Destan sözcüğünü biz :”Ağızdan ağza anlatılarak süregelmiş
bulunan olağanüstü nitelikli öykü. Batı dillerindeki karşılığı mit. Yunanca söz
ve öykü anlamındaki, Mythos türetilmiştir. Destan ya da efsane deyimi gerçek
bir olayın olağanüstü anlatılışı için kullanıldığı gibi doğasal olayların
açıklanması” içinde kullanırız.
Yaratılış destanları bize yabancı değildir, bu destanlarda
yaratılışın görkemli öyküsünü hep birlikte okuruz. Okudukça da büyüleniriz.
Büyülendikçe de kendimizden geçeriz. Bize anlatılanların dili ne kadar
mitolojik olursa olsun, oralarda bir hakikatin ne kadar büyük zorluklarla
yaratıldığını hep birlikte görürüz. Arada bin yıllar geçmiş olsa da, bin bir
hileyle gerçeklerin üstü örtülmeye çalışılsa da, birileri olup bitenleri kendi
lehine çevirmeye çalışsa da, ortada öyle bir gerçek var ki onu da kimse
saklayamaz, gizleyemez, değerini küçümseyemez. Tabii ki istedikleri kadar
yalana başvursalar da bugüne gelmesinin önünü alamazlar. Bu ise yaşanmış olan
gerçekliktir.
Lafı çok uzatmadan: insanlık için yaratılış destanları
neyse Kürt halkı için 27 Kasım odur. Yeniden yaratılışın öyküsü ve destanı…
27 Kasım’ın üstünde henüz 40 yıl geçmiştir, biz 41.üncü
yılına gireceğiz. Şimdiden yazılanlar ve çizilenler ciltler dolusudur. Ancak
bizde yaşayan bir tarihin canlı tanıkları olarak, şunu her gün yeniden
yaşayarak görüyoruz ki: tarih yazılamıyor. Tarihi yazmak için öncelikli olarak
tarihi yaşamak gerekiyor. Tarihin ancak bir kesiti yazılabiliyor ki, tarih
ilerledikçe yaşanmış olanın yeniden yeniden ele alınarak yazılması ihtiyacı
doğuyor.
Biz tarihi belki de en hızlı yaşayan bir halkın
evlatlarıyız. Öyle ki binyıllarda oluşmuş olan karabasan bir tarihi, adeta ışın
hızıyla gün yüzüne çıkararak yeniden yazılmasının günlerini yaşıyoruz. Tarihen
yaşamasını hak edenin, cezasının verilmesi ya da yaşamaması gerekenin verildiği
tarihi bir kesiti yaşıyoruz. Buna tarih: alt üst oluş günleri diyor. Buna tarih
yeniden yaratılış yılları diyor. Ve tarih buna bir halk yaratılışa kalkmışsa
yürü ya kulum an’ı diyor.
İşte 27 Kasım günü bir halkın yürü ya kulum dediği tarihi
kesitin başlangıcıdır. Kimisi buna ok’un yaydan çıktığı an diyor. Ve kimisi
zorlu olan maraton yürüyüşünün başlaması diyor.
Kürt halkı bu maraton yürüyüşünü çok görkemli bir şekilde
başlatarak sonuca, hedefe başka bir deyimle menzile götürmek üzeredir.
27 Kasım gününü tarih, biz Kürtler için tarihin ileri
yıllarında bir milat olarak değerlendirecektir. Kürtler için bir 27 Kasım günü
öncesi olacaktır, bir de 27 Kasım günü sonrası olacaktır. Tarih yaşanırken
herkesin bu tarihi günün hak ettiği kadar değer vermesini ister, ancak bunun
böyle olmadığını, herkesin her zaman yeniden yaratılışmış olanı derinlikli ele
alamadığını, almadığını tarih bize hep göstermiştir.
Bir İsa’nın çarmıha gerilmesinin insanlık için neler
getirdiğini, biz bugün biliyoruz. Ancak o zamanlarda bu gerilişin ve direnişin
sadece birkaç avuç sayısı kadar insanın gerilişi ve isyanıydı.
Bir Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye yürüyüşü sadece bir
yürüyüştü ya da sadece bir kaçıştı, ancak tarihin seyrini bu yürüyüşün nasıl
değiştirdiğini biz biliyoruz.
Fransız devrimi Bastille hapishanesinin basılmasıyla
başladı ve bu sadece birkaç “baldırı çıplağın” bir baskınıydı. Ancak biz de
biliyoruz ki bu “baldırı çıplakları” aşan bir isyan olarak bugünlere kadar
gelen devasa bir devrimin kendisiydi.
Böyle tarihi olaylar, milat olarak kabul edilen yaratımlar
hep önceleri böyle ele alınmışlardır. Kimileri bu olay ve olguları ellerinden
geldiğince küçümsemek için her şeyi yapmışlardır. Ancak derler ki “güneş
balçıkla sıvanmaz.” Tarihi olaylar ve yaratılışlar gün gelir güneşin aydınlığı
gibi kendisini herkese kabul ettirir. Çünkü hiç kimse ama hiç kimse tarihin
akışını durduramaz. Tarihi karartamaz. Tarihi çarpıtamaz.
Hele hele birde kendi tarihini kendi elleriyle yaratanlar
var oldukça bu tarihi durdurmalara, karartmalara, çarpıtmalara asla ve asla
kimsenin gücü yetmez.
Halkımızın yeniden yaratılış destanın başlangıç günü olan
27 Kasım günü halkımıza ve insanlığa kutlu olsun.
Kasım ENGİN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com - www.lekolin.org - www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html