedi.
AKP’nin amacının Kürt toplumunu belleksiz hale getirmek
olduğunu, bu nedenle sadece Kürdistan toplumuna değil, Kürdistan’ın binalarına
ve sokaklarına karşı da kin dolu bir saldırıda bulunduğunu belirten Karayılan,
“bu ağır yıkım ortamında yoksul halkımız çok büyük bir eziyet yaşadı ve
yaşıyor. Kuşkusuz toplumsal dayanışma ile halkımızın acılarını hafifleten
çalışmaları yapmak, bunun için ne gerekiyorsa onu gerçekleştirmek gerekiyor.
Ama en iyi çözüm, toplumsal dayanışmanın sağlanması, demokratik özerkliğin
özünde var olan komünal yaşamın geliştirilmesidir; birisinin evi yıkılmışsa,
herkesin evini ona açması ve paylaşmasıdır; bu biçimde bir ortaklaşmanın
komünal zihniyetin gelişmesidir” diyerek Kürdistan halkını kendi içinde
dayanışmaya çağırdı.
Kürt halkının geçmişte çok daha ağır badireler yaşadığını
vurgulayan Murat Karayılan, “tarihimiz, acılarla dolu bir tarihtir. Bu
acılardan hareketle bunun hesabını sorma hamlesini geliştirmek, bizlerin boyun
borcudur. Devrimcilerin görevi, sadece yaraları sarmak değil; yaraları
sararken, onunla birlikte bir daha bu tür durumların olmaması için bunu
yapanlardan hesap sorulması ve bunun için yaşananlardan ders çıkararak
gerekenlerin daha doğru taktik, yol ve yöntemlerle yapılmasıdır. Bunun ise,
doğru-zengin taktik hamlelerle devrimsel sürecin geliştirilmesi ve ülkemizde
gelişen faşist dalganın kırılarak demokratik-özgür yaşamın yolunun açılması
olduğu bilinmektedir. Bunun için eğer böylesi bir devrimsel görevi
üstlenmişsek, o zaman yürütülen devrimci çalışmalara bütün gücümüzle katılıp
bunu başarmalıyız. Şehir direnişlerinde destanlar yazarak şahadete ulaşan tüm
kahramanlarımıza verdiğimiz sözü ancak böyle yerine getirebiliriz” dedi.
YPS’nin Birinci Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun
Karayılan değerlendirmelerini, “YPS’nin birinci kuruluş
yıldönümünü tüm halkımıza ve Kürdistan gençliğine kutluyorum. Kürdistan
şehirlerini birer direniş abidesine çeviren kahramanları bir kez daha anıyorum.
Onların tarihi destanlarla açtığı yol, zafer yoludur ve bizler ancak bu yoldan
yürüyerek bu yiğitlerin anılarını yaşatabiliriz. Hepimizin, tarihin bu önemli
aşamasında sorumluluklarımıza sahip çıkarak başaracağımıza olan inançla tüm YPS
üyelerini ve sempatizanlarını canı gönülden selamlıyor, tarihin bu önemli
aşamasında, ikinci yıl mücadelesinde tüm YPS’li yoldaşlara üstün başarılar
diliyorum” diye bitirdi.
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com - www.lekolin.org - www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html